çeşitleri olan ev sahipleridir. bazıları gerçekten yemenizi ister bazıları da teklif var ısrar yok u kullanırlar.
-çayın yanında kek ister misin?
-zahmet etme be komşu. (sen isteseydin koyardın zaten, suratına tükürmek istiyorum sahtekar)
bundan kurtulmak için ya yemek vakti ziyarete gitmeyeceksiniz, ya da oturup kuzu kuzu yiyeceksiniz.
ki zaten, bu ev sahibi de oldukça iyi niyetlidir. siz orda boş boş otururken, o hapur hupur yemek yiyemez. ille de yanına ister. "yemezsen bile gel sofrada otur, çay iç" denir. zaten misafirler de çoğu zaman ısrar ister. öyle her sofraya sazan gibi atlamak yoktur toplumda. "hadi hadi, yiyin gari" tezahüratları beklenir.
o değil de, yemeğin tam üstüne misafirliğe gitmek de ne iğrenç bir şeydir kardeşim. sanki yemek yemek için özellikle gelinmiş gibi olunur. kıpkırmızı kesilir adam sofrada.
işini bilen ev sahibi. her şey karşılıklı sonuçta. şaka bir yana, insanımızın ısrarlı ikram anlayışından, geçmişten günümüze süregelmiştir.
ev sahibi ısrar eder, misafir yer, ev sahibi tekrar ısrar eder, daha bir şey yemedin ki...
eğer çok samimi olmadığınız kimselerse, ilk kez misafirliğe gidiyorsanız itiraz edemediğiniz durumdur. gecenin sonunda hastaneye kaldırılma ihtimaliniz yüksektir. bir de misafirlikten sonra arkanızdan dedikodu yapılabilir "ne çok yedi ama hayvan ya."
misafirlikte olan durumdur. En kötüsüde kizsaniz eger ilk yorum Rejim mi yapiyorsun olur. Yok teyze yemek istemiyorum off sikmayin yaa anaa demek istersiniz ama olmaz diyemesiniz, zorla tikinmak zorun da kalirsiniz.
kabus olarak adlandırılan kişilerdir. özellikle de sevmediğiniz bir yemek olduğunda her türlü bahaneyi uydurmaktan çekinmezsiniz. fakat ısrarlar üzerine bir de (bkz: bak allah'ın adını verdim), gibi söylemler eklenince, mecburen yemeye koyulursunuz fakat ne çektiğinizi bir allah birde siz bilirsiniz.
kabus olarak adlandırılan kişilerdir. özellikle de sevmediğiniz bir yemek olduğunda her türlü bahaneyi uydurmaktan çekinmezsiniz. fakat ısrarlar üzerine bir de (bkz: bak allah'ın adını verdim), gibi söylemler eklenince, mecburen yemeye koyulursunuz fakat ne çektiğinizi bir allah birde siz bilirsiniz.
misafirlikte ye diye ısrar eden ev sahibi,
bırak beni kendi halime.
ben zaten tırmalıyorum bir saattir bitireyim diye,
hem ister yerim ister yemem yahu sana ne.
misafirlikte ye diye ısrar eden ev sahibi,
anladık döktürmüşsün kendi çapında.
ya sevmiyorsa bu çocuk bezelye bamya,
bu gidişle zor çıkarız sabaha.
misafirlikte ye diye ısrar eden ev sahibi,
ev sahibisin diye çıkma başımıza.
misafir evsahibinin itidir derler ama,
gerek yok misafirin sabrını zorlamaya.
misafirlikte ye diye ısrar eden ev sahibi,
kumquat derki fazla ısrar ters teper.
sen bırak misafiri kendi haline,
o bir şekilde nezaketini lütfeder.
bir takım insanlar biliyoruz ki, utangac olur, baskalarının evinde yemek yemekten, asiri koyu sohbet etmekten sıkılırlar. sadece ziyaret ediyor olmak icin orda bulunmuslardir(hepimizin olabilecegi gibi, anne baba yanınna gitmek) ve yien biliyoruz ki, bazı insanlar okuz gibi yemek yer, bu sekilde yemek yemedigi zaman o sofradan keyif almazlar... goruyorsnuz ne cok sebep varmis di mi?
ve neden acayip ısrarci ev sahibeleri olur ki bu ortamlar da?
en guzeli eve gelen misafiri kendi haline bırakmak degil midir?
hey sana dedim avzoyu kırma, rahat bıraktık hemen coşma.