minimal öykü denemeleri

entry198 galeri0
    101.
  1. uyudu, uyandi, uyudu, bir daha uyanmadi.
    9 ...
  2. 102.
  3. ondan sonra

    -ondan sonra, aldım hatunu...
    -evet abii, sonra..
    -anladın sen beni...
    1 ...
  4. 103.
  5. eeee sonra....

    ondan sonrası muamma...
    0 ...
  6. 104.
  7. minimal öyküneyim dedi ama olmadı.

    bir daha da öykünmedi...!
    2 ...
  8. 105.
  9. 106.
  10. karikatür

    sınırlarını kendin çizdiğin, vatandaşlarını kendin belirlediğin fakat başkalarına beğendiremediğin ziyaretçi kabul etmeyen muhteşem bir ülke ve ülkesinin kralı olan genç bir adam...
    0 ...
  11. 107.
  12. osbir
    fhmye göz ucuyla baktı, banyoya yollandı.
    3 ...
  13. 108.
  14. kilitlenme
    sana rağmen, seni sevmek elimde değildi. ishalken osturuğunu tutmak kadar paradoksal bir kilitlenmeydi bu. evet, kilitlenmeydi bunun adı. bile bile lades..
    0 ...
  15. 109.
  16. develik

    bakkala gittim, bir paket maltepe aldim. yüz kağit verdim üstüne binlik bozuk parayla ödedi.
    1 ...
  17. 110.
  18. pişmanlık

    yaptıklarını düşündükçe midesine kramplar giriyordu. artık ömrünün sonuna kadar sırtında bu yükle yaşayacaktı. kimseler bilmemiş olsa bile,kendi vicdanına karşı utancı yeter de artardı .. kaldı ki bir bilen de vardı. vicdanıyla muhasebesinin yanında onun yüzüne de bakacak olmanın zulmu bekliyordu onu yarınlarda. aklının bir ucunda hep bu hatıra oldukça, en güzel haber bile onu sevindirmeye yetebilir miydi? mutsuzluk artık can yoldaşı olmuştu. ahh 15 dakika geriye dönebilmek için gelecek kaç senesini vermezdi!
    1 ...
  19. 111.
  20. playstation
    döndü disk... küçüktü, büyüdü. masmavi oldu.
    0 ...
  21. 112.
  22. super 8
    karşıt olarak düşünüldüğünde utanmakla gurur duymak arasındaki noktada; paralel olarak düşündüldüğünde düzlemdeki herhangi bir noktadaki, yüzeyi 1 santimetreden küçük tuvalet kağıdına çizilen portrenin sahibinin hangi götü temizlediği hakkında bile bir fikri yok, aynaya bakarken gurur duyuyor.
    0 ...
  23. 113.
  24. neye niyet neye kısmet
    lokantada yemeğine doğru uzandı ki polisten tokatı yedi.
    (bkz: 1 nisan tadında 1 mayıs)
    (bkz: şaka gibi)
    1 ...
  25. 114.
  26. minimal ne ki

    uzun olmasın, lafı da dolandırıp durma, kısacık olsun dediler.. ancak bu kadar yazabildim.
    0 ...
  27. 115.
  28. 116.
  29. başlık : sessizlik

    yavaşca karşıdan bana dogru geliyor. cok güzel, o kadar güzel ki bakarken birden gözlerini yere doğru kaçırıyorsun.bir insanın yürüyüşü bu kadar asil, elleri bu kadar narin olan biri daha gelmedi bana dogru.

    sinsice sokularak yanıma,kulağıma doğru :

    ''özledin mi beni'' dedi.

    sanki kulağımın etrafında kelebak uçuşuyor gibi hissettim. o an hiçbirşey düşünmüyordum.gözlerimi hafif kısarak gözlerinin içine baktım. kaşlarım hafif havaya kalktı, yavaşca ensesinden tutarak,

    .
    .
    .

    'defol'(!)dedim.
    0 ...
  30. 117.
  31. aşk

    klişe yüklü insanlar toplanmış ağlıyorlardı.
    0 ...
  32. 118.
  33. (bkz: internet cafe)

    çok insan gelip gidiyordu bu aralar, kimi süreli açtırıyordu hesabını kimi süresiz, bazıları da üye girişi yapıyordu.
    küçük bir türkiye gibiydi sanki. fakirler, orta halliler, cafe sahibinden torpilliler.
    1 ...
  34. 119.
  35. Günler hızla birbirini kovalıyor, sonbahar yerini usulca kışa teslim ediyordu. Şehir garip bir değişim geçiriyordu. Yaprakların rengi değişiyor, yazlık kahveler teker teker kapanıyor, insanlar yaklaşan kış için hazırlık yapıyordu. Alışmaya ve uyum sağlamaya başlamıştım. Hatta birkaç yeni dost bile edinmiştim o barda. Tüm karmaşa dindikten sonra biralarımızı alır, şöminenin başına uzanır, alevleri seyreder, birbirimize hikayelerimizi anlatırdık. Çoğu abartılı ve gülünç hikayeler. Ben pek konuşmazdım, anlatacak pek bir şey yoktu hayatımda. Dinliyor ve içiyordum yalnızca, hiç durmadan içiyordum. Güzel günlerdi, amaçsız ve korkak bir avuç serseriydik ve hayat sonbahar yapraklarıyla kaplanmış uzun bir yoldu bizim için. Hiçbir şey için acele etmeye niyetimiz yoktu, o köhne barda deliler gibi çalışır, içer ve oturup beklerdik. Ara sıra çıkan kavgaları saymazsak her şey olması gerektiği gibiydi. Telaşsız, sakin, birbiri ardına duyulan harikulade notalar gibi.
    0 ...
  36. 120.
  37. deneme

    denemekten zarar gelmez diyen sen değil miydin? denedim diye suçlama beni!
    1 ...
  38. 121.
  39. sönen şömineden kalan son külleri seyrediyordu hırçın kız. birden pencereden odaya dağılan beyaz bir ışığın parıltıları karıştı yüzünün donuklaşmış bakışlarıyla. hırçın kızın hırçın kalbi sızlıyordu hırçın atmacaların gökyüzündeki hırçın gösterisi sürerken...
    0 ...
  40. 122.
  41. +arkami dondum ve yavas yavas yurumeye basladim. bir an duracak oldum. agliyordum. arkami tekrar dondugumde ada da agliyordu. sebepsiz yere anlamazdin sarkisi calmaya basladi.

    -anam issiz adam lan bu!!
    0 ...
  42. 123.
  43. git dedi. gittim. unutmuşken dön dedi. dönemedim.
    2 ...
  44. 124.
  45. yarasa

    evin içinde televizyonun kumandasını aradı, karanlıkta bulamayınca, ışığı yakmaya yeltendi...
    0 ...
  46. 125.
  47. istanbul

    Otobüsteydim.
    Bir el hissettim arkamda. Taa şuramda.
    indim otobüsten.
    Bankamatiğe doğru yürüdüm.
    Bir yabancı nefes hissettim arkamda. Taa şuramda.
    Uzaklaştım.
    Bir çıkmaz sokak.
    Hay Allah dedim. Yanlış gelmişim.
    Çıkamadım. Bir grup serserinin tacizine uğradım.
    Eve gitmeliyim dedim.
    Gittim.
    Babam. Dokundu bana.
    Ama bir baba gibi değildi.
    istemedim. Dayak yedim.
    Komşum.
    Bir dğer komşumun evladını 24 yerinden bıçaklayarak öldürdü.
    Sevgilim.
    Kafamı bedenimden testereyle ayırarak katilim oldu.
    Operatörüm.
    10.000 dakikası 70 milyon diyerek beni kendine çekti.
    Elde edince 3.000 dakikaya düşürdü.
    Faturayı gördüm.
    Ah dedim.
    Ah istanbul.
    Senin taşın toprağın altın.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük