Herkes birbiriyle konuşurken evin güzel kızını bi köşede muhabbete kitleyince hani annesi kızım bak çaylar boşalmış bi saattir niye bakmıyosun der ya orda kız çaya gidince herkes sana bi bakar var yaa yerin dibine girersin.
kötü bi yemek gelir, üstüne birde tabağı taşacak kadar doldurmuşlardır. yemeğin kötülüğünü örtsün diye yemekle beraber ekmeğe saldırırsın ve ekmek karnını doyurur, tabak hala ağzına kadar dolu, masadan suyu içersin ve iyice şişmeye başlarsın, tabağın içindeki yemeği dökecek bir yer ararsın ama nafile. yemek kötümüydü sorusu gelmezmi birde. allahım yardım et.
çocukken anneyle gidilen altın günlerinde 'ay sen ne kadar büyümüşsün' nidalarından ve sulu öpücüklerden kaçıp oyun oynamaya başladığınızda acıktığınızı hisseder ve tüm o teyzeler yine sizi yine kıskaçlarına almasın diye annenizin kulağına 'anne ben acıktım' dersiniz, şişko teyzelerin 'noldu fatmacım ne istiyor minik?' sorusuna annenizin hiç çekinmeden 'acıkmış' der. işte o an koltukların arkasına kaçmak istersiniz. sonra neden bu kız fırat'a bu kadar gülüyor.
Utanmak değil de, Yatılı kalınmışsa sabah tuvalete gidip sifon çekmekten acayip rahatsız oluyorum. Benden önce biri çişe kalksın diye dua ediyorum.
Allah da başka dert vermesin.