duz ve sıkışmıs toprağa bir cizgi cizilirdi. yaklasik 20 metre uzagina da 10-15 cm derinliginde ve yine ayni çaplarda minik bir kuyu kazilirdi. sonra tek atisla o kuyuya sokmaya calisirdik. kuyuya sokan diger sokamayanlarinkini falan vururdu. karış alirdik. bu kadar animsiyorum. simdi olsa oynarim. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1919057/+
kocaman tozlu ceplerimizde singirdayan, binbir renkleri ve pürüzsüz neseli yuvarlakligiyla cocuklugumuzu büyülemis, kücücük yarali ellerimize maharet kazandirmis, ütmek eylemiyle ilk kez tanismamiza vesile olan hayatimizin en masum devresinin vitrin süsleri..
o zamanlar agzimizda leblebi tozumuz vardi bir de, sarapta kizarmis ördeklere inat..
3-5 model halinde kategorize edilen bilyalardır. çocukluğumuzdan akılda kaldığına göre *teklik*, onluk*, parlak*, porselen*ve dombili* minik * gibi modelleri vardır.
edit: ne salakmışız lan. teklik, onluk, parlak, porselen hepsi kırtasiyede aynı fiyattan satılırdı. o zaman parlağın ya da porselenin diğerlerinden pahalı olmasının mantığı ne...
galiba olay şu, çocuklukta satın alarak misket sahibi olmak süt çocuklarına özgüydü. önemli ve değerli olan kökerek * bir sürü (adettendir, misketler kavanoza doldurulur ve anlatırken kavanoz ölçü olarak kullanırdı.) misket sahibi olmaktı.