janti kıyafetlerle zaten o minibüse binmek insanı kahreder. işe gittiğinde sanki özel taksiyle gitmiş gibi davransanda aslında 1,5 tl verip minibüsle gitmişsindir. hele o sıkışıklıkta kıyafetin buruşmuşsa bittin.
evde onlarca dakika süslenir püslenir en faça kıyafetlerinizi giyersiniz. durağa doğru meyl ettiğinizde minübüsü kaçırmak üzere olduğunuzu fark eder ve pergelleri açar daha hızlı yüyürsünüz.
minübüs durağı görüş açınıza girdiğinde binmek zorunda olduğunuz minübüsün duraktan ince ince kalkmak üzere olduğunu farke eder ve allah ne verdiyse yardırsınız.
siz koşarsınız minübüs hızlanır siz koşarsınız minübüs hızlanır.. "fiyyuuuuu fiyyt" diye ıslık çalarsınız "huğooooooopp gaptaaaan" diye feveran edersiniz ama sesinizi duyuramazsınız.
durakta bekleyen bi alaan kulu da "heeey gelen var ağar ağaar" demez ve size yardımcı olmaz.
durağa nefes nefese düştüğünüzde minübüs dumanların arasında tırıs tırıs kaybolmaktadır. işte o an etrafınızdaki herkesin size baktığını farkedersiniz. yaramazlık yapan çocuğun yaptığı yaramazlığın fark edildiğini anladığı andaki gibi triplere girer belli belirsiz küfürler mırıldanır aslında sikinizde değilmiş tavrı takınmaya çalışırsınız.
devamında saate bakar göz ucuyla elinde şemsiye sizi kesen manitayı süzer sonra telefonu çıkartır yalandan bi iki tuşa basar ve durak cemaatinin içindeki yerinizi alırsınız.
zordur yaşamak, hele ki yağmurluysa hava.. is kokuyorsa atmosfer..