miserere

entry30 galeri0
    30.
  1. grange için orta düzeyde, polisiye/gerilim açısından bakacak olursak pek ala okunabilir olan roman.
    0 ...
  2. 29.
  3. jean christophe grange' in türkçeye koloni olarak çevrilmiş kitabı. emekli bir ermeni cinayet masası dedektifi ve uyuşturucu bağımlısı genç ortağı. karakterler olarak tipik grange tarzını yansıtıyor. ama kitapta eksik olan bir şeyler. evet sürükleyici ama önceki kitaplarında verdiği keyifi vermiyor. bir aksiyon filmi havasında yazılmış. sanki sırf filmi yapılsın diye yazılmış gibi duruyor. en basit yönetmen bile rahatlıkla kitabın bire bir filmini yapabilir. zira bundan önceki diğer eserler sinenemaya uyarlandığında uyumsuzluk yüzünden tepki almıştı. neticede gişe hasılatı, kitap satışlarından daha fazla para kazandırır yazarımıza.
    0 ...
  4. 28.
  5. (bkz: koloni)

    --spoiler--
    yaklaşık 330 sayfa boyunca kasdan ile volo'nun araştırmalarından gıdım gıdım bilgi çıkmasıyla, okuyucuyu meraklandıracak bir iki soru sunması dışında gözümde hiç bir dan brownromanı havasını vermemiştir. ancak karakter tahlilleri oldukça başarılı, yine de kasdan'ın gerçek kimliğini açıklaması pek etki yaratmadı bende. sondaki çatışma sahnesi de sanki pek havada kalmış. son 15 sayfada buradan bağlayamaz herhalde diye tahmin ettim, sonunda tahminimde yanılmadığımı gördüm.
    --spoiler--
    0 ...
  6. 27.
  7. grangé'nin başta sıkıcı olan ama konu ilerledikçe okuyucuyu içine alan kitabıdır. özellikle yaklaşık son 130 sayfası çok sürükleyicidir. fakat sonu çok çabuk gelmiştir.

    --spoiler--
    veletlerden hangisi çığırtkan * anlayamadık havada kaldı.
    --spoiler--
    0 ...
  8. 26.
  9. --spoiler--
    grange'nin sonunu havada bıraktığı kitaptır. ikincisini mi yazacak yoksa küfür mü istiyor bilinmez fakat eğer ikincisini yazacaksa nasıl devam edecek. neyse o sıçsa bile okuyacağım için sorun yok. bu arada bu son yazdıklarımın hiç birinde spoilere gerek yok galiba.
    --spoiler--
    3 ...
  10. 25.
  11. grange'ın kesinlikle en sıkıcı romanı. tamam sürükleyici tarafları da var ama özellikle Şili ve Pinochet'den bahsedilen bölümler haddinden fazla uzundu.yazarın tüm kitaplarını okuyan bir olarak diyebilirim ki tarzından ödün veridiğini düşündüğüm ilk kitabı oldu.
    ----spoiler----
    tüm cinayetlerin silahı bir çocugun sesiyse cinayetler sırasında yanında olan çocuklar neden bu sesten etkilenmedi?
    ----spoiler----
    1 ...
  12. 24.
  13. 2 gün önce hevesle aldığım kitabı yine hevesle bitirdim. yine bir j.c.grange klasiği. soluk aldırmadan bitirtiyor kendini kitap.

    --spoiler--
    gel gör ki diğer kitaplardan tek farkı vurucu son olabilecek gerçeği; yani olayların altında koloni olduğunu kitabın sonuna saklamayıp önceden söylemesi. ancak koloni'nin çarpılıcığını uzun uzun anlatabilmesi için bunu yapması gerekiyordu.
    --spoiler--

    o betimlemeler, o sürükleyicilik... nasıl bir yetenektir yahu? 7. kitabını okudum hala şaşırıyorum. polisiye yazarlığı budur. ötesi yok.
    1 ...
  14. 23.
  15. yanlış anlaşılmasın bu sölediklerim. daha kitabı bitirmedim ama şimdiden bile söylemek gerekirse, bir grange hayranı olarak hayal kırıklığına uğradım. hani o eski böle sayfaları yirmişer yirmişer çevirttiren kitapları gitmiş sanki böle orta derece, klasik, sonu baştan tahmin edilebilen(sonunu bilmiyorum ama tahmin ediyorum ki eminim yanılmıcam neyse) bir polisiye romanı gelmiş. yazık ettin grange ilişkimize. oysa ben, ben ne çok şeyler ummuştum senden bu romanda.
    (bkz: ayıp ettin, necmettin)

    geldi geldi zamanın çook ötesinden bi edit geldi:

    --spoiler--
    şimdik kitabın sonundaki bazı detaylar güzeldi. kabul ediyorum sezarın hakkı sezera bizde ama volo'nun eski bir koloni üyesi olduğunu tahmin etmiştim ki yanılmamışım, hatta daha ileri giderek volo'nun jr hartmann ın jr'ı olabilceiğini, ne biliyim kuyudan cıktıktan sonra kasdan'ın karşısına hartmann'larla birlikte poz vericeğini filan düşlemiştim kitaptan daha bir feyz alma adına ama sukut-u hayale uğradım. neyse güzel kitap lakin grange' ı yeni okumaya baslayanlar için..
    --spoiler--
    0 ...
  16. 22.
  17. jean christophe grange ile tanışmama vesile oldu bu kitap. 10-15 gün önce izmit kipa'da masa lambası almak için aylak aylak dolanırken kendimi kitap reyonunda buldum. keskin bir geçişti. kitap kapağından etkilenen yüzeysel bir adam olduğumdan aa bu ne böyle deyip oracıkta kitabın 15 sayfasını okuyuverdim. güvenlik geldi, hayırdır bilader ne iş dedi. ben de korktum hemen aldım kitabı. zaten yıllardır, her ay başı, abi bu ay kesin grange okuyacağım deyip deyip kendimi kandırıyordum. güvenlik sorunumu çözmüş oldu. ancak kipa'dan kitap alınmaz kardeşlerim. bunu da biliniz. liste fiyatı üzerinden satıyorlar kitapları. idefix veya kitapyurdu'ndan alsanız en az bir %20 indirim ile alırsınız kipa'ya nazaran. ancak o indirim de kargo'da son bulur. o yüzden toplu sipariş vermek gerekiyor.

    miserere ise sürüklüyor adamı. kitabı okuma sürecim izmit - bayrampaşa arasında geçti. izmit seyahat'in yumuşacık koltukları müthiş bir haz verdi bana. sabah izmit'ten bin, esenler'den metro ile bayrampaşa'ya git, ardından bir minibüs ile rami'ye var, 8-9 saat boyunca terk-i diyar olmuş bir makine atölyesinde mühendislik yapmaya çalış, o yorgunluğun ardından minibüs-metro yap, izmit seyahat'e tekrar bin ve de kitap oku. her kitap yaptıramaz bunu bana, her yazar sürükleyemez bu kadar. koloni bunu başarabiliyor.

    grange araştırmacı yönünü de ortaya çıkartmış. şili darbesi, elektronik aksamlar, tablolalar hakkında hoş benzetmeler ve bilgiler var. karakterlerin işlenmesi özveri dolu. hikaye doğrultusunda daha da çok tanıyoruz başroldeki oyuncuları. fransa sokaklarını, caddelerini, binalarını, nehirlerini, bulvarlarını bol bol duyuyoruz kitap boyunca.

    çeviri berbat olmasa da iğrenç. bir çok dil bilgisi ve yazım hatası var. misal yarrak yazacaklarına yarak yazmışlar. ehe ehe diye güldüm ben bunlara.

    kitabın bence tek eksik yanı sonuç bölümünün işlenişiydi. adım adım kurgulanmış hikaye 9-10 sayfada son buldu. belki bu benim kitaba doyamayışımdan ya da grange'in tarzını tam olarak bilmememden de kaynaklanıyor olabilir.

    - okuru koltuğuna çivileyecek bir roman.

    tonights the night, 2009
    2 ...
  18. 21.
  19. cedric volokine ve lionel kasdan isimli aktif olarak görevde olmayan 2 polisin bir tarikatı çökertme macerasını anlatan roman. güzel ve akıcı anlatımıyla okuyucu sıkmıyıyor. grange klasikleri arasında yerini almıştır.

    not : öğretici bilgiler de vardı içinde benim içn. misal 73 şili darbesinden , pinochet 'den bihaber idim. öğrenmiş oldum.
    1 ...
  20. 20.
  21. okuru şaşırtmayan, buna rağmen hiç sıkmadan kendini okutan, bunun da yazarın maharetine bağladığım güzel roman. ayrıca kapak tasarımı da gayet ilgi çekici.
    1 ...
  22. 19.
  23. grange'nin her romanında olduğu gibi yine üst seviye yaratıcılığa sahip seri katil cinayetlerini barındıran kitabın ismi. katilin daha başlarda belli olmasına rağmen bir kitap nasıl okutulur, bunun da kanıtı bu kitap.

    --spoiler--
    -yalnız koloni diye adlandırdığı ülke içinde sır gibi gizlenebilen, her yerde parmağı olan, yok etmenin imkansız olduğu gibisinden bir izlenim bırakan bu tarikatı 7 sayfada iki adam nasıl harcadı orasını da anlamak gerçekten çok güç, yine sona kadar çok randımanlı gelip, hikayenin final bölümünde oldu bittiye getirilmiş gibi bir izlenim bırakan romanlardan olmuştur.
    -yine ihtiyarların çok huysuz olduğu, ağızlarından laf almanın imkansız olduğu gibi söylemlerle tanıtılan kişilerden de iki polisin her türlü ayrıntıyı kolaylıkla öğrenebilmesi de kitap için ayrıntılarda basite kaçıldığını düşündürebilir.
    --spoiler--

    iki kötü spoilerdan sonra kitabın iyi olduğunu söylemek mümkün, okuyup bitirdiğinizde eskisi kadar olmasa da grange tatmini yaşatan bir kitaptır, fiyasadaki çoğu kitaptan daha okunabilir olduğu da rahatlıkla söylenebilir.
    1 ...
  24. 18.
  25. j.c.grange nin yeni kitabı.ilk sayfalarda insanı sürükleyip götürüyor.bu grange ne harika yazarmış meğer.
    1 ...
  26. 17.
  27. genel kültür niteliğinde okunması gereken grange kitabı.Şili darbesine dair gayet fikir sahibi oluyorsunuz kitabı okurken her kitabında olduğu gibi araştırma konusunda yardırmış.Kitaptan sonra okunacak kitaplar araştırılacak konular birikiveriyor.Grange'ı bu şekilde okumak daha bir faideli kanısındayım.Sonuçta polisiyeyse beklenti geçmişinde barındırdığı kızıl nehirlerve taş meclisi gayet doyurucu oldu okuyucusu adına.Buyrun oradan yakınız efenim..
    0 ...
  28. 16.
  29. tavlanın ermeni icadı olduğunu öğrendiğim kitap. grange nin yalancısıyım.
    0 ...
  30. 15.
  31. halen okumakta olduğum jean - christophe grangé kitabı.

    birçok yerde gördüğüm kadarıyla okuyanlar bu yeni kitabın öncekiler kadar başarılı olmadığını söylemişler. grangé'in bundan önce türkiye'de yayınlanan tüm kitaplarını ****** da okumuş biri olarak şu noktaya kadar benim gözüme böyle bir durum çarpmadı. aynı grangé var karşımızda, tarzı insanı içine çekmekte oldukça başarılı. ve araştırmacı özelliği, sınır dışına çıkma hastalığı yine hissettirmiş kendini. ayrıca alabros kesilmiş saç ve glock marka silah takıntısı da her zamanki gibi mevcut.

    ancak biz türk okurlar için rahatsız edici bir durum kitabın başında gözüme çarptı ki, belirtmeden geçemeyeceğim.

    --spoiler--
    kitabın baş karakteri lionel kasdan, bir ermeni polis. emekli olmuş ve vaktini paris'teki bir ermeni kilisesinde geçiriyor. kitabın ilerleyen bölümlerinde pek fazla olmasa da ilk kısımlarında ermenilik meselesine oldukça fazla değinilmiş. ikinci bölümün başında bu ermeni kilisesinin duvarlarında yer alan tablolardan bahsedilirken tablolardan birinin 1915 tehciri'nde hayatını kaybeden ünlü kişileri resmettiğini anlıyoruz. evet, bu kısmı en başta türkçe çeviriden okudum. fakat grangé'in kendi sitesinde yer alan kitabın ilk 2 bölümünün fransızcasında bu kısım "le troisième était consacré à des intellectuels célèbres, déportés et tués durant le génocide de 1915." olarak anlatılmış. cümlenin tam çevirisinde ise tabir "1915 tehciri" değil, "1915 soykırımı" halini alıyor.

    çevirmenimiz tankut gökçe'nin küçük etkisiyle daha yumuşak bir hal alıyor durum, fakat bu grangé'nin soykırım tabirini kullandığını değiştirmiyor.

    --spoiler--

    zevkle okuyorum miserere'yi halen. muhtemelen çıkacak diğer kitapları da büyük zevkle okuyacağım. koyarım genocide'ine de. canını yerim grangé. sen yaz, ben okuyayım.
    1 ...
  32. 14.
  33. en kısa zamanda okuyacağım kitaptır.

    ben böyle betimleme yapan bir yazar daha görmedim arkadaş. sanki olay gözünün önünde cereyan ediyor. hatta bir keresinde ne kadar dalmışsam gece korkudan uyuyamamıştım.

    herkes okusun garantisini veriyorum 15-20 sayfadan sonra ben bu kitabı okumam diyene ben vereceğim.
    0 ...
  34. 13.
  35. her nedense grange'nin eski kitaplarını aradığım bir kitap olmuştur.

    kötü müdür?
    hayır!

    ama grange çıtayı o kadar yukarı taşıdıki önceki kitaplarda,artık kendisi bile çıtayı geçemiyecek sanırım..

    şimdi kitabı irdeleyelim azcık,

    1)Grange'nin glock takıntısı burda da devam ettiğini görebiliyoruz,kasdan'da glock yok ama bu sefer yedek silah olarak günyüzüne çıkıyor bu silah modeli.

    2)yazar bu kitapta tablolara takmış biraz fazla entel bi tutum olmuş,şahsen ben o tabloları bilmediğimden gözümde canlandıramadım.

    3)baş karakteri eski tarz filmler seven biri olarak yazması bende artı puan sağladı,ayrıca başlardaki bazı sahneleri Hitchcock sinemasının sahnelerine benzetmesi ayrı bir keyif verdi bana

    4)son olarak,benim kendi değer yargımdanmıdır bilmem ben bu kitapta da baş karakteri Jean reno'ya benzettim ama verdği fiziksel özellikler ve yaş konusunda o etkiyi uyandırıyo okurda,yada biz kızıl nehirler grange kitaplarının ilk filmi oldugundan dolayı onu orda görmek istiyoruz belkide

    Netice itibariyle 1 yıldır beklediğim yeni bir Grange kitabını okumuş olmaktan mutluyum ama umarım kendi çıtasını daha yukarlara taşır eserleriyle bizi daha çok gerilime sürükler..
    0 ...
  36. 12.
  37. birkac ay oncesinde turkce'ye cevrilmis ve bircok hayrani tarafindan vakit kaybetmeksizin okunmus grange eseri. tabii sahsim 15 dk.'da 1 sayfa ilerliyor olmasaydi sayet, su an spoiler bile verebilirdi. fakat ne yazik ki...
    1 ...
  38. 11.
  39. kitabın başlarında soykırım lafının geçmesi ve kahramanın ermeni olması sizi biraz gıcıklasada sonradan alışıyorsunuz...
    adamın adı kasdan; bu isim biraz garip gelebiliyor.
    işkenceler, kaçırılan blue çağındaki küçük çocuklar, ameliyatlar, silahlar, kaçaklar, bilinmeyen kimlikler...
    küçük çocukların çığlıklarından elde edilmeye çalışılan yeni bir silah ve küçükken o işkencelere maruz kalmış bir polis...
    şili, fransa arasındaki ince, demokratik bir bağ...
    ve en sonunda işkencelerden kurtarılan küçük çocuklar.
    422 sayfa...
    1 ...
  40. 10.
  41. 9.
  42. oldukça sürükleyici bir polisiye roman. fakat beni rahatsız eden birkaç nokta oldu. öncelikle adamlar kruvasan yiye yiye bir hal oldu, sık sık geçen mcdonalds kelimesi ise bir süre rahatsız etmeye başlıyor. pahlavaya hiç değinmiyorum bile zaten, pahlava nedir ya o nasıl bir kelimedir. ve de son olarak olayların tablolara benzetilmesi. bilmemnenin şöyle oluşu dalinin bilmemne tablosundaki zımbırtıya benziyordu gibi tonla benzetme. tamam tablolara merak sarmış olabilirsin ama kaç kişi o tabloları biliyor, o benzetmeleri hissedebiliyor bu ise ayrı bir soru.

    okunmaya değer bir kitap, ama geçtiğimiz birkaç ay içerisinde grange kitabı okumuşsanız, bunu biraz erteleyin ki tekrar hissi uyandırmasın.
    0 ...
  43. 8.
  44. polisiye gerilim kitap yazarlarının belki de en iyisi konumundaki grangé'nin uzun zamandır beklenen kitabı. konunun işlenişi, diyalogları ve tasvirleriyle bu kitap da zevkle okunuyor. kitabı okudukça film gibi izlediğinizi hissediyorsunuz ve cinayetleri siz de çözmeye çalışıyorsunuz. grangé'nin farkı da burada zaten. kitabın orjinal ismi miserere.
    1 ...
  45. 7.
  46. Kitap güzel. Çevirmen biraz etkili olmuş örneğin tamam yerine OK, keş yerinde junky demeyi tercih etmiş. Ufak tefek harf kaymaları da var ayrıca ama bu olumsuzluklar bile Grange'ın hayal gücünün sergisini engel getiremiyor bence. Eski çevirmen sürekli dertop olmak, anorak, fırça gibi kesilmiş saçlar şeklinde söz öbekleri kullanırdı bu kitapta yok. Ayrıca yine alabros kesim var ama yalnızca bir yerde. Kahramanların önüne gelen her insanın saçları nasıl acaba diye düşünmüyorsunuz.

    Şeytan Yemini'nde ki Camel reklamı burada yerini başka bir sigaraya bırakmış. Yakışıklı,keş polis Volokine sürekli o sigaradan içiyor. Ayrıca Kasdan'da antideprasanlarının reklamı yapıyor.

    Kurtlar imparatorluğu'ndan sonra Alparslan Türkeş 'in militanlarının o şekilde militan kampları olduğunu düşünmüştüm. Araştırma yaptıktan sonra neden olmasın dedim çokta uzak bir sebep değildi, tabii işin cinai ve narkotik tarafı ile itaat ettiğim bir inanç değildi bu.

    Bu kitabı okuduktan sonra Fransa'nın ortasında bir Koloni neden olmasın ?
    1 ...
  47. 6.
  48. --spoiler--
    Ne yalan söyleyeyim, grange'in diğer kitaplarının ben de bıraktığı etkisi yüzünden midir, yoksa bu kitapta gerçekten de bir düşüş içine mi girmiştir, beni pek fazla sarmadı kitap. Diğer kitaplarının etkileyici ve sarsıcı finallerini düşündüğümüz zaman pek iyi bir sona sahip olmayan kitap. Her şeyi önceden tahmin etmek pek mümkün. Beni pek fazla sarmadı. Kötü bir kitap mı olmuş? Hayır.
    --spoiler--
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük