takip edilecek yazarlar listeme aldığım sözlüğün kaliteli yazarlarından. bu zamanda az bulunur böylesi. Not: kendisi karşı cinsten olduğundan değildir bu övgüler. hak edene hak ettiği kadar.
--spoiler--
insan en az üç kişidir. kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. en sahicisi de bu üçüncüdür. olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık olması en az altı kişi arasında geçen bir hadisedir. hangi kişiliğinin hangi kişiliğe, hangi parçanın hangi parçaya özlem duyduğunu çözemediğinde, içmeyi unuttuğun sigara parmaklarını yakana kadar karşı duvara bakarsın.
--spoiler--
şu paragrafı yazabilmiş übermansch.. hayret ile tamaşaa ediyorum. bakıyorum, sekizinci nesil yazar. hem de bayan. daha önce de güzel paragraflar okudum ama hiçbiri "keşke ben yazsaydım" seviyesinde değildi. kongıraleyşıns bacım.
edit: paragrafımı aldım aynen emrah serbes'e verdim. sana da teessüf ediyorum.
Rahat uyumasi icin, bir elimde gitarim, diger elimde telefonumla vatani gorevimi yerine getirdigim, bir cok konuda yardimci olmus ve olacak olan pek degerli arkadasim. Net.
bir telefon çığlığıyla yalnız bir güne uyandımmmm
bir an
nefessiz kaldımmmmmm
dün de yok yarın da yok
sonsuz bir şimdi içimde o an
nefessiz kaldımmmmm
başka türlü birşey bu yannnnnnız seni
isteyen başka türlü bir şey bu
sen gelsen anidennnnnn
kardelennnnnnnnnn uçup gittin elimden
peki yine döner misinnnnnnnn
sen kardelennnnnnnnnnn
açı versen yeniden
beni hala ister misin ?????????
kendisine nickaltından veda etmek istediğim tek yazar.
yaklaşık 9 ay önce tanıştım senle 'emmikızım'. şarkı yollamıştık birbirlerimize, güzel şarkılardı ben beğendim hepsini en azından, sen beğendin mi bilmiyorum. şu an yazamıyorum tıkandım *... gün oldu derdimi anlattım, gün oldu derdini dinledim, gün oldu sevinclerimizi paylaştık gün oldu şafak saydık * sana anlatığım çoğu şeyi reel hayatta kimseye anlatmadım belki de, çoğu kişiden yakın oldun bana. zaten sevgimi kolay belli eden biri olamadım ben, bi zeynep e belli ediyorum belki gerçekte. neyse bunlar boş detaylar...
sonuç olarak ben gidiyorum emmikızım, belki hiç bi değerim, karşılığım yoktur gözünde, belki attığım mesajları görünce öeh gene yazmış ya la bu diyosundur ama yine de burdan veda edem dedim. ha yukarda yazılanları okuyorum falan bi sürü samimiyetsizlik kokan sevgi sözcükleri falan varda sözlüğü saçma sapan kullanan erkeklerden uzak dur emmikızı, erkek değil mi içlerini bilirim onların * dikkat et kendine.
kal sağlıcakla.
dip not; bu yazıyı yazarken çaylağım yine biliyon mu, yazar olduktan sonra görürsün anca.
edit; yine çaylak oldum ama ben :) bak bu da 7000. entrym emmikızım, senin için :)
Gözlerim kör karanlıkta
Kör kuyunda
Boğulursa,
Tenim benim olmadıysa
Yitirilmiş,
Tutsak olmuş,
Düşman olmuş,
Milyon defa tekrarlanan
Hayatımsa
Gizli bağın çözüldüyse
Yollar varsa
Pahalıysa
Uzun, kısa ya da darsa,
Artık hiç farklı omayan,
Sıkıldığın,
Hayatınsa
Aslında yollarrrrrrrrrrrrrr
Yalanını görmez, yaraları sarmazzzzzzzzzzz
Hiç bitmezzzzzzzzzzz
Aslında yollarrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Daralıp açılmaz, sonuna da varmazzzzzzzz
Hem varsan da
Farketmez kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii, farketmez kiiiiiiiiiiiiii.
Oldu, oldum, çocuk kaldım
Yüreğimden yaralandım
Bir yer olsa
Huzur sunsa
Dizlerim üstünde çöksem
Sonsuz yolu aydınlansa
Günün ilk ışığında
Son bir kez nefes alsam
Kaybolasam gözyaşında
Ya da ilk kitabında..........
aaaaaaaaaaaaa.........
yollarrrrrrrrrrrrrrr..........
- Demedi. Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani. Tamam benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi.
- Öyle olur mu lan? Sevmek denilen şey böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi ışığı suyu sağlayınca yeşertip büyütemezsin onu. Sana karışık gibi görünen şey aslında çok basit. Birini seviyorsan seversin sevmiyorsan da sevmezsin. Bazen de ikisi birbirine karışır.
- Peki abi, sevip sevmediğini nasıl anlarsın?
- Bak o biraz karışık işte. Bir sevgilim vardı benim. Sürdü bir süre. Geçmiş zaman. Neyse bir hafta sonu beraberdik bununla. Gezdik, yedik, içtik falan. Sonra pazar akşamı trene bindirip uğurladım Ankara'ya. Trenden inince aradı hemen beni. Sanki az önce yanından ayrılmışım gibi değil de aylardır görüşmemişiz gibiydi. Bir ara peş peşe seni seviyorum dedi. Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum... Çok hoşuma gitti elbet. Biraz daha konuşup kapattık.
- Ee, sonra?
- Salı günü ayrıldık, yine bir telefon konuşmasıyla. Eski sevgilisi aramış bunu, buluşmuşlar. Sonra aslında birbirlerini unutamadıklarını fark edip tekrar denemeye karar vermişler. Ne deniyorlarsa artık. Bozuldum tabi. Ağladım, yalvardım, tehdit, küfür kıyamet.. Ama faydası olmadı tabii.
- Yani yalan mı söylemiş? Sevmiyor muymuş seni?
- Bilmiyorum. Başta öyle zannettim tabii. Sonra zaman geçince şöyle düşünmeye başladım. Belki o ana kadar ve öncesinde gerçekten sevmiştir beni. Hatta belki insan aynı anda iki kişiyi bile sevebiliyordur. Yani belki yalan söylememiştir.
- Yani abi?
- Yanisi şu. Sen artık bir şey yapma. Bırak. Eğer seviyorsa seviyordur. Sevmiyorsa da sevmiyordur. Üzerine gitmenin, sıkıştırmanın hiçbir faydası olmaz. Bırak. Sevecekse seni, sever. Sevmeyecekse de ne yaparsan yap sevmez. O yüzden hezeyana kapılıp saçmalama.
- iyi de abi ben onu çok seviyorum.
- Biliyorum. Bakma inanmaz gibi durduğuna, bence o da biliyordur. Ama şunu unutma bu tek başına hiçbir işe yaramaz. Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte..*