an itibariyle çektiğim eziyet. öpsem mi sarılsam mı uzaktan başımı sallayıp mı desem sorunsalları. ayrıca bir de tam yanaklardan öpüşürken kafayı aynı tarafa denk getirme olayı vardır. siz sağa çevirirsiniz o da sağa çevirir, siz sola çevirirsiniz bu sefer o da sola çevirir. tam çin işkencesi. ve son olarak çoğumuzun ergenliğinin travmatik geçmesine sebebiyet veren olaydır.
aile arnavutsa desibeli katlanan eziyettir, zira sırayla herkez birbirine nasılsın, baban nasıl, annen nasıl, kardeşin nasıl gibi sorular sorar ama herkez herkeze sorar. yani 4 kişilik bir aile 16 kişinin halihazırda bulunduğu bir aile toplantısına gittiğinde nasılsınlar baya bir 2 saat sürer tuvalete kaçmak yada işim var diyip ortamdan ayrılmak tek çözümdür, sigara içmek ayana balkona çıkmak yada acıktım hesabı mutfağa gitmek yemez, balkonda enişteler, kuzenler, mutfakta yengeler, kız kuzenler yakalar, mutfakta bebeler vardır bide o daha kötür, hepsi dayıya saldırır pazısına bakar kucaka gelmek ister.
evde yokmuş numarası yapmak istediğinde ve misafirler seni sorduğunda annenin 'odasında, şimdi gelir' demesi üzerine maruz kaldığın eziyettir. ahh anneler!
türk örf ve ananesinin bir parçasıdır. günümüz insanlarının çoğunu rahatsız eden bir örf haline gelmiştir. insanlardaki birbirini çekememezlik, tahammülsüzlük ve hoşlanılmayan kişilerin çokluğu sebebiyle ortaya çıkmaktadır. eviniz büyükleri sizi bunu yapmanız adına sürekli ikaz eder. odanızdan çıkmak istemediğiniz o anlarda, bir aile ferdi odaya gelerek ' ne kadar ayıp! insanlar sayıp gelmiş, senin şu yaptığın terbiyesizliğe bak... ' şeklinde yorumlarla sizi rencide ederek, saygılı(!) olmanız konusunda sizi teşvik etmeye çalışırlar.
salonda oturan herkesin yaşlıysa eli öpülmeli, ortalardaysa sarılmalı, yaşıtsa eli sıkılmalıdır. dolayısıyla işkenceye dönüşmesi kaçınılmazdır, çünkü insanlar her zaman gösterdikleri yaşta değiller maalesef.
en korkuncu da ne bileyim ertesi gün olacak düğün, nişan gibi bir aktivite sebebiyle bir arada bulunan en az 20, 30 kişilik gruba hoşgeldin demektir ki böyle bir durumda sadece en yaşlı 3ünün elini öpüp, gerisine de öptüm hepinizi deyip odadan kaçmışlığım vardır. allah tan gelin ben değildim de sempatikliğime verdiler.
o evde genç kız sıfatıyla yer alıyorsanız eğer bu eziyet bitmez. hoşgeldiniz merasimiyle başlar. ardından nasılsınız, ee ne yapıyorsun gibi sorular yöneltilir karşılıklı olarak. koltuğun ucuna ya da sandalyeye oturarak gerçekleştirilen bu aktiviteden sonra sırada mutfak vardır. bizde kahve yapılır misafire. daha uzun oturan olacaksa ardından çay demlenir. o kahvelerin köpüklü olması için stres altında olursunuz tabi. sonra yanına tatlı ya da başka herhangi bir ikram faslı vardır. ardından peçetelerini dağıtırsınız. servis yaparken kimden başlasam stresi de başlı başına bir konu. yaşı büyük çok. hangisine götürsem aile içinde polemik olmaz ki dersiniz. sonrasında kolonya ve şeker tutma faslı var bir de. bayramlarda bunlar ikiye katlanarak devam etmektedir. ardından çıkan bulaşık da cabası. ama yine de içinden gelerek, hatır sormak için gelenlerin başımız üstünde yeri var her zaman.
yüzde pişmiş kelle sırıtması ile misafir karşılanır. misafirliğin ilk 15 dakikası bitse de odama kaçsam diye ebeveynlerin gözlerine bakmak ile misafiri uğurlama eziyeti arasında geçen süre zarfıdır.
misafirine göre değişen durumdur. annemin arkadaşları geldiğinde merhaba merhaba babamın arkadaşları geldiğinde, ooo abi hoş geldin benim arkadaşım geldiğinde, gel içeri, nerede kaldın lan, bir rahat vermedin amk sabah akşam kapıdasın kanka, vayy hoş geldin ne var lan şeklindedir.