Kitabın ismi "aşağılama" ile başlamaktadır. Ancak çoğu defa karıştırıldığı için, ya yayınevi ya da kitap yurdu ilanı verirken "aşağılanma" olarak yazmış. Siteye bilgilendirme maili atılmıştır.
Neyse acemilik arkasında sığınmadan, kitabın ilk anda görünür kısımlarındaki hataların, içeriği için ön yargı oluşturmamasını ummaktan başka çare yok.
Ha "ummak" demişken, umut da aşağılama ilişkileri ürünüdür. Bunu da yazdım. *
Bu arada o ceset meset diyen, evet sen, sen kitabı okumadın mı, "ölüm aşağılama ilişkilerinin doruk biçimidir", demişim. Git şurda tek ayak üstünde bekle. Aha yine aşağılama ilişkisi.
nobel alasica diyecegim asagilama iliskilerinin doruk noktasi olur mu diye teredutteyim. ne diyelim? cok satsin, cok para kazansin mi diyelim? yok oyle denmiyordu, ben karistirdim yine. kitabi korsan olsun herkes okusun. deger cokecek yakinda nasilsa, para pul, hayat da bayram olacak.
yazdığı ilişkilere kendini fazlasıyla kaptırmış kişidir. efenim aşağılama konusunda kendisini durduramıyoruz. zira keçi inatçılığında verdiğim cevaplarla yeni bir kitap yazması da an meselesi. (bkz: cevab veremedi)*
lan lan yoksa tezini kanıtlamak için benim özel mesajlarımı bir sonraki kitabında mı yayınlayacak?
kitabını satmak için efor sarfetse de kimse almadı. belki de alamadı... zaten ben bu misisipikedisi'ni böyle cankilotvandam falan gibi bir adam beklerken bir anda böyle felsefeci falan bir adam çıkıverdi. ama süper muhabbeti bütün kötü felsefeci özelliklerini kapattı. ayrıca kitabı da alınıp okunulası türden bir kitap olduğu için üniversitemizin kütüphanesine tavsiye edeceğim kitap olacaktır. *
sağ profilden beyazıt öztürk'e benzeyen, hoş sohbet, felsefik kişilere verilen nick. bu nicke sahip yazar. evde yengen bekler ben kaçayım insanı.
kitabını inceleme fırsatı buldum zirvede. (bkz: izmir küresel ısınıyor biz hala içiyoruz zirvesi) ilgincime gitmedi değil. en enteresan yanı ise kendi kitabını kendisi için imzalamış olması.
taş gibi hatun. öyle ibne gibin puşt gibin değil yani.
vercem dedi, bekledim. naz yaptı sonra... ısrar ettim. tam veriyodu veremedi. kendisi hala cevab veremedi. iyi bi çocuğa benziyordu, içime sinmedi, çok vuramadım. görenler yeni haliyle tanıyamaz. kaş,göz ne varsa yer değiştirdi. son hali de fena olmadı hani, nevi şahsına munhasır sanatsal bir çalışma.
üds falan dedi bi ara, git dedim sütünü iç, bizi rahatsız etme.
bir de bütün gece bana sarktı. farkındayım super sonic mükemmellikteyim ve karşı koyamıyorlar.* zira yapmayın arkadaşlar... bak yine g*tüm kalktı.
yazarlik yapan yazardir.
ne is yaparsin ne ögretirsim dedigimde felsefe grubu demistir.
acmak gerekirse
felsefe
psikoloji
sosyoloji
v.b..
gibi ortaokul bitene kadar bizim icin hicbirsey ifade etmeyen ortaokuldan sonra ise sadece kafamızı bulandirmaya yarayan dersler bütününün icinde bireysel olarak yer almis egitimcidir.hocadir...
evden annesi kizdigi icin zor izin alip erkenden dönmek zorunda kalmistir.
tanıştığıma çok bi müşerref olduğum, kravatımı beğenen, beni sevindiren bilge yazar. nşm yi döverken arada selam verebildik birbirimize fakat bir dahaki sefere daha fazla muhabbet ederek bilgilerinden faydalanmaya çalışacağıma dair kendime söz verdim.
4 mart 2008 sevilla fenerbahce maci başlığında, fenerbahçe'nin 2. gölü sonrası, sözlük formatına uymayan entrysi silindikten sonra, kurallara uygun entry yazıp moderasyonu eleştirdiği için silinenen entryisini, kurallara uygun biçimde yazıp 1 harf hatası, evet 1 harf hatası, gerekçe gösterip silinen; harf hatasını düzeltip, entry sonuna "uzatmayın beyler. yakışmıyor." dedikten sonra, "moderasyona yönelik eleştilerden vazgeçin" denilerek entryisi silindiği için sözlükten ayrılma kararı almışyazardır.
Evet ilk entry maçın çoşkusu içinde hatalıdır. Ve kurallara uygun yeniden girip, keyifin bozlumaması için moderasyona azcık laf atılmıştır.
çoluk çocuğun yöneticilik egosunu tatmin aracı olmuş sözlükte kalmanın anlamı yoktur.
çünkü gerçekten silinmesi gereken yığınla entry varken, kalkıp bir yazarın düzeltip yeniden yazdığı, arada moderasyona "eleştirdiği" entryi silmek, yöneticilik oynamak demektir.
Zaten silinme gerekçesindeki " moderasyona yönelik eleştilerden vazgeçin" emir cümlesi bilinç altında yatan yönetici mantığı göstermektedir.
Size oyununuzdan kolay gelsin dilerim.
Hoşçakalın.
Edit: Gelen özel mesajları okumak için bri kaç gün daha kalacağım. Yok arada silinirsem de eyvallah.
edit-2: Yaptığı harf hatalarının olası sorumlusu, henüz tetkiki yapılmamakla beraber *, yazarın disleksi hastası olma ihtimalidir.
Bugüne kadar silinen hiç bir entrysine itiraz etmemiş, moderasyonu haklı bularak düzeltme zorunluluğu varsa, entrylerini düzeltmiş, ancak ego tatminine dayalı silme olayı abartan moderasyondan görev yapan her kimse ona kızıp yorganı yakmış yazardır.
Sözlükte her kimi üzdüysem affola.
Tanıştıklarım, sohbet ettiklerim, kendinizce vede bensizden alabildiğimce yaşamıma hem renk hem de anlam kattınız.
her ne kadar görüşlerimin nerdeyse karşısında duran yazar ama zevkle okuduğum yazar. en azından iki kelimeyi adam gibi yan yana kurmasını bilenlerden. ben becerdim de başkasını değerlendiriyor değilim. zaten kendisiylede yakın bir münasebetimiz olduğu söylenemez. yine de herkesin başına gelen haksızlıkların onun başına gelmiş olabileceğini bilmesi gereken yazar. herkes vazgeçerse o zaman hiçbir şey düzelmez ki bunu senin benden daha iyi bildiğini düşünüyorum. yine de gitmek kendi tercihinde olacaktır. eğer gidersen de devam eden ve edecek olan hayatında başarılar. kolay gelsin.
Moderasyona ayrılma gerekçesi olarak, aşağıdaki mesajı yollamış yazar.
Nick altımda, sözlükten ayrılma kararımı almama dair bilgileri, gerekçeleri bulacaksınız. Bu mesajın amacı ayrılma nedenlerini özel anlamda değil genel anlamda tartışmak. Belki de tartışmaya açmak.
Özelden yazan bir arkadaş, ayrılma kararımla ilgili olarak "Sözlükten beklentileriniz o kadar yüksek mi? moderasyon dediğiniz anonim takılan ilkokul öğrencileri bile olabilir" diye görüş belirtmiş.
Bu görüş üzerine ayrılışımdaki temel nedeni ifade etme şansı yakaladım. Eğer sözlük yazarından kalite bekliyorsa, bir yazar olarak da ben moderasyondan aynı kaliteyi isteme hakkına sahibim.
Bu anlamda, şimdiye kadar silinen entylerimde düzetlme zorunluluğum varsa düzelttim, aksi halde silinmesine ses çıkarmadım. Son olay da ise, sözlük formatına aykırı olan, ki çoşku ile yazılmış bir entry onun yanlış olması hakkını vermediğini düşünerek, moderasyona azıcık sitem ile düzeltilen entry girdiğim halde, moderasyona söz ettim diye, "moderasyonu eleştireyi bırakın" emir cümlesi bardağı taşırmıştır.
Moderasyonun hangi şartlar altında çalıştığını tartışmak gibi bir niyetim yok. Ama moderasyonunda yazarlardan beklediği kalitenin altında kalmamak gibi bir sorumluluğu var. Ve buna gerekçe olarak çalışma koşullarının ağırlığı asla ve asla gösterilemez.
Eğer benim ayrılışım, moderasyonunda kalitesi için bir tartışmaya vesile olacaksa, ne güzel. Yoksa çalmak da ve oynamak da herkes serbesttir. Bende böyle bir alanda durmama serbestliğimi kullanmış olacağım.
dün gece olanlar ile ilgili başta zall ve josef k'dan öncelikle konunun anlaşılması için gerekli çabayı ve ilgiyi görmüş yazar.
Fakat zall ve josef k olay ile ilgili sürecin nasıl olduğuna dair "aktardıkları" bilgiler, açıkçası "inandırıcılıktan" uzaktır. Aktardıklarını buraya yazmayacağım. Gerekli düşünceleri kendilerine aktardım.
Zall ve josef k'nın olaya belirli bir önemle yaklaşıp, ve olması gerektiği gibi müdahale etmeleri; bir yazar olarak gösterdiğim tepkiye belirli bir değer vermeleri, sözlüğün konumlanışında gösterilen çaba konusunda takdire değerdir.
Bu nedenle sözlükten ayrılma kararımı, şimdilik bir süre sözlüğe yazmam olarak değiştiyorum.
-----
ikinci defa ayrılma girişiminde olmam, yazarların kafasıda, ayrılmayı oynuyor, gibisinden bir düşünce oluşturabilir. Böyle bir düşünce oluşmasını hem engelleyemem hem de tavrın kendisi öyle bi rdüşünce için zemin yaratmaktadır.
Ancak 2. ayrılma kararımdan sonra, düşünce olarak benim tam zıddımda olan yazarların yazdıklarına bakılırsa, ayrılma gibi bir kararın benim açımdan çocuksu bir tavır oladığı görülecektir.
Ancak yine de isteyen istediğini düşünecektir. Buna kimse engel olamaz.
