Küçükken başıma gelen en nefret ettiğim olaydır belki ben o an eve gelen misafiri sevmiyorum yada hoşgeldin demek istemiyorum olamaz mi yani kişi de zamanla misafire kötü gözle bakma hissi yaratır ama annen o soruyu sormaktan hiç çıkmaz nedense.
ateistlerin ve toplumdan dışlanan çocuklarda görülür, her ne kadar evet anne hoşgeldiniz dedim desede yalan söylemiştir.. misafirin suratına boş gözlerle bakar...
sırf anneye muziplik olsun diye, annenin, eve ziyarete gelen yeni tanıştığı komşularına, anne tam odadan çıktığı anı denk getirip, odaya girerek, kankalar hoş geldiniz. ee bugün neabıyoz bakiim deyip kaçmak en iyisidir.
gayet sinir bozucu ve gereksiz bir sorudur. zaten merhaba demek isteseydim derdim sen söylemeden.* bir de misafirlerin duyabileceği şekilde sormaz mı.. *
odana uzanmış, çerezini almış, ayaklarını uzatıp sanal alemde dolaşırken rahatını bozan annedir. yaş, cinsiyet, ırk, dil, din farketmez. pat diye girer ve zorla kaldırır. sen de gidersin içeri ''hoş geldiniz'' dersin. ''oooo maşallah koskoca adam olmuşsun çocuğum'' diyenlere rastlanır arada. sen de tebessüm ederek; ''finallerim vardı ben ders çalışmaya gideyim'' dersin. gidersin. zordur zor. başlı başına bir film konusudur vesselam.
20 yaşından sonra aileyle yaşayan bir bireyin bile karşılaşacağı sorudur. sanırım istemeden bir insanın onurunu ayaklar altına alan tek canlı annedir. zira bu soru size misafirlerin de duyacağı şekilde gelir genellikle. vereceğiniz cevap odanıza mutlu bi şekilde dönüp dönmeyeceğinizi belirler. bazı misafirler duyarlı olup "dedi tabi dedi, hatta ilk o dedi" diyerek sizi uçsuz bucaksız bir uçurumdan çıkaran kahraman olabilir. mühim olan her genç bireyin bu hayat sınavından alnının akıyla çıkmasıdır.