90 çocuğuyum ben, hey gidi ne günlerdi falan filan demeyi pek sevmeyen benim bile, söz konusu olduğunda hatırlamaktan kendimi alamadığım, şu ana kadar da yediğim ya da çiğnediğim en güzel sakızdır.
bitmesin diye hepsini ağzıma atamazdım, paketlerini biriktirirdim.
güzeldir, hep hatırlanır, arada keşke yine olsa dedirtir.
hepsini teker teker çiğnetmeyi başardığı zamanlarda sabrın ne demek olduğunu öğreten, gıda boyası ile boyanan ama o zamanın çocuklarnı şimdinin adamları yapan sakızdır, zararsızdır.
gecenin bu saatinde aklıma düşen minik sakız topluluğudur. bazen bir kısmı avuca doldurularak ağza atılır, bazen adeta turuncu pelerinli sabır timsali kel amcalar gibi tane tane ağza atılır, sonrasında birleştirilerek büyük bir sakız haline getirilirdi.
çocukluğumda bazı öküzler tanımıştım ki paketin tamamını ağızlarına doldururdu onlar. şüphesiz ki minonun haysiyetini böylesine çirkin bir eylemle çiğneyerek değersizleştirmek öküzlük alametidir.
80 ler ve 90 ların unutulamayan abur cuburları başlığında görüp duygulanmama ve eski günlere dönmeme sebep olan güzel sakız. o kadar minicikti ama yine de teker teker çiğnerdim, paket bitene kadar. paketin üzerindeki tipler şahaneydi bir de.
başlığı görünce bizi geçmişlere götüren isim. sakız ismiydi eskiden. ağzı yüzü kaymış bir kız resmi basılıydı hep üzerinde, pembe de bir ambalajı vardı. yutulabilitesi çok yüksektir. çünkü minnacıktır her sakız. hepsini ağzına atmak ister insan.