ağırlaması hep anneden görülüp alt belleğe kazınmış hareketlerle gerçekleştirilen, başımızın üstünde yeri olanlardır. geleceği öğrenildiği andan sonra temizlik, ikram ve çay koyma telaşı tutar ev sahibini.
sevilmezler. özellikle o misafir çocukları yok mu misafir çocukları.. çileden çıkartır beni. birde 3 saatlik vedalaşmaları olur bunların. lan "görüşürüz" deyin ayrılın. tamam sarılın da, ama çabuk gidin kardeşim. çabuk..
misafir güzel, sıcaak,samimi muhabbetlerin gerçekleşme aracıdır.
habersiz misafir ise araya soğukluk girme sebebidir.
şehir dışında çalışıyorum. aynı meslekten arkadaşımla ev tuttuk orada yaşıyoruz.
o sabah rutin olandan farklı olarak 1 saat önceden işe gidilecek toplantı yapılacaktı. sabah 6 da kalktık hazırlandık çıktık. evi toplamaya zamanımız yoktu.
kafa ütüleyici doğru dürüst oturamadığımız bir gün geçirdik ve saat 3 te işimiz bitti. eve geldik. aşırı yorgunuz yatıp dinlenmek istiyoruz ama karnımız da çok aç. kahvaltı dahi yapamadık çünkü.
neyse bulgur pilavı yapalım dedik. tencereyi koydum yemeği yapmaya başladım. ev arkadaşım da bi yandan malzemeleri ayarlıyor. tam o sırada telefonum çaldı arayan; 4 saat uzaktaki memleketimden gelmiş, 40 yılda bir görüştüğüm akrabalarım.
bulunduğum yer gidecekleri yerin yolüstüymüş 5 dk sana uğrayıp namaz kılıp yolumuza devam edeceğiz diyorlar.
o an kafayı yiyecek gibi oldum. bir de evime iyice yaklaşmışlar.
yataklarımız dahi toplu değil zaten kafamızda fadimenin düğünü var. bir de açık aramaya çalışan insanlar var aralarında.. ufak bir toz zerreciğini bile dedikodu malzemesi yapabilirler. kaldı ki evimiz alt üst.
el insaf 4 saatlik yoldan geliyorsun bari 1 saat önceden haber ver 1 gün önce demiyorum bak. ya da sırf namazını kılıp mescit yerine kullanmaya geliyorsun madem bunu açık açık söyleme.
ben o kafayla misafir falan ağırlayamazdım.
evden çıkmak üzere olduğumu ve başka planlarım olduğunu kusura bakmamalarını söyledim.
ben hiç güzel yalan söyleyemem onlar da inanmamış zaten bana küsmüş.
hatta annemle falan da konuşmuyorlar şu an.
yahu bu insanın işi gücü var yorgun mu müsait mi diye düşünmeyen, önceden haber vermeyen suçlu değil de ben mi suçluyum şimdi? üstelik yalnız da değilim ev arkadaşım var bakalım o müsait mi?
işte tam da bu yüzden nefret ediyorum habersiz misafirden.
basit bi oglesonu gezmesi icin dahi en az 4 cesit hazirlanan. ama nedense biz gittigimiz zaman bu cesitleri goremeyen. hala annem dyor ki bi de mozaik yapalim da ikram gorsunler diyor. harbi sikilmek hosuna gidiyor biz aptallarin.
beynimi s.kendir efendim. saat gece yarisindan sonra 1.15. lan bagirarak siyaset konusmak ne diye. komsumun yerinde olsam gelir butun ailemi vururdum. lan susun artik susun la. keske biri babam biride amcam olmasa da onlarada bagirabilsem. sabah 5 te namaza kalkiyonuz sonra uyumuyonuz la uyuyun artik laaaaaan.
biri günden sonra boku çıkar, git diye gözüne bakarsın ama hala kalmakta ısrar eder. daha sonra kendine söylenip durursun nerden davet ettim diye, misafirler insanların kendini en özgür hissettiği evlerinde mahkumiyet hayatı yaşattırırlar. çağırırken iyi düşünülmeli, giderken de 1 günü geçirmemeli.
konaklayan değil bulunduğu yeri, bulunduğu yerde yolu azad eden insan... Misafir yola çıktığı anda yaşamaya kapatıldığı yalan bedenden evden, mekândan, diyardan azad olur. ve özüne konuk olur. geldiği yereyse yolu getirir.
Eve ansızın gelen misafirler yuzunden şuan kafayı sıyırmak uzereyim. sizin ben ta amınıza koyim . Lan geldin neden bağıra bağıra konuşuyorsun deli mi sikti sizi topunuzun kulak zarınızı sikeyimm. Tam deneme çözerken damlamak nedir alagavatlar. Bir isyandır . kulaklığı takıp üzerine headset kulaklığı takmama rağmen seslerine bir çare bulamadım .