çocuk lan bu, içinden geldiği gibi davranacak elbet. kendine zarar vermesin yeter. cocuktan rahatsız olacak olan, ana babasını da misafirliğe çağırmasın bi zahmet.
evime gelip de çocuğuna ikidebir yapma etme diyenlere çıkışırım, "bırak oynasın, çocuk o" diye.
allahaşkına rahat bırakın çocukları.
eşyalara zarar veriyorsa da, böyle öğrenecek hareketlerinin sonucunu. sen ne kadar anlatsan da, çocuk bizzat yaşamadıkça anlayamaz bazı şeyleri.
en fazla dersin ki, vazoyu kırma dikkatli ol, kendine veya başkalarına zarar verebilirsin. ama sen vazoyu çocuğun önüne koyarsan, çocuk o vazonun senin gözünde daha değerli olduğunu düşünür ve inadına yapar. uyardığın halde yine de yapmışsa, hareketinin sonucuna katlanır, ceza yahut farklı bir uygulama ile yüz yüze kalır ve buna katlanır. böylece sorumluluk duygusu gelişir. yaptıklarının sorumluluğunu almayı öğrenir. bir daha ki sefer vazoyu kirmamasi gerektiğini bilir.
Sehpada duran kristal vazo marifetiyle, kafasına vura vura anne olmayı öğretmek farz olan kişidir.
Çene çalıp, homini gırtlak börekleri, çörekleri yemekten, çocuğuna zaman ayıramayandır.
Kız bi kalk, ilgilen şu sıpanla! çişi mi gelmiş, karnımı acıkmış, odadaki canım rujları, farları mı yemiş, banyoda, dikmiş kafaya tuz ruhu mu içiyor?!?!
Anca çene!!!
Lügatlarında, dur demek de yoktur bu hatınların. Tek ünlemleri, " oğluuuumm Berkecaaan"
çocuğu tabak çanak kırar ev sahibinin minik bebesinin yüzünü cımırır sonra buluttan nem kapıp ağlamaya başlayınca kadın ilgili anne pozlarında yardıma koşar. çıldırıyorum böylelerine 100 liralık güne gelip 200 lira masraf çıkarıyorlar.
çocuk bal porsuğu gibi gördüğü her şeye saldırıp yerle yeksan ederken ev sahibesi ve diğer misafirler ile gıybete devam eden insanlardır. bazen denk geliyor eve erken gidiyorsun bir bakıyorsun evde bir tane tazmanya canavarı bilgisayar dahil sana ait olan ne varsa kırmaya dökmeye uğraşıyor. dudaklarını ıstırmaktan köfte gibi oluyor tabi hem kıyamadığından hem ayıp olur diye yanaklarını okşayamıyorsun bekliyorsun öyle anası durdursun diye ama yok yok yok..
artık sinirinin son raddesine gelip çocuğuna durması için sen kızınca çocukla birlikte kendiside sanki çok kötü bir şey yapmışsın gibi şaşırıp sana bakan ve öyle hissettiren anne türüdür.
en sinir anne tipidir. rahatı bozulmadığı, çocuk kulağının dibinde olmadığı sürece keyfi yerinde olandır. misafirlik boyunca kendiside veledi kadar sevimsiz görünendir.
sadece misafirlikte değil hiçbir yerde çocuğuna dur diyemeyen , yuları çoktan boyu bir metre olmamış velede teslim etmiş annelerdir. karşıdaki insanı ne kadar zor durumda bıraktıklarını düşünebilecek beyne sahip değildirler malesef.
kendi çocuklarına karşı oldukça geniş yürekli olan , kendilerini demokratik ebeveyn kategorisinde değerlendiren annelerdir.aynı durumla karşı karşıya kaldıklarında misafir çocuğa aynı demokratik tavrı sergilemezler; kibarca uyarma gereği hissederler.
çocuk ayrı bir psikopattır yerinde duramaz heryeri karıştırır, annesi ayrı bi manyaktır rahatça oturur oralı bile olmaz.hadi çocuğun etrafı dağıtmasını bişeyleri kırmasını falan anlarım * ama bi keresinde çocuk elini prize sokuyodu ölümden ben kurtarmıştım ev sahibi olarak.bide annesi duruma sadece yapma kızım/oğlum * diye tepki vermezmi.acaba bıraksaydımda geberseydi iyimi olurdu diye manyak manyak düşündürüyolar insanı ya.
mutfakta sıkıştırılması gereken çocukların anneleridir.
bir zamanlar ben yapardım, baktım ki çocuk çok azgın annesi de oralı olmuyor. hemen mutfağa sokar ve tehdit ederdim.
''acaba kendisine çocuklu misafir geldiğinde, aynı durumda kendisi olsa ne yapardı'' diye düşündüren annelerdir. ama nedense kendilerine yapılmasını istemedikleri davranışları sergilerler.