madonna'dan charlie chaplin'e, marilyn monroe'dan papa'ya kadar taklit yaparak ve taklidini yaptıkları ünlülerin karakterlerini dahi benimseyerek, onlar-mış gibi- yaşayan, ek gelir olarak hayvancılık yapan bir komüne marilyn'in başka bir şehirde (Paris'te) tanıştığı michael jackson taklitçisinin katılmasıyla devam eden bir film. enigmatik ve rüya gibi sahneleri bir şekilde izleyicinin büyükşehir hayatına dayanarak kurgulandırdığı mantık yapısını farklı bir alternatife ikna ediyor bence. samantha morton ne kadar doğal ve güzel bir kadın dedirtiyor ayrıca ...
--spoiler--
Dear world...
Dear world and everyone in it,
I have noticed that over the years
you have tried to pass me by.
I have noticed that
you think I'm very strange,
and the way I think
you might consider it to be wrong.
Dear world, and everyone in it...
from the moment I was born,
I remember feeling different.
I remember thinking
I had a special kind of vision
that allowed me to see things
that you couldn't see.
I don't think I ever felt the same
as you felt and...
I'm not exactly angry about it,
it just seems that's the way things are.
I have to admit that I have spent
the majority of my life feeling confused,
feeling alien and disconnected.
Never quite getting things the way
it seems everyone else gets them
or understanding things exactly.
Dear world...
Dear world and everyone in it,
It's hard to always laugh,
when you don't know what people find so funny.
--spoiler--
sahneyi izleyebilmek için: http://www.vimeo.com/3975909
ünlü taklidi yaparak geçimlerini sağlayan bir grup insanın kendilerine ait bir adada, imkansızlıklarla mücizeyi gerçekleştirerek tüm dünyadaki en güzel gösteriyi yapmaya çalıştıkları Harmony Korine nin yazıp yönettiği harika bir filmdir. ancak filmin sonunda paraşütsüz atlayıp sağ kalabilen rahibelerin bunu papa için yapmaya gittiklerlerken uçaktan düşüp sağ kalamadıkları gösterilir ki bu da aslında mücize diye bişeyin olmadığının sembolüdür. ayrıca kırmızı başlıklı kızın bir tren yolunda salınarak yürürken söylediği güzel bir şarkı vardır. türkçeşi şöyledir:
cellat cellat
ipi biraz gevşet,
ipi birazcık gevşet ki
babamın gelişini görebileyim
çok uzaklardan geliyor kendisi.
baba baba
bana altın mı getiriyorsun?
cellatın parasını mı ödeyeceksin
yoksa beni izlemeye mi geldin
sallanırken bu cellatın ağacında...