Ne günlerdi be. Toz, toprak, çamur her türlü oynardık. Arkadaşlar arasındaki karizmamız sahip olduğumuz misket sayısıyla doğru orantılıydı. Büyük misketiniz varsa kraldınız. Kemik misket candı. Bir de misket demez “bilye” derdik. Cebimizde para değil, bilye varsa zengin sayılırdık.
Sonra cebimizdeki misketler azalıp sonunda hiç kalmadı. çünkü büyüdük artık misket yerine paraya tapar olmaya başladık. işte bugünlere mutluluğumuz azala azala geldik.