Mircea Lucescu, 1945 yılında Bükreş'te doğdu. Dinamo Bükreş ve Corvinul takımlarında forma giydikten sonra 1978 yılında Corvinul'da oyuncu antrenör olarak teknik direktörlüğe adım attı. 1981'de Romanya Milli Takımı'nın hocası oldu. Beş yıl süreyle çalıştığı milli takımda Hagi'ye ilk kez forma giydiren teknik direktör olarak tarihe geçti ve Romanya'yı 1984 Avrupa Şampiyonası finallerine taşıdı. 1986'dan itibaren dört yıl Dinamo Bükreş'te görev aldı ve takımı 1990'da Kupa Galipleri Kupası'nda yarı finalist yaptı. 1990 - 96 arasında italya'da Pizza, Brescia ve Regiana'yı çalıştırdı. 1998 sonunda altı ay süreyle Inter'i çalıştırdı ve daha sonra Dinamo Bükreş'e döndü.
200 yılının 26 Haziranı'nda Galatasaray ile sözleşme imzalayan Lucescu, geldiği dönemde Terim gibi bir teknikdrektörün ardından bir hayli sıkıntı yaşadı. Terim'in kadrosundan bir çok futbolcu Avrupa'da değişik kulüplerle anlaşırken, Lucescu yeni bir kadro oluşturmak zorundaydı. Özellikle Hakan'ın inter'e gitmesinin ardından hücum gücün'de bir azalma olması bekleniyordu. Bunun ötesinde UEFA kupasını kazanmış bir takıma yeni bir güç ve vizyon vermek zorluğuyla karşı karşıya kalan Hoca, ilk başlarda bir çok basın mensubu tarafından da eleştirildi.
ilk sezon hep Fatih Terim ile kıyaslanan hoca, sakin duruşuyla dikkatleri üzerine çekiyordu. Ve Galatasaray bir çok eksikliklerine rağmen Şampiyonlar Ligi'nde ilk defa çeyrek finale çıkma başarısı gösteriyor, fakat çeyrek finalde de Real Madrid'e şanssız bir şekilde eleniyordu. Sezon sonunda ise Galatasaray amansız bir yarıştan sonra Fenerbahçe'nin arkasından ikinci oluyordu. Bu arada eleştiriler sürüyordu. Fakat Kurt hoca sezon sonunda şu cümleleri sarfediyordu. "Herkesle savaşmak zorunda kaldım ve bu yüzden yaralıyom. Geldiğim günden beri sürekli mücadele verdim. Basınla savaştım. Bana hep Terim'i örnek gösterdiler. Hep aleyhimde oldular, taraftarı kışkırtmaya çalıştılar. Beni göndermek istediler, ama yılmadım direndim. Hiç kimse Galatasaray'ı başarısız diyemez. Süper Kupa'yı aldık. Şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale kalıp, bir ilk gerçekleştirdik. Ligde tüm zorluklara rağmen şampiyonluğu son ana kadar kovaladık. bunlar önemli işler."
2001-2002 sezonunda daha büyük sorunlar bekliyordu Lucescu'yu. Karpatlar'ın maradonası olarak adlandıralan Hagi futbolu bırakmış, Okan ve Emre inter'le anlaşırken, bir çok futbolcu Avrupa kulüpleri tarafından teklif alıyor ve bütün bunların yanında Kulüpteki mali problemler had safhaya ulaşmıştı. ve Galatasaray takım halinde hemen hemen baştan sona yenileniyordu. Bu şartlarda lige girildi. Ve Lucescu bu şartlara rağmen Galatasaray'ı 2001-2002 futbol sezonunda şampiyon yaptı.
Galatasaray'ın başına Fatih Terim'in geçmesi üzerine Lucescu, bu takımdan ayrıdı ve Beşiktaş'ın başına geçti. Geldiği Sene Beşiktaş'ı da şampiyon yaptıktan sonra buradan da ayrılmış, Ukrayna'nın Shaktar Donetsk takımına gitmiştir. Halen bu takımda antrenörlük yapmaktadır.
ünlü filozof hıncal uluç'a göre beşiktaş ve galatasarayı birer kez fenerbahçeyi iki kez şampiyon yapmış teknik kişi. oğlu kaleci. otoritesi zayıf kadro kötü ama başarı ona uzak değil. beşiktaştaki son senesinde türkiye ligindeki hakem hataları sonrası federasyonunu çavuşesku romanyasına benzettiği için türk milli takım teknik direktörü olma ihtimalini yitirmiştir. ardından da bu göreve ersun yanal gelmiştir.
capi besiktas ve galatasaray'in su andaki teknik direktorlerinin caplarinin toplaminin yuz katindan fazla olan, turkiye'ye gelmis en basarili ve en mutevazi teknik direktorlorden birisi. ayrica klavuzu hincal uluc olanlarin neler yaptigi da cok iyi biliniyor.
bu günlerde hatırladığım dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biri. 3 büyüklerdeki teknik direktörlere bakıyorum da "bu adamı nasıl eleştiriyormuşuz arkadaş!" diyorum. keşke geri dönse!
gittiği her takımı şampiyon yapan ama yaranamayan teknik direktör.pardesüsü kırışık ve yağlıydı, tipi gırnatacıydı ama kral adamdı be. Başkan getirin bu adam inönüye.
Türkiye'de şampiyonluk yaşamış olan 4 kulubümüzü şampiyonluğa, diğer takımları ise üst sıralara rahatlıkla oynatabileceğine inandığım teknik adam. Samet Aybaba'nın tüm oyunculardan yararlanma özelliği, Ertuğrul Sağlam'ın istikrarı ve Güvenç Kurtar'ın ağlaklığı bu adamda vardır ve bu da bir Türk takımının başarılı olması için yeterlidir.
türk futbolunu ve türk futbolcusunu tanıyan bir antrenör olduğu için tigana'dan sonra beşiktaş'ın başında görmekten en mutlu olacağımız hocadır kendisi. huncal uluç ve " bir kısım medya" tarafından hiç haketmediği ağır eleştirilere ve hakaretlere maruz kalmış ama çalıştırdığı kulüplerin taraftarları tarafından zaman zaman kızılsa, eleştirilse bile hala saygı duyulan ve istenen bir kişidir. bu gösteriyor ki gerçekten de "köpekler istediği için atlar ölmüyormuş". lucescu hala taraftarlarının kalbinde ise, adı geçtiğinde çoğunlukla isteriz sesleri yükseliyorsa bu çok anlamlıdır.
aslında lucescu'nun değerini en iyi hıncal uluç anlatmıştır:
(hıncal uluç başlığında yazmıştım ama yeri geldi kısaca yine aktarayım)
sezon başında lucescu' yu değerlendirirken, küçük işlerin adamı, kurduğu kadroya bak, sadce türkiye ligini düşünüyor demiş daha sonra aynı takım ligde ve avrupa kupasında başarılı olamaya başlamışken, senin elinde neredeyse avrupa'nın en iyi takımı var ve korkak oynatıyorsun diyebilmiş ve kendi kendisini tekzip etmiştir.
kısaca,
ı love you lucescu
beşiktaş'a yeniden gelebilme ihtimali bile beni mutlu etmiş teknik adam.
Beşiktaş'ta geçirdiği ilk sezonda senelerce kaosta olan bir takımı yeniden toparlamış ve tek bir mağlubiyetle şampiyon yapmıştır. Üstelik Uefa kupasında Çeyrek final oynatma başarısını göstermiştir. ikinci sezonunda ilk yarı muhteşem bir performans göstermiştir. Artık herkes tarafından şampiyon gösterilen beşiktaş ikinci yarı yönetimde yaşanan kriz, oyuncuların paralarını alamaması ve forvetlerinin** satılması ile tam bir krize girmiştir ve bu krizden ne yazıkki çıkamamıştır. Burada lucescu'nun kuşkusuz en büyük hatası forvet olarak ilie'yi transfer etmesidir.
Öte yandan Lucescu sıradan bir sol bek olan ibrahim üzülmez'e hayatının en iyi sezonunu geçirmiştir. Hiçbir takımda tam olarak randıman alınamayan sergen'i 31 yaşından sonra tekrar milli takıma seçtirmiştir. Tayfur havutçu'ya ikinci baharını yaşatmıştır. Kaan dobra'ya tahammül edebilmiş yasin'i ön liberoya monte etmiştir. Takımı 3-5-2 diye oynatıyor diye eleştirilmiştir. Ancak Lucescu ilk geldiğinde takımda 4lü defansı denemiş ama 5-1 mağlup olunan AEK maçından sonra 3-5-2'ye geçmiştir. Bu sistemde Zago, Ronaldo, Emre aşık savunmanın göbeğinde görev yapmıştır. ibrahim üzülmez ve kaan dobra ise kanatlara konuşlandırılmıştır. Bu iki kanat oyuncusu hem defansa hemde hücuma yardımcı olmuşlardır. Ayrıca defansif oynatılıyor diyen beşiktaş sezon bittiğinde galatasaray'dan daha fazla gol atmıştır. Kimin daha az gol yediğini söylememe ise gerek yok sanırım.
Galatasaray'da geçirdiği ilk sezonda daha önce Fatih terim'in şampiyonlar ligi gruplarından bile çıkaramadığı takımı çeyrek final oynatmış üstelik bu çeyrek final maçlarımda ilkini 3-2 kazanmasına rağmen deplasmanda 3-0 ile boyun eğip elenmiştir. Ligde ise az bir farkla şampiyonluğu kaçırıp 2. olmuştur. Ve süper kupayı kazanmıştır. ikinci sezon iyici belirginleşmeye başlayan maddi sorunlar takıma takviye yapılmasını engellemiştir. Üstelik Emre, okan gibi önemli oyuncular takımdan ayrılmışlardır. Lucescu mecburen düşük bütçeyle transfer yapmıştır. Ülkesinden getirdiği kimsenin tanımadığı adamları bile takıma monte etmiş, bu oyuncularla ikinci kez şampiyonlar liginde çeyrek final oynama şansını ofsayttan yediği bir golle kaçırmıştır.
Üstelik o grupta Barcelona, Roma gibi takımlarla** mücadele etmiş ve son maça kadar hiç yenilmemiştir.
Shaktar Donestk'e gittiği zaman Dinamo kiev'in hegomanyasındaki ukrayan liginde iki sezon üstüste şampiyon olmuştur. Üstelik lucescu gelene kadar bu takımın sadece 2 şampiyonluğu vardır .Biri 1983 yılında diğeri 2003 yılındadır.
Bu sene beşiktaş'a gelirse muhtemelen demirören yönetimi şartları zorlayıp geniş bir transfer bütçesi verecektir. Ancak Lucescu muhtemelen takımın huzuru kaçar diye yıldız oyuncu almayacaktır.
Ancak geldiği zaman kendisine bir takım elbise hediye etmeyi düşünüyorum. Hep aynı takım elbiseden bıkar insan çünkü*
lecce' yi çalıştırdığı dönemde italyan futbol stilinden fazla etkilenmiş olacak ki; çalıştırdığı takımlara genelde çok pas yaptıran, rakibe orta alanda pres koyduran, öncelikle topa daha fazla sahip olma düşüncesini benimsemiş teknik direktör. ama ne yapar ne eder sonuca gider bu adam, var galiba yine de bir bildiği.
dunyada basarilarinin hakki en az verilen, en cok haksizlik yapilan teknik adamlardan birisidir. cok kisitli olanaklara ragmen besiktas ve galatasaray'i sampiyon yapan lucescu her iki kulupten, basindan ve taraftarlardan gerekli takdiri alamamaistir.
yöneticileri her maç sonrası suçu hakemlere ve taraftara atan takım taraftarlarının anlayamayacağı teknik adamdır. şüphesiz türkye'ye gelmiş en kaliteli yabancı hocadır lucescu...
zamanında çok küfür etmiş biri olarak diyebilirim ki, "aramızda kalsın özledim kendisini"