eşek kadar olsanızda evin küçüğüne verilen görev.bilgisayarda oyun açmanın yetmediği ona oyunu öğretme,su verme,istediği pastadan ikram etme,gerekirse bahçeye çıkarıp kedilerle oynama sorumluluklarını içeren görev.yaş grubu küçüldükçe evcilik,bebek olmaca,oyun hamuruyla oynama gibi ek görevler de olabilir.
Hep yapmak zorunda kaldığım şeydir.. Annemin "bizim sin çok ii anlaşır çocuklarla" dedikten sonra misafirin benden gözümün içine bakarak yapmamı beklediği eylem...
-(ulan gene başımıza kaldı)gel yavrucum gel
-aaaa bunlar neğeeeeeeee
-cd oyun,müzik,film
-aaaaaaa bakacam
-dur oğlum çizecen dikkat et
-yaaaa banane banane
-aaaa bunlar da varmış
-olum karıştırma onları
-yaaaaaaaaa anneme söylerim bak
-yavrum ben sana oyun açam oyna
-banane banane ben bunlarla oynicam
-onlarla oynanmaz çizilir aaaaaa
-banane banane
-ulan bana bak velet valla kodum mu duvara yapıştırırım ha
-aaaaa ama
-sus kapa çeneni geç şuraya uslu uslu otur dellendirme beni yaaa
-tamam abi
-oh beee
anneannemin dayatması.Aynı zamanda şebeklik yaparken evdeki tüm oyuncakları verirsin,ağlayıp zırlar,ama hala sana kızarlar aaa koca kız bi çocoğu eğleyemedi diye.
bir adet misafir çocuk alınır odaya sokulur. bu misafir çocuğumuz kedi ile tırsıttırılır. gözü iyice korkutturulur. sonracığıma bu ağlayıp zırlamaya başlayınca tehdit edilir yeri gelirse iki tane çakılır ağzına. efendime söyliyeyim. anneler gelince kediden korktu yahut yere düştü falan denir. ben ilgileniyorum tüm işi bana bırakın havasına girilir. anneler gidince tekrar tartaklanır ve haince gülünür.
bu çocuk adetleri artarsa oyuncağı kimse vereceğinize dair bir dövüş klubü turnuvası düzenlenir. kazanan da kaybeden de oyuncağı alamaz ikiside ağlar. sebep olarak ise oyuncak kavgası öne sürülür. yalan da değil hani. ve evet yine haince gülünüz.
Misafirin kim olduğuna bağlı olarak süresi ve içeriği değişecek olan eylemdir. Mesela misafir evin reisinin patronuysa her türlü yalakalık gözlenebilir. Çocuk at diye sırtımıza bile binebilir. Vazo kırar ses çıkarılmaz üstüne aferin ne güzel kırdın denebilir.
yaklaşık 2 saattir içinde bulunduğum durum.en son içeriye gitti de 5 dakka entry girme fırsatı buldum.çok kötü,çocuk hıc bırseyden hoşnut değil.şunları yapmama rağmen:futbol oynamak,sevınsın diye bılerek yenılmek,sevınsın dıye kazanana odül koymak(gitti besıktas atkım) (ama bıdaha futbol macı yapıp geri alacağımı daha bılmıyor),bilgisayardada 1 saatir aynı oyunu oynuyor ve ruh halim yaşasın kötülük diyip,bana odanın kapısını kitlettirince içeri gidip somurtuyor ve 5 dakkaya ağlıyor.
veletlerin yaramazlıklarından sıkılan ebeveynlerin hadi git bakalım bilmem kim ablan/abin ne yapıyor demesiyle başlayan işkencedir.
cedric odasındadır canavar kapıya vurur
-geeel
manyak1: oyun oyniiicam ben
-yapma ya..
+hı hı
-yok oyun falan
+anneeeeeeöö!!
-tamam lan sus!
manyak2: bende senin saçlarını yapcam sen koyfere gelmişsın hadi otur
-sus tamam
manyak1:bana cizgi film aç
-ulan teker teker gelinn
manyak2:bu oyuncaklar kimin sen çocuk musun?
-anneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
annesinin bulunmadığı sırada veletin parmaklarını kapıya pencereye sıkıştırmakla devam eder. evet anneler babalar ne zaman misafire gitseniz çocuğunuzun kapıya elini sıkıştırmasından o evin büyük çocuğu sorumlu.
genelde evin en küçüğüne düşen görevdir. misafir çocugunu oyalarken onun abisiyle ya da ablasıyla ilgilenmek de senin ablana veya abine kalmış bir görevdir.* yani o küçük cadıların bağrışmalarını kaprislerini siz çekersiniz. pek de sevilmez zaten bu durum. **
bu süreci en rahat atlatmanın yolu çocuğa en başta yüz vermemektir.
misafirler gelir, kapı açılır; tabi siz çocuğu görünce "aman ne şirin şeysin sen öyle adın ne bakim? hı? oy yesinler seni!" gibi saçma, sevici ve çocuğun kafasında "bundan bana arkadaş olur" düşüncesi oluşturucu eylemler yaparsınız. benim taktiğim ise kesinlikle yüz vermemek.
misafirler gelir, kapı açılır; içeri girerler herkes tek tek öpülür, "hoş geldiniz" denilir, çocuk ise görmezden gelinir. işte o an 1-0 önde başlarsınız maça. ilerleyen saatlerde sıkılan çocuk sizin yanınıza gelmekten tırsar, meraklanmaz, kapınızı çalmaz.
ha diyelim ki anneniz yaptı bi iyilik getirdi onu sizin odanıza. taktik aynı: 'sakın yüz verme'. gelsin otursun yanınıza, siz sanki onu hiç görmemiş gibi devam edin sözlükte gezinmenize... evet evet sözlükte gezinmek, forumlarda dolaşmak çok iyi bir taktik. bilgisayarı sadece oyundan ibaret sanan çocuklar sizin bu sıkıcı gezintinizden bunalacak, "amaaan bu ne yau! burda oyun yok ben gidiyom" diye düşünerekten odanızı sessizce terkedecektir.
evet, çocuk odanın kapısını kapattığı anda yüzünüzde, dahice bir taktik uygulayarak savaşı kazanan komutan sırıtışı olur. savaşı kazanmışsınızdır. evet biraz gaddarca ama işe yarıyor.
bilgisayarda tam önemli(!) işlerde uğraşırken gelip "amca bana oyun açsana." (amca diyor veled-i zina.) diye yanınıza gelen ve hemen akabinde annenizin aç çocuğa baksın biraz diye de teşvik ettiği aktivitedir.
dünyanın en sıkıcı, en sinir bozucu olayıdır. resmen şebeklik yaparsınız ama hiçbişeyden memnun olmazlar. böyle zamanlarda çocuğun boğazını sıkmak suretiyle yaşamına son verilebilir. işin kötü yanı bi zamanlar ben o uyuz çocuklardan biriydim. affedin beni misafirliğe gittiğim zaman beni eğlendirmeye çalışan ablalar, abiler.
uzun saatlerin özgülendiği ve çok yakın dost olunduğu zannedilen veledin, giderken bir "sağ ol" ya da "hoşça kal" dememesi, hatta yanağından öptürmeye bile yanaşmamasıyla, çocuk milletinin ne derece nankör ve unutkan olduğunu kanıtlayan görev, iştigal.
