mishel

entry235 galeri10 video6
    151.
  1. upuzunnnn, sapsarıııı, kupkuruuuuu
    bir sahilde yürüyorum
    martılarrrr gülüşürken çığlık çığlığa
    ben gözyaşımdan içiyorum

    kalbim kırıkkkkk
    bugün bütün şişeleriiiii kendime açıyorummmm
    karışmasınrrr kimseciklerrrrr
    daha .... düşmedimmmm,
    uçuyorummmmm

    aaaaaa,
    kaldı gözlerimde tuzuyla o sevgiliiiii
    hatırası kamburumdaaaaa
    kahrediyor beniiiii
    eski anılardannnnn birkaç resmiyleeeeee
    bense bu sahilde bir sarhoşşşşş

    laaaaaaaaa laaa laa laaa laaaa,
    la laaaa laaa laaa laaa laaaaaaaa...
    2 ...
  2. 152.
  3. bkz: (#18839697) yazısıyla mutlu eden iç anadolunun sıcak insanı. sağ olsun, var olsun.

    düzeltme: ege olacakmış. kızdılar kendileri. affola.
    1 ...
  4. 153.
  5. Vurmuyor yüzüne eskisi gibi sanki
    Güneşin ısıtmıyor içini
    Gelmiyor içinden uzatmak ellerini
    Ellerin tutamıyor bir kalbi
    Bir kağıt, bir kalem, bir yanmış, bir sönmüş, bir bitmiş sigara
    Hayatın bu
    Sökülmüş, atılmış, kırılmış, dökülmüş hep paramparça
    Yolun sonu bu
    Yalnızlık
    Saklandığın o küçük delikte buluyor seni
    Yalnızlık
    Seviştiğin o kalpsiz bedende uyuşturuyor seni
    Yalnızlık
    Sıkıştığın o küçük evinde vuruyor seni
    Yalnızlık öldürüyor seni
    Öldürüyor beni
    Yalnızlık çağının kalbi kırık çocukları
    Yalnızlık o simsiyah ellerinde
    Yalandan ninnileriyle büyütüyor bizi. *
    3 ...
  6. 154.
  7. nikos kazancakis cümleleriyle seslenmek istenilen suser.

    "güvercini okşayarak, 30 yıl önce yaşadığı olayın gizemini çözmeye çalıştı. gözlerini kapadı, avucu içinde güvercinin minik ıslak vücudunu, çarpan yüreğini duyuyordu. birden nasıl olduğunu, niçin olduğunu anlamasa da güvercinle şimşek bir oldu; alabildiğince emindi bundan. bu yürek çarpması ve gök gürültüsü, hepsi onun eseriydi! bir çığlık atıp dehşet içinde ayağa sıçradı. şimdi ilk kez gök gürültüsünde gizli, güvercinin ötüşündeki saklı sözleri duyabiliyordu;

    "selam mishel, selam sana...!" böyle seslendiğine şüphe yoktu. "selam, selam sana!"
    0 ...
  8. 155.
  9. bir yaprak uçuyor ağaçtan
    pat diye kucağıma
    adını gördüm sanki
    damarındaaaaa

    uykularımı bölen
    gündüzümü geceden
    adını duydum sanki
    dudağındaaaaa

    halaaaaa aşkta umudun varsaaaa
    her baharda, yağmurdaaaaa
    hala aşkta umudun varsa
    aşk da zatennnn
    tesadüfennnnn
    1 ...
  10. 156.
  11. arayıp sormasan da
    unuttum seni sanma
    dünya bir yana, sen bir yana *
    1 ...
  12. 157.
  13. bir gün daha geçmiş
    zaten yılları saymaz
    sorduğundaysa aynaya
    ayna yalan söylememiş
    geceleri anılarda

    hayalleriyle konuşmuş
    gözündeki halkalarda
    yaşlarını kurutmuş
    belki



    önümüz yaz
    gideriz bir yerlere
    belki dansedersin
    kumsalda yalnız tek başına.

    bu yağmur, bu deniz, bu kumsal
    bu yıldızlar, geçen yıllar
    bu sarhoşlar, bu yalnızlar
    kalbi kırık eski dostlar

    belki
    önümüz yaz
    gideriz bir yerlere
    belki dansedersin
    kumsalda yalnız tek başına.
    1 ...
  14. 158.
  15. yvaine gibi sanırım benim için. gözlerimi kapatıyorum, yvaine'in tristran thorn'a söylediği şeyleri getiriyorum aklıma.. kendim yvaine'in yerine koyuyorum;

    "i know that love is unconditional. but i also know that it can be unpredictable, unexpected, uncontrollable, unbearable and strangely easy to mistake for loathing, and... what i'm trying to say, tristran is... i think i love you. is this love, tristran? i never imagined i'd know it for myself. my heart... it feels like my chest can barely contain it. like it's trying to escape because it doesn't belong to me any more. it belongs to you. and if you wanted it, i'd wish for nothing in exchange - no fits. no goods. no demonstrations of devotion. nothing but knowing you loved me too. just your heart, in exchange for mine"

    işte öyle.
    0 ...
  16. 159.
  17. evimle ilgili güzel planlarımız var. haha. *
    1 ...
  18. 160.
  19. tahmin konusunda başarılı yazar kişisi.
    1 ...
  20. 161.
  21. şiirlerin kraliçesi olan yazardır. şiir bilgisi çok iyidir. hakkımdaki öngörüsü için teşekkürlerimi sunarım.
    4 ...
  22. 162.
  23. 163.
  24. Hayat çok güzel Necipppp
    Kimsen olmasa bileeee
    Yalnız kalsan da yineeee
    Mutlu ol sen yine Necip beni dinleeee
    Dolaşırsın sahillerde yapayalnız hayalinleeee
    Coşarsın müzik sesiyle bi walkmanleeeee
    Dünyaya geldiğine pişman olma elbette beni dinleeeee
    Dünyaya geldiğine pişman olma elbette beni dinleeeee

    Erken yatar uyursun sığınırsın gecelereeee
    Yalnız hayallerinle düşlersin geleceğini
    Bazen mutsuz bakarsın gözlerinle
    Dolaşırsın sahillerde yapayalnız hayalinleeeee
    Coşarsın müzik sesiyle bi walkmanleeeeee
    Dünyaya geldiğine pişman olma elbette beni dinle Necipppppp
    Dünyaya geldiğine pişman olma elbette beni dinle...

    necippppppppppp.
    2 ...
  25. 164.
  26. nesildaş yazar.

    s7v7n başlığında yazdığı nickaltı yazısını gördükten sonra bakayım bakayım napmış bu tatlı kız dedim. ? kısmına bastım istatistikleri dikkatimi çekti. gammaz olmuş!!! hem de listeye 24. sıradan hızlı bi giriş yapmış. son zamanlarda çok fazla entyrm siliniyor neden acaba!!! *
    1 ...
  27. 165.
  28. ''zeytin yapraklarının beyaza çaldığı bir mevsimde, bir kıyı kentinde buluşmak istemiştim onunla. o yoktu. öyle bir kıyı yoktu. zeytin dalları da yoktu.''
    1 ...
  29. 166.
  30. (bkz: bir erkeğin en derin yeri/#19113726)

    entry si ile helal olsunları hak eden yazar.

    külotlu çorap giymeyi sever mi ayrıca merak ediyorum.
    1 ...
  31. 167.
  32. ölüm ile alakalı yazı yazmayı sevmiyorum aslında. her telaffuz ettiğimde çağırıyormuşum gibi geliyor.
    ben sana başka bir şey anlatacağım mishel.
    dedemin en sevdiğim insan olması, onun nasıl bir insan olduğundan çok; benim onu nasıl gördüğümdü. belli yaşına kadar karaborsacı olarak anılan dedem, insanların gözünde belki de kötü bir insandı. fena bir esnaf. kimsenin işini düşürmek istemeyeceği zalım bir mal sahibi.
    ben dedemi diğer insanların gördüğü gibi görmedim. yaptığı işle ilgilenmedim. kime ne sattığı umrumda olmadı. sadece beni ve ailesini çok sevdiği için sevdim onu.
    yazmak çok saçma geliyor aslına bakarsan ölümün ardından. çok sevdiğin birini bir daha göremeyecek olma duygusu, bu duyguyu henüz tatmamış insanın algılayabileceği bir şey değil. en çok neye imreniyorsun desen; sanırım dedesi olan, dedesiyle oynayan çocuklara, diye cevaplarım. çünkü ben, 14 senedir, bir fiil, dedemi çok özlüyorum. imreniyorum dedesi olan kimselere..
    kim ne söylerse söylesin, kim ne yaparsa yapsın, atamıyorum aklımdaki anıları bir kenara. tamam, haklılar aslında, zamanla azalıyor; alışıyorsun. ama alışmak o kadar kötü geliyor ki.. bir anda ''dedemin yokluğuna nasıl da alışmışım, yazıklar olsun bana.'' diye kızıyorum kendime, dedemi unuttuğumu fark edince.
    çok acı. unutuyorum onu bazen. unuttuğumu hatırladığımda sanki kalbime bir ok saplanıyor. nefes almıyorum. almak istemiyorum. anıların en belirginlerini silip atamıyorum. atmıyorum.
    boyoz mesela. boyoz yediğim her an aklıma geliyor dedem. çok severdi boyozu. kahvaltısından eksik etmezdi. greyfurt mesela.. içmeden duramazdı. içine bol toz şeker; bana da ikram ederdi. içi kan kırmızı portakal zannederdim greyfurtu. çok şaşırırdım her defasında sıkarken.
    fakat bazı şeyler o kadar normalleşiyor ki ''o mezar taşının şöyle olmasını isterdi'' diye düşünmek dahi, bir noktadan sonra insanın yokluğunu olağanüstü bir seviyeden olağan bir düzleme çekiyor.
    insanla alakalı en büyük sır ölüm. öldüğünde neye ne olduğunu dahi bilemiyoruz, fakat ona dair şeyleri ölümden sonra sanki bakkaldan ekmek almak, su almak kadar normalmişçesine konuşuyoruz. işte bu da canımı çok yakıyor.
    ölümü insan herkese yakıştırabiliyor, ölü insanların arkasından küfredebiliyor dahi, ama en sevdiği kişinin bir anda bir gün herkesin tadacağı o şeye maruz kalabileceğini asla ve asla kabul etmiyor. kabul etmekten ziyade, ölümün sanki başkalarına odaklı, bizim dışımızda bir gerçeklik olduğu illüzyonuyla yaşıyor.
    dedemin felç kaldığı haberini aldığımda, çocukluğumun da getirisi ile sanırım, pek ilgilenmedim. ah.. şimdiki aklım olsaydı yanından bir adım ayrılmazdım. çünkü o gerçekten çok iyi bir adamdı.
    insanın pişmanlığı biraz büyüdüğünde ortaya çıkıyor. her zaman dedeme çok önem vermiştim, onun bir dediğini iki etmemeye özen göstermiştim. fakat bunlardan ötede, o, torunu olan insana adeta kendi dengiymişçesine muamele etmişti. oturup konuşuyordu benimle, kendisine ne kadar salakça gelse de söylediklerimi herhangi önyargısız bir insandan farksız olarak dinliyordu.
    sonra dedem öldü.
    ölümünü duyan herkes baş sağlığı diliyordu, en başta söylediğim gibi, herkes başın sağolsun dedikten sonra normal hayatına geri dönüyordu bir gün kendilerinin de ölebileceklerine ihtimal vermeden. ev doluyordu, gelenler, gidenler, her taraftan taşan yemekler, helva...
    insanların en sevdiklerinin dahi tattıkları, ayırım gözetmeden başa gelen şeymiş bu. ölüm..
    ben dedem ölünce çok ağlamıştım. şairin dediği gibi, göze sabun kaçması gibi bir şeydi.. bilirim acını. tüm kalbimle, başın sağolsun diyorum. ve emin ol, diğerleri gibi, normal yaşantıma dönmüyorum.
    1 ...
  33. 168.
  34. evinin kadını, çocuklarımın anası olacak yazardır.mutfakta ahçı, yatakta neyse töbe töbe seviyoruz kendisi. *
    2 ...
  35. 169.
  36. böyle nickini gördükçe yanaklarını sıkma isteği getiren şirin yazar.
    2 ...
  37. 170.
  38. (#19245477) imrendigim yazar. negzel hayatin var senin oyle ya laylaylom.
    3 ...
  39. 171.
  40. bu sezen cumhur önal havasını tümden dağıtmak adına kendisine bu parçayı armağan ediyorum, tanımam etmem; baktım herkes dadanmış nick altına bari bende eksik kalmayayım dedim, al ablacım;

    http://youtu.be/4kQMDSw3Aqo
    2 ...
  41. 172.
  42. (#19317187) gel canım ben sana iğne yaparım.
    1 ...
  43. 173.
  44. 174.
  45. Kayıpları oynayan emmikizim.

    Nerelere gittin ya hu.
    0 ...
  46. 175.
  47. bana hep buralardayım konuşuruz diyerek ortalıktan kayboldu. hani hep vardın??
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük