yatıya kalınan bir misafirlikte sabah olunca yatakta mahsur kalınmasıdır, kalkıp rahatça dolaşamaz, ben acıktım kahvaltı edicem diyemezsiniz. evinizde olsanız belki öğleye kadar uyumuş olurdunuz ama misafirdesiniz ya erkenden açılır gözler faltaşı gibi, lan bunlar ne zaman kalkar acaba diye beklemeye koyulursunuz. zamanı geçirmek için, telefonun müziğini açar yorgan altında dinlersiniz kulaklığınızla, insanın evi gibisi yok canım..
maruz kalınması en kötü durumdur. yatsan yatılmaz, kalksan kalkılmaz. üstüne bir de açlık kemirir seni. " kalkın uleeeyn, açım lan ben, hazırlayın şu kahvaltıyı da zıkkımlanalım " diyesin gelir de diyemezsin.
yatakta kalmanın saçma oldugu durumlardan biridir. şayet misafirliğe zorla gitmemişseniz, ev sahabinin sizden once kalkıp kahvaltı hazılaması falan gerekmektedir. Ha ev sahibi uyumaya devam ediyorsa siz uyanıkken, saga sola çarpa çarpa " ya pardon cok mu gürültü yaptım", "hay allah uyandırdım seni de" gibi yalandan cumleler soyleyip ev sahibini gaflet uykusundan uyandırmak şarttır.
yanında uyuduğunuz arkadaşın, sabah kalkıp içerde ailesiyle kahvaltı seslerini duyduğunuzda, daha da bok olan durum. lan şimdi gitsen bi türlü, gitmesen bi türlü... şimdi gidecen de herif ailesiyle kahvaltı ediyor arkadaş. lap diye dalınmaz ki mutfağa. haliyle millet sen memnun kal diye kahvaltısını yarıda kesip, seni rahat ettirmeye çaışacak. olmaz. tamam bunları düşündün. peki gitmezsen... gitmemeye karar verdin. ulan demezler mi; "çamışa bak geldi kendi evi gibi içerde osura osura uyuyo!". al bir de burdan yak. yani tam bir keşmekeş. uyuduğun uyku afedersin götünden çıkar o anda. ne yapacağını bilemezsin. o yüzden ya git evinde uyu, ya da en fazla 2 kişi kal evde. budur.
rezil bir durumdur. aksine o gun herkesin geç kalkacağı tutar. ses çıkmasın diye yataktan kalkmazsın. o sırada uyuyanların osuruk seslerinden senfonilerine şahit olursun. karnın acıkır çay koyamazsın... v.s...