küçükken, anne-babamızın misafirliğe gitmeden evvel sıraladığı ültimatomların listesidir. favorim: '' ev sahibi aç mısın diye sorarsa tokum de. '' maddesidir.*
ben her gece halıya s.çarım kendi evimde, lakin biri benim salonumun ortasına gelip s.çsa çok kızarım, demek ki misafirlikte halının ortaya s.çılmazmış. **
evin adamıymış gibi çok rahat olmamak, ortada çok salınmamak. ne olursa olsun misafir olduğunu bileceksin. eğer kalacakasan misafirlikte, tamam duş al tabi leş gibi yatma sana açılan nevresimlere ama o banyoyu da bir derle topla küveti falan fırçala da çık bi zahmet. sabah herkes kalkınca sen de kalk, kahvaltıya yetiş dana gibi yatıp durma. sonuç olarak demem o ki, dingonun ahırında değilsin misafirliktesin.
koltuktaki küçücük delik varya can sikintisindan onunla oynamayin. Biliyorum onun içindeki peluşu cikartmak ayri bir mutluluk vesilesidir ama bokunu çikartmayin. O küçücük delik elmabüyüklüğüne geldiginde cok nahoş bir görüntü çıkıyor ortaya.
Ayrica sümüğünüzü koltuğun altina yapistirmayin efendim. Biliyorum yapiyosunuz bunu !
burnunu karıştırırkenn aynı anda osurmak ve peşisıra ağzını kapatmadan hapşurmak. ha normalde de mi yapılmıyor bu. e niye ikaz etmiyonuz olum. kızlar niye terkediyor diyordum ben de.*
misafirliğe gidilen evin yatak odasına girmek.
+dayı bu kırbaç ne?
-şey yiğenim... at aldım da.
+e bu kelepçe ne?
-senin kuzen yaramazlık yapınca bağlıyorum korkutmak için. hah hah hah.
+e dayı bu maske ne ya servet çetin gibi...
-siktir git lan evimden. defol git lan piç...