yvaine gibi sanırım benim için. gözlerimi kapatıyorum, yvaine'in tristran thorn'a söylediği şeyleri getiriyorum aklıma.. kendim yvaine'in yerine koyuyorum;
"i know that love is unconditional. but i also know that it can be unpredictable, unexpected, uncontrollable, unbearable and strangely easy to mistake for loathing, and... what i'm trying to say, tristran is... i think i love you. is this love, tristran? i never imagined i'd know it for myself. my heart... it feels like my chest can barely contain it. like it's trying to escape because it doesn't belong to me any more. it belongs to you. and if you wanted it, i'd wish for nothing in exchange - no fits. no goods. no demonstrations of devotion. nothing but knowing you loved me too. just your heart, in exchange for mine"
"güvercini okşayarak, 30 yıl önce yaşadığı olayın gizemini çözmeye çalıştı. gözlerini kapadı, avucu içinde güvercinin minik ıslak vücudunu, çarpan yüreğini duyuyordu. birden nasıl olduğunu, niçin olduğunu anlamasa da güvercinle şimşek bir oldu; alabildiğince emindi bundan. bu yürek çarpması ve gök gürültüsü, hepsi onun eseriydi! bir çığlık atıp dehşet içinde ayağa sıçradı. şimdi ilk kez gök gürültüsünde gizli, güvercinin ötüşündeki saklı sözleri duyabiliyordu;
Vurmuyor yüzüne eskisi gibi sanki
Güneşin ısıtmıyor içini
Gelmiyor içinden uzatmak ellerini
Ellerin tutamıyor bir kalbi
Bir kağıt, bir kalem, bir yanmış, bir sönmüş, bir bitmiş sigara
Hayatın bu
Sökülmüş, atılmış, kırılmış, dökülmüş hep paramparça
Yolun sonu bu
Yalnızlık
Saklandığın o küçük delikte buluyor seni
Yalnızlık
Seviştiğin o kalpsiz bedende uyuşturuyor seni
Yalnızlık
Sıkıştığın o küçük evinde vuruyor seni
Yalnızlık öldürüyor seni
Öldürüyor beni
Yalnızlık çağının kalbi kırık çocukları
Yalnızlık o simsiyah ellerinde
Yalandan ninnileriyle büyütüyor bizi. *
upuzunnnn, sapsarıııı, kupkuruuuuu
bir sahilde yürüyorum
martılarrrr gülüşürken çığlık çığlığa
ben gözyaşımdan içiyorum
kalbim kırıkkkkk
bugün bütün şişeleriiiii kendime açıyorummmm
karışmasınrrr kimseciklerrrrr
daha .... düşmedimmmm,
uçuyorummmmm
aaaaaa,
kaldı gözlerimde tuzuyla o sevgiliiiii
hatırası kamburumdaaaaa
kahrediyor beniiiii
eski anılardannnnn birkaç resmiyleeeeee
bense bu sahilde bir sarhoşşşşş
- Demedi. Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani. Tamam benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi.
- Öyle olur mu lan? Sevmek denilen şey böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi ışığı suyu sağlayınca yeşertip büyütemezsin onu. Sana karışık gibi görünen şey aslında çok basit. Birini seviyorsan seversin sevmiyorsan da sevmezsin. Bazen de ikisi birbirine karışır.
- Peki abi, sevip sevmediğini nasıl anlarsın?
- Bak o biraz karışık işte. Bir sevgilim vardı benim. Sürdü bir süre. Geçmiş zaman. Neyse bir hafta sonu beraberdik bununla. Gezdik, yedik, içtik falan. Sonra pazar akşamı trene bindirip uğurladım Ankara'ya. Trenden inince aradı hemen beni. Sanki az önce yanından ayrılmışım gibi değil de aylardır görüşmemişiz gibiydi. Bir ara peş peşe seni seviyorum dedi. Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum... Çok hoşuma gitti elbet. Biraz daha konuşup kapattık.
- Ee, sonra?
- Salı günü ayrıldık, yine bir telefon konuşmasıyla. Eski sevgilisi aramış bunu, buluşmuşlar. Sonra aslında birbirlerini unutamadıklarını fark edip tekrar denemeye karar vermişler. Ne deniyorlarsa artık. Bozuldum tabi. Ağladım, yalvardım, tehdit, küfür kıyamet.. Ama faydası olmadı tabii.
- Yani yalan mı söylemiş? Sevmiyor muymuş seni?
- Bilmiyorum. Başta öyle zannettim tabii. Sonra zaman geçince şöyle düşünmeye başladım. Belki o ana kadar ve öncesinde gerçekten sevmiştir beni. Hatta belki insan aynı anda iki kişiyi bile sevebiliyordur. Yani belki yalan söylememiştir.
- Yani abi?
- Yanisi şu. Sen artık bir şey yapma. Bırak. Eğer seviyorsa seviyordur. Sevmiyorsa da sevmiyordur. Üzerine gitmenin, sıkıştırmanın hiçbir faydası olmaz. Bırak. Sevecekse seni, sever. Sevmeyecekse de ne yaparsan yap sevmez. O yüzden hezeyana kapılıp saçmalama.
- iyi de abi ben onu çok seviyorum.
- Biliyorum. Bakma inanmaz gibi durduğuna, bence o da biliyordur. Ama şunu unutma bu tek başına hiçbir işe yaramaz. Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte..*
Gözlerim kör karanlıkta
Kör kuyunda
Boğulursa,
Tenim benim olmadıysa
Yitirilmiş,
Tutsak olmuş,
Düşman olmuş,
Milyon defa tekrarlanan
Hayatımsa
Gizli bağın çözüldüyse
Yollar varsa
Pahalıysa
Uzun, kısa ya da darsa,
Artık hiç farklı omayan,
Sıkıldığın,
Hayatınsa
Aslında yollarrrrrrrrrrrrrr
Yalanını görmez, yaraları sarmazzzzzzzzzzz
Hiç bitmezzzzzzzzzzz
Aslında yollarrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Daralıp açılmaz, sonuna da varmazzzzzzzz
Hem varsan da
Farketmez kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii, farketmez kiiiiiiiiiiiiii.
Oldu, oldum, çocuk kaldım
Yüreğimden yaralandım
Bir yer olsa
Huzur sunsa
Dizlerim üstünde çöksem
Sonsuz yolu aydınlansa
Günün ilk ışığında
Son bir kez nefes alsam
Kaybolasam gözyaşında
Ya da ilk kitabında..........
aaaaaaaaaaaaa.........
yollarrrrrrrrrrrrrrr..........