Adalet bakanlığı kanunlar genel müdürü'nün ''misyonerlik bir terör örgütünden daha tehlikelidir ve maalesef bu türkiye'de suç sayılmamakta'' seklindeki ifadesinden çıkan sonuç; din'in yayılması için çalışan kişilerin faaliyetlerini bir tehlike olarak algılamak, hristiyanlığı yayanların terörist olduğunu sanmak.
insanlara her ay belli bir miktar para karşılığında hristiyanlığa geçmeyi teklif etmek din propagandasıdan çok ötedir, düpedüz bir aldatmacadır, insanımızın zayıflıklarından faydalanmak demektir, insanları sömürmek demektir, "iyi de bize ne bundan" deme şansımız yok, çünkü bu sömürülen insanlar bizim insanımız, %99'u müslüman olan bir ülkede, böyle bir misyonerliğin, normal karşılanmasını kimse beklemesin, bizim tepkimizin de, lakayıtlığımızın da uç noktalarda olduğunu da, kimse gözardı etmesin, alın işte, son malatya katliamı, kör göze parmak...
kandırılan insanlar da hristiyanlığı bir din olarak değil de, bir ekmek kapısı olarak görmektedirler, ülkemizdeki misyonerlerin yaptığı insanımızı en zayıf bölgesinden vurmaktır, paranın sıcak yüzüyle akıllarını çelmektir, özellikle hiç bir hristiyanın yaşamadığı fakir muhitlerine kiliseler açmaları da bunun en büyük göstergesidir, bu da cahil, gariban insanları kandırmaktan başka birşey değildir, normal değildir, yoksa adam hür iradesiyle hristiyan olmuş bana ne, yahudi olmuş bana ne, dinsiz olmuş bana ne, ama işin içinde bir ali cengiz oyunu olunca, insan ister istemez tepki koyuyor, tepkisiz kalmak mümkün değil...
ayrıca "milli güvenlik kurulu" raporlarında da misyonerliğin sadece bir din propagandası aracı değil, türkiye'yi bölmeye çalışma amacıyla da kullanıldığı belirtilmiştir...
Misyonerler teröristtir. afrika da din yaymış fakat kurtardıkları kardeşlerinin köle olarak satılmalarına ses çıkarmamışlardır,uzak asyada afyon tacirleriyle aynı gemilerle gelmiş,onların mali yardımlarıyla faaliyet yürütmüşlerdir.amaçları bir zenciyi veya çekikgözlüyü tanrının cennet krallığına göndermek değil,tokat yeyince öbür yanağını uzatan enayiler yığını oluşturmaktır bu gibi kolonilerde.yine de öldüremezsin bu adamları çünkü bunların yaymaya çalıştıkları şeyin üzerine balıklama atlayan sensin,kapılarında bekleyen sensin,vatandaşını aç bırakan da sensin.bu kadar ikiyüzlü muhafazakarlık tarihin hiçbir döneminde ve hiçbir yerde görülmemiştir.
birlik beraberliği sağlayan unsurlardan en önemlilerinden biri de din olduğu için misyonerliğin ucu terore dayanabilir. kimse unutmasın ki bu memleketin insanı kurtuluş savaşı mücadelesi verirken camileri kışla olarak kullanırdı. düşmanın ilk öldürdüğü de camilerin imamı olurdu.
