1982 yılında Cannes Film Festivalinde Büyük ödülü senaryosunu Yılmaz Güneyin yazdığı yönetmenliğini Şerif Görenin üstlendiği Yol Filmiyle paylaşan film. Şilideki ihtilalde kaybolan oğlunu arayışını ve arka planda halkın çektiklerini anlatan Costa gavras'ın güzel filmi.
--spoiler--
70'li yıllarda abd'nin desteğiyle bir güney Amerika ülkesinde darbe olur. bu sırada Charles harmon adında genç bir Amerikalı ortadan kaybolur. karısının tüm araştırmaları sonuçsuz kalır ve Charles harmon'un izine bir türlü ulaşılamaz. derken baba harmon oğlunun izini sürmek için güney amerika'ya gider. gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladıkça, oğlunun siyasi sebepler yüzünden yok olduğunu anlayacaktır ve işin içinde hükümetinde bulunduğu gerçeği ile bir yıkımın eşiğine gelecektir...
--spoiler--
ıssız yollarda gece yarısı araba ile saatte 150/km de giderken dinlenmesi orgazm tadında keyifler yaşatan everything but the girl şarkısıdır. Yol için tavsiyelerim "Afyon-Burdur", "Balıkesi-Ayvalık" vs vs..
başrollerinde jack lemmon, sissy spacek, melanie mayron ve john shea'nin oynadığı costa gavras'ın yönettiği önemli adaylıklar ve ödüller almış filmidir. şili'de meydana gelen darbe sonrası kayıp oğlunu arayan bir babanın ve kaybolan bu oğlun eşinin hikayesi anlatılır bu filmde. yok yok bunlardan başka birçok şey daha anlatılır bu filmde...
bir de yanılmıyorsam müzikleri de vangelis'e aittir.
şili'de darbe dönemlerini anlatan bir filmdir. gerçek bir hikayeyi anlatır.
--spoiler--
şili'de karısıyla yaşayan devrimci charlie horman darbeden 2-3 gün sonra kaybolur. amerikan konsolosluğu konuyla ilgili araştırma yapıyor gibi görünür fakat durum bambaşkadır. şili'de darbe planına ortak olan amerika olaylardan bağımsız
gibi davranır. bu ortaklıktan haberdar olan charlie'yi şili askerleri tutuklamıştır.
charlie'yi aramaya gelen babası tam bir rejime sadık tipolojidedir. gelinini rejim karşıtı olduğu ve charlie'nin hükümet tarafından tutuklandığı fikrine sahip olduğu için aşağılar ilkin. fakat kanıtlar ve şahitler gösterir ki charlie faşist iktidar tarafından tutuklanmış ve öldürülmüştür.
charlie'nin cesedi ailesine 6 ay sonra gelir. otopsi yapılamayacak durumda olan ceset cinayetin nasıl işlendiğinin bile bilinmemesine neden olur.
charlie'nin babası şili'deki amerikan konsolosluğu çalışanlarına dava açar fakat devlet sırrı olan bu konu davanın düşmesine neden olur.
--spoiler--
denize kıyısı bile olmayan bir ülkeye neden donanma subayı gönderilir ki?
Londra sokaklarında yürürken dinlenmesi felaket zevk veren şarkı. Eğer birşeye duyulan özlem varsa içinizde, kendinizi garip bir duygu içinizde bulmanızı sağlar. Yanınızdan geçen sarışın kızlar umurunuzda olmaz *, iki adım ileride yiyişen gaylere ''ulan napıyo bunlar'' gibi bakmassınız. Tek yapmak istediğiniz bu şarkıyı dinleyerek, caddede yürümek olacaktır. Özlem acısını birazda olsun tatlı bir acıya cevirebilecektir.