misyonerlik faaliyetleri ile sömürgeciliğin ne boyutlara ulaştığı ve asimilasyonun nerelere vardığı göz önüne alındığında haklı bir korkudur. tarih bilmek korkuya mani değildir.
bir ara misyonerler televizyon kanalı kuracaklardı... başarabildiler mi bilmiyorum ama böylece belki şu ünlü "misyoner pozisyonu" da bu kanalda öğretilirdi, halkın kültürü de artardı.
Desem güleceksiniz, kurmasınlar yazsam beğeneceksiniz, fakat tersini söylesem kızacaksınız.
Türkiye'de, (bazen amiyane tabirle kullandığım anlamda) "modern milliyetçi-muhafazakarlar" değil ama, "klasik" anlamda böyle olanlar, yani inceden "faşo" kokanlar, misyoner faaliyetinden oldum olası korkarlar.
Neden? islam dini yüzyıllardır bilinçaltına, iliklerine, genlerine işlemiş halkımızın itikadı bu kadar zayıf mıdır ki, iki papaz lafına kanacak da ihtida edecek? Kitle halinde kiliselere mi koşacaklar vaftiz olmaya? Halkımız hıyar mı?
Hayır, maksat "faşoluk" olsun. Gecekonducular severler.
Türkiye medyasında, adı açık seçik konmamış olsa bile birtakım "islami kanallar" var mıdır? Vardır.
Bunların bazılarında sabah akşam Kur'an-ı Kerim okunur ve tefsir edilir mi? Okunur ve edilir. Ulema ya kendini öyle sananlar "din ve ahlak sohbetleri" yapar mı? Yapar.
Türkiye'de islam propagandası yapmak serbest midir? Köküne kadar serbesttir.
Peki başka bir dinin propagandası niçin yasaktır? Bu demokrasi midir, düşünce özgürlüğü mü, inanç özgürlüğü mü?
Belki sayıları az da olsa Rum ve Ermeni vatandaşlarımız pazar sabahları kiliseden canlı yayın istiyorlar, kandil geceleri Mevlid-i Şerif yayınlıyorsunuz da bunu niçin yayınlamıyorsunuz? Onlara da yazık değil mi?
Bendeniz çok şükür Hristiyan değilim, olacak kadar da delirmedim. Bir "üçlü kutsal ruh" fikri (teslis), isa'nın "Tanrı'nın oğlu" olması, daha doğrusu "Tanrı'dan kaynaklanan Ruh-ül Kudüs'ün bir Yahudi kızcağızı gebe bırakması" fikri bana son derece saçma ve akıl dışı geliyor. Bu kez de Hristiyan olanlar entrye kızacaklar ama düşüncem bu. Hele katolik dogmasına, yani "papanın ve kilisenin asla yanılmazlığı" ilkesine ağzımla gülmem bile.
Fakat bu saçmalığı niçin özgürce savunamasınlar? Bu memlekette her ileri sürülen fikir ya da inanç çok mu akıllı uslu yani?
Zeus'a tapan varsa, çıksın o da bunu serbestçe söylesin. Laiklik budur.
O çok hayranlık duyduğunuz Amerika Birleşik Devletleri'nde, Yüksek Mahkeme (Supreme Court), şiddet öğesi içermediği ve başkalarını zorla yanına çekmeye çalışmadığı sürece, Satanizm'in bile "bir tür din" sayılması gerektiğine karar verdi ve serbest bıraktı, bunu duymuşluğunuz var mıydı?
Güldürü unsuru şurada; Faşolar, dincilere çok kızıyorlar ve akılları sıra laikliği savunuyorlar ama bizzat kendileri laik değiller! Atatürkçülük ayağından dincilik yaptıklarının da farkında değiller! Kafaları çok karışık.
Çünkü ülkemizde laiklik, "din işiyle devlet işini ayırmak" değil, "dini baskı altında tutmak ve dindarların ümüğünü sıkmak" olarak algılanıyor!
Misyoner televizyonuna zamanında karşı çıkmaya gerekçe olarak, Türkiye'de "derneklerin, sendikaların ve dini kuruluşların televizyon kurmalarının yasak olmasını" göstermişlerdi
Haklıydılar. Fakat "bu doğru mudur, iyi midir" diye tartışmak akıllarına gelmiyordu. Niçin sendika televizyon kuramayacakmış ve işçinin hakkını arayan yayınlar yapamayacakmış? Bu demokrasi miydi?
daha entryimi sonlandırmadım ama şu anda bana yöneltilen küfürleri de duyar gibiyim tabii... neyse.
Geçenlerde bir Internet sitesine "yorum gönderen" bir hayvancık, "Kürt devleti kurmak isteyen barzani'nin de Yahudi olduğunu" ileri sürüyordu! Ülkemizde beyin düzeyi de tartışma düzeyi de bu. O zaman faşolar haklıdır, bu tür "eşeklere" özgürlük yaramaz. Misyoner pozisyonu bizi bozar, biz arkadan yaklaşalım.