hiperaktiflik düzeyine göre, bazı obsesif ev sahiplerinin sinirlerini aşırı zorlayabilirler. Bazı şımarık misafir çocuklarının annelerinin aşırı gamsızlığı da ap ayrı bir konudur.
Yazarlar hiç çocuk olmamış heralde. Çok misafirliğe gitmem. Gidince de çocuklarım yanımda oturur veya evde arkadaşı varsa gider onunla oynar. Ama hep takibimde hep gözümün önündedirler. Nerede ne yapacaklarını bilirler. Bu halde iken bile ailem dışında çok ısrar edilmeyen yere gitmem.
Geçenlerde farklı şehirde yaşayan kuzenim geldi. O kadar güzel bir kızı var ki (maşallah) insan gözlerini alamıyor. insanın yiyip yutası içine sokası geliyor. Keşke her misafir çocuğu prensesim gibi olsa.
bunların anne babası halden anlamıyor bence. Çocuk evin amını götünü sikerken kalkıp bi dur bile demiyorlar. Çocuğu doğuruyorsan, cem yılmaz'ın dediği gibi potasyumunu, kalsiyumunu verceksin. insanlar rahatsız olurken mal mal bakmıcaksın öyle. illa biz dövelim de papaz mı olalım yani, çaresi bu çünkü, başka çaresi yok aq.
Sinir bozma potansiyeli olan, mesafeli yaklaşmanın faydalı olacağı çocuk kişisidir.
Hele anne ve baba, karlı dağlardan serin, sohbete, ortama foxlanmış, dünyayı unutmuşsa kork!
Ben eskiden böyle değildim sözlük, umurumda olmazdı, taaa ki yurt dışından özene bezene, eşek yükü paralarla aldığım, dior
PArfümlerim, rujlarım, kalemlerim yerde can çekişinceye kadar...
Hepsi gitti, heeeepsi...
Beş yaşında bir cadı yüzünden! Eşşekk duru!
ağız tadıyla olamadığım, o yavşaklığın avantajlarından faydalanamadığım tiplemedir.
ne zaman bir misafirliğe gitsek hep çok çekingen kalırdım. evin çocuğu yoksa büyüklerle oturup halıya bakarak zamanın geçmesini bekler, çocuğu varsa da odasına gidip bana bir şeyler anlatmasını/göstermesini dilerdim. bir bilgisayar oyunu olsa ve oynamak için içim gitse de o açmadığı sürece bir şey diyemezdim. sanırım genel bir "deplasmanda olma" hissiydi zira çocukla samimi de olsam, ilk kez gördüğüm biri de olsa durum aynı olurdu.
evimize gelen misafir çocuklarını ise daha ben odama çağırmadan onlar dalar, odamdaki her yeri kurcalar, yaşları yetmiyorsa bilgisayarı açmam için yalvarırlardı. acı bir tebessümle basardım bilgisayar kasasının güç tuşuna...
Bu veletlerden biri geçen gün benim naber dergilerden bir tanesini yürütmüş. Çocuk şeysi zannetti galiba. Dün geri getirdi dergimi. "Abi bu aptal dergiden gerçekten keyif alıyor musun?" Diye sormaz mı? Ben şok. Fuse tea şeftali Boğazımda kaldı. Kendimi toparlayıp "Ben de bu şekilde yaşam mücadelesi veriyorum." Dedim. Alaycı bir şekilde gülüp döndü ve gitti.
evinize gelen bir büyüğünüzün çocuğu yada yan komşunun evladı olabilir. yaramazalığına göre çekilmez olabilir yada uslu, sevimli olmasına göre bitmesin dediğiniz dakikalar olabilir.
sevilmesinde fayda vardır çocuklar mücevherdir.