beşiktaş' ımızın farklı önde gittiği bir maçta, takım kaptanını çağırıp - yeter artık daha fazla atmayın diyebilen bir teknik adamdır. ya da böyle bir olay olmamıştı ben götümden uyduruyorum. biri keklemiş de olabilir.
günü kurtarma peşinde olan bir teknik direktördür. beşiktaş'a geldiği ilk sezon antrapoza girmiş ne kadar kaşar futbolcu varsa topladı ve ilk senesinde şampiyon oldu fakat bir sonraki sene o kaşarlar erimeye başladı, alttan gelen okan koç, gökhan zan, ümit aydın, serdar özkan gibi gençleri monte edemediği için şampiyonluğu kaybetti beşiktaş. iyi ve kurt bir teknik adamdır fakat bu en önemli özelliği ona eksi puan kazandırıyor.
her ne kadar takımı, savunma futbolu tarzında oynattığı için eleştirilse de oldukça başarılı bir teknik direktördür. en azından bir istikrar söz konusudur ve kayıp en azdır. tabi ki bu koşan bir takım isteyen arkadaşlar için monoton ev sıkıcı gelebilir. ama unutulmamalıdır ki yunanistan, 2004'teki kupayı bu yolla almıştır. önemli olan netice ise, ki öyle, lucescu sonuna kadar haklıdır. kaldi ki lucescu'nun tarzı yunanistan'ınkine oranla daha hızlıdır.
yöneticileri her maç sonrası suçu hakemlere ve taraftara atan takım taraftarlarının anlayamayacağı teknik adamdır. şüphesiz türkye'ye gelmiş en kaliteli yabancı hocadır lucescu...
zamanında çok küfür etmiş biri olarak diyebilirim ki, "aramızda kalsın özledim kendisini"
dunyada basarilarinin hakki en az verilen, en cok haksizlik yapilan teknik adamlardan birisidir. cok kisitli olanaklara ragmen besiktas ve galatasaray'i sampiyon yapan lucescu her iki kulupten, basindan ve taraftarlardan gerekli takdiri alamamaistir.
lecce' yi çalıştırdığı dönemde italyan futbol stilinden fazla etkilenmiş olacak ki; çalıştırdığı takımlara genelde çok pas yaptıran, rakibe orta alanda pres koyduran, öncelikle topa daha fazla sahip olma düşüncesini benimsemiş teknik direktör. ama ne yapar ne eder sonuca gider bu adam, var galiba yine de bir bildiği.
beşiktaş'a yeniden gelebilme ihtimali bile beni mutlu etmiş teknik adam.
Beşiktaş'ta geçirdiği ilk sezonda senelerce kaosta olan bir takımı yeniden toparlamış ve tek bir mağlubiyetle şampiyon yapmıştır. Üstelik Uefa kupasında Çeyrek final oynatma başarısını göstermiştir. ikinci sezonunda ilk yarı muhteşem bir performans göstermiştir. Artık herkes tarafından şampiyon gösterilen beşiktaş ikinci yarı yönetimde yaşanan kriz, oyuncuların paralarını alamaması ve forvetlerinin** satılması ile tam bir krize girmiştir ve bu krizden ne yazıkki çıkamamıştır. Burada lucescu'nun kuşkusuz en büyük hatası forvet olarak ilie'yi transfer etmesidir.
Öte yandan Lucescu sıradan bir sol bek olan ibrahim üzülmez'e hayatının en iyi sezonunu geçirmiştir. Hiçbir takımda tam olarak randıman alınamayan sergen'i 31 yaşından sonra tekrar milli takıma seçtirmiştir. Tayfur havutçu'ya ikinci baharını yaşatmıştır. Kaan dobra'ya tahammül edebilmiş yasin'i ön liberoya monte etmiştir. Takımı 3-5-2 diye oynatıyor diye eleştirilmiştir. Ancak Lucescu ilk geldiğinde takımda 4lü defansı denemiş ama 5-1 mağlup olunan AEK maçından sonra 3-5-2'ye geçmiştir. Bu sistemde Zago, Ronaldo, Emre aşık savunmanın göbeğinde görev yapmıştır. ibrahim üzülmez ve kaan dobra ise kanatlara konuşlandırılmıştır. Bu iki kanat oyuncusu hem defansa hemde hücuma yardımcı olmuşlardır. Ayrıca defansif oynatılıyor diyen beşiktaş sezon bittiğinde galatasaray'dan daha fazla gol atmıştır. Kimin daha az gol yediğini söylememe ise gerek yok sanırım.
Galatasaray'da geçirdiği ilk sezonda daha önce Fatih terim'in şampiyonlar ligi gruplarından bile çıkaramadığı takımı çeyrek final oynatmış üstelik bu çeyrek final maçlarımda ilkini 3-2 kazanmasına rağmen deplasmanda 3-0 ile boyun eğip elenmiştir. Ligde ise az bir farkla şampiyonluğu kaçırıp 2. olmuştur. Ve süper kupayı kazanmıştır. ikinci sezon iyici belirginleşmeye başlayan maddi sorunlar takıma takviye yapılmasını engellemiştir. Üstelik Emre, okan gibi önemli oyuncular takımdan ayrılmışlardır. Lucescu mecburen düşük bütçeyle transfer yapmıştır. Ülkesinden getirdiği kimsenin tanımadığı adamları bile takıma monte etmiş, bu oyuncularla ikinci kez şampiyonlar liginde çeyrek final oynama şansını ofsayttan yediği bir golle kaçırmıştır.
Üstelik o grupta Barcelona, Roma gibi takımlarla** mücadele etmiş ve son maça kadar hiç yenilmemiştir.
Shaktar Donestk'e gittiği zaman Dinamo kiev'in hegomanyasındaki ukrayan liginde iki sezon üstüste şampiyon olmuştur. Üstelik lucescu gelene kadar bu takımın sadece 2 şampiyonluğu vardır .Biri 1983 yılında diğeri 2003 yılındadır.
Bu sene beşiktaş'a gelirse muhtemelen demirören yönetimi şartları zorlayıp geniş bir transfer bütçesi verecektir. Ancak Lucescu muhtemelen takımın huzuru kaçar diye yıldız oyuncu almayacaktır.
Ancak geldiği zaman kendisine bir takım elbise hediye etmeyi düşünüyorum. Hep aynı takım elbiseden bıkar insan çünkü*
türk futbolunu ve türk futbolcusunu tanıyan bir antrenör olduğu için tigana'dan sonra beşiktaş'ın başında görmekten en mutlu olacağımız hocadır kendisi. huncal uluç ve " bir kısım medya" tarafından hiç haketmediği ağır eleştirilere ve hakaretlere maruz kalmış ama çalıştırdığı kulüplerin taraftarları tarafından zaman zaman kızılsa, eleştirilse bile hala saygı duyulan ve istenen bir kişidir. bu gösteriyor ki gerçekten de "köpekler istediği için atlar ölmüyormuş". lucescu hala taraftarlarının kalbinde ise, adı geçtiğinde çoğunlukla isteriz sesleri yükseliyorsa bu çok anlamlıdır.
aslında lucescu'nun değerini en iyi hıncal uluç anlatmıştır:
(hıncal uluç başlığında yazmıştım ama yeri geldi kısaca yine aktarayım)
sezon başında lucescu' yu değerlendirirken, küçük işlerin adamı, kurduğu kadroya bak, sadce türkiye ligini düşünüyor demiş daha sonra aynı takım ligde ve avrupa kupasında başarılı olamaya başlamışken, senin elinde neredeyse avrupa'nın en iyi takımı var ve korkak oynatıyorsun diyebilmiş ve kendi kendisini tekzip etmiştir.
kısaca,
ı love you lucescu
Türkiye'de şampiyonluk yaşamış olan 4 kulubümüzü şampiyonluğa, diğer takımları ise üst sıralara rahatlıkla oynatabileceğine inandığım teknik adam. Samet Aybaba'nın tüm oyunculardan yararlanma özelliği, Ertuğrul Sağlam'ın istikrarı ve Güvenç Kurtar'ın ağlaklığı bu adamda vardır ve bu da bir Türk takımının başarılı olması için yeterlidir.
gittiği her takımı şampiyon yapan ama yaranamayan teknik direktör.pardesüsü kırışık ve yağlıydı, tipi gırnatacıydı ama kral adamdı be. Başkan getirin bu adam inönüye.
bu günlerde hatırladığım dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biri. 3 büyüklerdeki teknik direktörlere bakıyorum da "bu adamı nasıl eleştiriyormuşuz arkadaş!" diyorum. keşke geri dönse!