es: ev sahibi
esk: ev sahibinin karısı
ym: yüzsüz misafir
ymk: yüzsüz misafirin karısı
es: eh mahmut bey saat 12 olmuş. yarın iş güç var herhalde sizin de.
ym: evet var ama bir çay daha alırım tuncaycım.
esk: aaa.. tüh.. bak görüyomusun çayın altını kapatmıştım demin.
ymk: olsun özlemcim ya, yeni taze çay demleriz işte ne güzel.
es: hiç zahmet etme fatma gül hanım tüp de bitmiş zaten.
ym: aa.. sizde doğalgaz yok muydu tuncaycım ya?
es: vardı.. teknik bir arıza çıktı bu sabah.
ym: hemen arayalım istersen ağrıza varsa.
es: yok zahmet etmeyin bu saatte.
ym: olur mu tuncaycım olur mu hiç daha içeriz ne de olsa var çayımız?
esk: o çaylar çernobilliydi.
ymk: bişey olmaz be özlemcim. millet içti ne çıktı bu güne kadar?
es: allah belanı versin mahmut saat 12 oldu. uyuyucam lan, karını da alıp gitsene evine laaaaan! sabahın 7sinde kalkıyorum ben!!!!!!
ym: bi daha size çay içmeye gelen böyle olsun!!!
esk:kocamı sinirlendirmeyin ya sonra yatakta performansı düşüyo stresten, dimi tuncişko?
ymk: ay özlem misafire böyle şeyler söylenmez ya, tamam gidiyoruz..!!
-seni annenler merak etmesin?
+yok haberleri var.
-ama cok gec oldu ara haber ver merak ederler.
+kalkıcam zaten az sonra.
-olsun ama ara yine de gec oldu.
+yok gerek yok ben kalkayım.
dede hastalanmıştır. komşular ziyarete gelmiştir. ama hasta ziayeretinin adabı bilinmemektedir. uzun bir oturmadan sonra:
- hacı bize müsade, artık gidelim.
- kalsaydınız cemaatle sabah namazını kılıverirdik. *
sık sık saate bakmak ve eğer misafir saate baktığınızı anlamazsa saatle ilgili yorum yapmak, misafire siktir git demenin bir yoludur. şöyle bir yaşanmış bir olay vardır. bilinçli yapılmamıştır, fakat siktir gidin denilmiştir resmen.
b: babaannem
m: misafir
b:(saate bakar) oo saat de 11 olmuş. valla ben 9 buçuk falan zannediyorum. ben en iyisi yatayım. bunların kalkacağı yok.(bunları boşnakça söylemiştir, fakat unuttuğu bir şey vardır ki misafirler de boşnaktır.)
m: biz de kalkalım bari. ne yapalım.
"daha daha nasılsın"lar uzayıp gitmiştir.... ilerleyen saatte ilerlemeyen sohbet karşılıklı oturuşmayla, susuşmayla, bakışmayla geçmeye başlamıştır ki; sabahları 05.00'de işe giden cam fırınında çalışan evin sahibi işçi devreye girer:
- dostlar, siz başka günler bu saatte evde olsanız ne yapıyorsunuz?
- Uyuyoruz... diye esnek esnek yanıtlar gelir.
- iyi o zaman, der Cam işçisi ve susar.
mesaj alınmıştır, herkes ayaklanır, sarılıp öpüşmeler uykuyu açar; yaşamın, bilinen girdabında ömürlerimizi törpülemeyi kesintisiz sürdürdüğüyle yüzleşir kimimiz, gecenin bekçisi kesilir, kimimiz rahat bir uykuya dalar.
evin en küçüğüne
-hadi yavrum yat artık, saat geç oldu. gibi şeyler söyleyerek misafire gereken ayarı vermek.
ardından misafir hanım teyze:
-hadi tankut bizde kalkalım bak saat kaç oldu .der zaten ve sizde misafiri şutlamanın dayanılmaz hafifliğini yaşarsınız.
siktirol git çayı yapmak.
bir arkadaşım anlatmıştı, ilk demlenen çay misafir çayı olurmuş, çay biter ikinci posta çay demlenirse bu çayın adı 'siktirol git çayı' imiş. bu ikinci posta çay misafir önüne gelirse misafir ne demek istenildiğini anlarmış ve kalkar gidermiş.