(bkz: #4589044)*
çok vasat bir futbolcu olduğu için dünya kupası tarihinde en çok gol atan forvetlerdendir 2 tane daha atsa en çok atan 1 tane atsa ronaldo ile zirveyi paylaşacak forvettir.
dünya kupaları tarihinin en golcü oyuncusu olmasına 2 gol kalan oyuncu. şu anda 15 golle ronaldo 1. sırada. 2. sırayı 14 golle gerd müller ile paylaşıyor.
27 haziran 2010 almanya ingiltere maçından sonra basın toplantısında "ingiltere sahada bir takıma benzemiyordu" açıklamasıyla beni benden almış alman futbolcu.
kafa golleri ile tanınan alman golcü.tek eksiği süreklilik.bu yaştan sonra onun da olması çok zor ama gayet yetenekli bir forvet.çekiç gibi bir kafaya sahiptir.
okay karacan ın hakkında geçtiğimiz günlerde şöyle bir yazı yazdığı forvettir. *
Miroslav Klose'yi tanımayanınız yoktur. 2006 Dünya Kupası'nın gol kralı 31 yaşındaki Alman milli futbolcu Bayern Münih forması giyiyor.
Kariyerinde Bundesliga gol krallığı da var. Onlarca golünü seyrettim, anlattım. Efsane Alman golcülerinin hepsinden bir şeyler görebilirsiniz onda.. Gerd Müller, Juergen Klinsmann, Rummenige antetli golleri vardır. Ön direk-arka direk fark etmez, saniyesinde bitirir pozisyonu, kale sahası içinde ele avuca sığmaz..
Bu sene işler onun için iyi gitmiyor olabilir ama klas futbolculuğu asla tartışılmaz..
Geçtiğimiz yılın son haftalarında gönüllerde taht kuran bir davranışı ile iyi futbolculuğu yanında adamlığından da bir şeyler koydu yeşil sahaya..
Louis Van Gaal'in takımı Bayern Münih evinde 70 bin seyirci önünde Mıchael Frontzcek'in çalıştırdığı Borussia Moenchengladbach ile oynuyordu. Frontzcek'in ismini özellikle alıyorum buraya ingiltere'de Manchester City forması giydiği dönem tanımıştım onu, müthiş bir sol kanat savunmacısıydı..
Neyse dönelim konumuza, Allianz Arena'daki maça Van Gaal takım tertibini bozmadan Oliç-Gomez forvetiyle çıkmış, Klose'yi yedek kulübesinde oturtmuştu.
Gomez Bayern Münih'i öne geçirmiş, M.Gladbach hemen karşılık vermiş oyun 50 dakika 1-1'e kilitlenmişti. Van Gaal kazanmak için plan yaparken üçüncü forvet olarak Klose'yi çağırdı yanına.. Dakika 75'i gösteriyordu ve işte tam o anda Bayern'in golü geldi. Bu saatten sonra üçüncü forvet çok akıllıca görünmüyordu haliyle, ne var ki Klose dördüncü hakemin yanına gelmiş oyuna girmeye hazırdı. On sekiz yaşında bir delikanlı olsa neyse, koskoca Miroslav Klose'den bahsediyoruz. Van Gaal onu geri yollayamazdı kulübeye ve teşebbüs bile etmedi..
Sonra ne mi oldu?
Klose usulca eğildi Van Gaal'in kulağına, "zaten 2-1 öne geçtik, fazladan bir forvete ihtiyacımız yok!" dedi.
Hollandalı göz göze geldiği talebesine ne düşünerek baktı bilinmez.. imrenmiş, kıskanmış, takdir etmiş, o an sarılıp öpmek istemiş olabilir.
Eminim geleceğin başarılı teknik adamını görmüştür Klose'nin gözlerinde..
işte oyuna böyle dahil olunur, işte o kontrata attığın imza bu kadar kutsallaşır,
işte bir saniye oynamadan mükemmel gol böyle atılır..
Miroslav Klose hocasının karar almasını kolaylaştıran bu soylu hareketinin ardından kulübedeki yerine dönerken, Van Gaal oyuna orta saha direncini güçlendirecek bir değişiklikle müdahale eder ve maçı 2-1 Bayern Münih alır..
Bazen maçlara sadece gol görmek, takımımızın galibiyetine şahit olmak, tezahüratlarla rahatlamak, ellerimiz kızarana kadar alkışlamak için değil, yedek kulübesinden maç kazandıran adamı görmek için gideriz..
Oyundan alındığı için hocasının yüzüne bakmayan, kulübeye uğramadan direkt soyunma odasına yol alan, neden oynatılmıyorum diye kulübede somurtan, formasını soyunma odasında unutan, yüzüğünü parmağından çıkaramayan, ayakkabısını giymeden yedek kulübesinde bekleyip oyuna ruhen ve zihnen hiç dahil olmayanlara selam olsun..
