mithat paşa

    26.
  1. masondur, padişah katilidir, haindir. üstelik bu tarafsız tarih tarafından kanıtlanmıştır, isteyen rahatça araştırıp bulabilir. işin kötü tarafı bazı bankalarda bile resmi, heykeli bulunur, tanzim görür, büyük adam zannedilir.
    6 ...
  2. 1.
  3. osmanlı devletinin son döneminde yetiştirdiği en büyük ve en değerli devlet adamı.2.abdülhamit döneminde görev yapmış olup,osmanlıyı nerdeyse tarım devrimine götürmüş insandır.ki osmanlı ekonomisinin toparlanması ve 1920 ye kadar da devletin akonomik olarak ayakta kalmasında mithat paşanın kısa süren ama çok etkili olmuş çalışmaları etkili olmuştur.

    mithat paşa öğrenimini fransada görmüştür.şimdi kimin oğlu,annesi kim,nasıl paşa oldu gibi soruların cevabını bilmiorm da hakkında bildiklerimi söyleyeyeim size.başka şey bilenler varsa entry girsinler lütfen *ama osmanlıya geri döndükten sonra bir şekilde paşa olmuştur ve balkanlar başta olmak üzere bütün osmanlı sınırları içinde tarım ve sulama alanında büyük devrim yapmış,gittiği her bölgede iz bırakan bir lider olmuştur.

    ancak bunu gören avrupa devletleri abdülhamit'e mithat paşa'yı ortadan kaldırması konusunda baskı yapmışlar;abdül de bunun mümkün olmayacağını ama sürgüne gönderebileceğini söyler.*

    ki bunun üzerine mithat paşa belli aralıklarla sürgüne gönderilmiş,ama oralarda da görevini hakkıyla yerine getirmiştir.ama bunların üzerine avrupadevletleri abdül'E mithat paşa üzerinde o kadar baskı yapmışlardır ki,abdül en sonunda mithat paşanın paşalık ünvanının alınarak sürgüne gönderilmesini ve hapis hayatı yaşamasını emretmiştir.

    sonrasında iş bizim mithat paşanın nasıl yakalanılacağına gelir.çünkü mithat paşa,kendisinin ölüm veya en iyi ihtimalle sürgün emrinin verildiğiniş biliyor veya en azından tahmin edebiliyordu.ama abdül mithatpaşayı çağırmak için hiçbir kurnazlık yapmamış,direktman kendisinin huzuruna çağırmıştır.

    mithat paşa aslında o zaman abdül ün huzuruna çıkmayabilir,kaçıp balkanlarda yeni bir ayaklanma başlatabilir ve kendi bağımsız devletini kurup balkanların atatürk'ü olabilirdi.ama bunu yerine sonucu bile bile ölüme gitmek de olsa padişahın emrine karşı gelinemeyeceğini düşündüğü için abdülhamitin huzuruna çıkmayı kabul etmiştir.

    ve de işler tahmin ettiği gibi gitmiş,mithat paşa tutuklanıp şam'a sürgüne gönderilmiştir.ama bu defaki önceki sürgünlerine benzemiyordu,önceden de batının zoruyla sürgüne yollanmış;ama paşa ünvanı elinden alınmadığı için faaliyetlerine devam etmiş,saygınlığını korumuştu.bu defa ise paşa ünvanı,giysileri ve emrindeki adamları elinden alınmış vatandaş mithat olarak sürgüne gitmiştir ve biran önce af kararının çıkıp geri dönmeyi beklemeyte koyulmuştur.bu süreyi hücresinde kuran okuyarak geçirmiştir.ama mithat paşanın yaşamasını bile çok gören abdül,2-3 ay sonra onun ölüm emrini vermiş,yaşlı adamcağızı hücresinde astırarak öldürtmüştür.
    6 ...
  4. 15.
  5. aslında iyi bir devlet adamı ve yönetici olmuştur. fakat italya'nın trablusgarp'ı işgal edeceğine dair aldığı mektubu * abdülhamit'e göndermek yerine, hasır altı etmiştir. bu yüzden olsa gerek abdülhamitin ilk başlarda koruduğu mithat paşa daha sonra abdülhamit tarafından sürgüne gönderilmiş ve öldürtülmüştür.
    3 ...
  6. 14.
  7. kanuni esasi de bile son yetki padişaha aittir. hangi paşa padişahtan habersiz kafasına göre savaş ilan etmişş yaa..

    30 yıl boyunca ülkeyi savaştan uzak tutmuş dediğiniz padişah işinden kovulduktan sonra(2.meşrutiyet) ülke girdiği bütün savaşlardan yenik ayrılmıştır. demek ki 30 yıl boyunca ordu mükemmel bir hazırlık dönemi geçirmiştir.. eğer hapislerdeki mahkumlar serbest bırakılıp bulgarlara karşı savaştırılmasaydı bulgarlar istanbul'u fethedecekti..yaa o kadar aciz bir haldeydi ordumuz... tabi herkes burada enver paşa'yı suçlar... çerçeveyi büyük tutmak gerek bence..

    dolmabahçe sarayını topa tutarlar diye donanmayı haliçte çürümeye terk eden ve yıldız sarayına taşınan bir adamdan bahsediyoruz burada..10.000 kişilik hafiye ordusunu da unutmamak gerek.. abdulhamit mithat paşa'nın ölümünden haberdar olmayacakkmışşş..10.000 kişi ne bok yiyor ozman yaa... adam yıldız sarayının kanalizasyon sistemine bile ajan koymuş be..

    lütfen gerçekçi olalım..
    4 ...
  8. 42.
  9. 1822 yılında istanbul'da doğmuştur.

    Babası hâfız Eşref efendi'dir. asıl adı ahmed Şefik'tir.

    on üç yaşında divan-ı Hümayun kalemine girip başarılı oldu. Burada Midhat adını aldı. Fatih camii'nde derslere de katıldı. ilm sahibi idi.

    on sekizinde Bâb-ı Âli'de mektubî kalemine girdi. taltif edilip Şam'a memuriyete gitti. Anadolu ve Rumeli'de memuru yapıp. 1850'lilerde istanbul'da kırım harbi icin gelen yabancı askerler ve onlarla iletişimde olan memurları görünce frenk dili bilmediğini üzüldü.

    Mehmet Emin Âli paşa'ya kendisini avrupa'ya göndermesi için ricâda bulundu.

    kendisi batı'da pek çok ülkeye gitti. Demokrasi ve Meşrutiyet'in mimari olup hem ittihadçıların hem de Cumhuriyet kadrolarının üzerinde mebzul miktarda etkisi olmuştur.

    Türkiye'nin başındaki istibdat despotluğunu yok eden 1908 Hürriyet kahramanlarına selam olsun.
    2 ...
  10. 50.
  11. birleşik yazıldığında ankara'da bir cadde ismi olur. istanbul'da yenibosna ve ümraniye'de adaşı bulunmaktadır.
    2 ...
  12. 33.
  13. 23.
  14. padişah katili olduğu zamanın alman ve ingiliz dergilerinde bile karikatürize edildiği halde. ne yazık ki değerli devlet adamlarına toz kondurmayan bazı kimseler, padişah intahar etti diyebilmişlerdir. (bkz: padişah öldüren aristokrat)
    2 ...
  15. 7.
  16. o kadar değerlidir ki, ülkeyi rusyayla savaşa sokup sonra istifa etmiştir...
    2 ...
  17. 36.
  18. yıldız mahkemesi denilen aşşağılık tiyatroda nasıl ki sokrates atina mahkemesini rezil rüsva etmişse şanlı mithat paşada kukla yargıçları öyle madara etmiştir.

    Bir ara Mahkeme Başkanı Hristo Efendi sözünü kesmek isteyince, şunları söyledi:

    --spoiler--
    “Efendi, savunma hakkı ya vardır, ya yoktur. Ben seni eskiden beri tanırım. Bu iddianamenin sadece başındaki besmele ile sonundaki tarih doğrudur. Neden? Sultan Aziz’in vefatını, merhumun annesinden sormuyorsunuz? Çünkü ciğerparesi olmasına rağmen vicdan ve Allah korkusu olan herkesin yalan söylemeyeceğini biliyorsunuz.

    Zihinler, istikametini kaybederek şeytana ve iftira atılmasına karar verdikleri zaman, beni insanlar içinde öyle çıkarır ki, bizzat şeytanın bile yüzü kızarır. Bu mahkemeye ne lüzum vardır. Şahit dinlememek, delil ve belgeleri incelememek, bilirkişilere itibar etmemek, kanunları ayak altına aldıktan sonra mahkemeye ne lüzum var. Tanzimattan önceki duruma geri döndüğümüzü gördüğüm için çok üzgünüm. Bu benim için sizin vereceğiniz bir ölüm kararından daha acıdır.

    Bazı mahkemeler vardı ki, şeklen biter. Aslında devam eder. Sanıklarla, mahkeme heyetinin yer değiştirdiği vaki olan bu safhada, hakim tarihtir. Ben sizleri, cümleten bu büyük hakime tevdi ediyorum.”
    --spoiler--
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük