etraftan büyükçe kova arama çalışmalarına girilir, bu bir refleks hareketidir. kova arayışında kaybedilen zaman içerdekilerde kıllanmaya neden olur. velhasıl insan hem sıçmanın hemde durumun vehametinin verdiği ter ile, sucuk gibi dışarı çıkar, ki bu da kıllanma sebebidir.
bi de tuvaletin kapısı evin salonuna açılıyorsa, günün yıldızı olursun. ahh ulan mimarlar ve müteahhitler federesyonu, dilekçe verdim 3 yıldır inceliyosunuz bu durumu.. ne bi uyarı ne bi kınama!
eğer çok sıkı$mamı$sanız herhangi bir sorun te$kil etmez. sıçmazsınız olur biter. ha baktınız viyana kapılar epey bi zorlanmakta o zaman hızlı bir $ekilde kova ve benzeri takribi 4-5 litrelik hacme sahip su ta$ıyabilecek özellikte nesneler aranır.
yok olmadı açarsınız rezervuarı, ba$larsınız $amandırayı devre dı$ı bırakıp içini su doldurursunuz bi güzel. yeterli miktarda su doldurulduktan sonra rahat rahat sıçarsınız tuvalete. sonrasında da içini su doldurduğunuz rezervuara tekrar bir el atarak dolmu$ olan suyu esas amacı olan temizliğini yapmak uzere serbest bırakırsınız. tekrar rezervuarı aynı hale getirip ellerinizi de yıkadıktan sonra olay mahalli terkedilir.
eğer büyüğü yapmadıysanız bi tas su dökerek işin içinden sıyrılmanız mümkün olan durum.. ama eğer büyük sıçtıysanız... işte o zaman zor dakikalar sizinledir.. **
kişinin bütün hayat hikayesinin aklından cıv diye geçmesi ve ardından insanın başından aşağıya dökülen kaynar suyun olsada klozete döksem diye iç geçirdiği an. susuz tuvaletın hiçbirşeye yaramadığını anlamamamıza yardımcı olan bir durumdur.