psikolojik etkileri açısından minibüse binerken kafayı çarpmaktan çok daha kolay atlatılır bir durumdur. zira minibüsten indikten sonra içine karışılacak insan kalabalığı sizin bu kepaze anınızdan haberdar değildir, bu iyi bir şeydir. oysa ki kafayı çarparak bindiğiniz minibüste o ruh hâliyle dakikalarca seyahat etmek gerçek bir işkence olacaktır. bir de bunun binerken yaşandığı durumlarda siz en azından durumu farketmemiş olanların gözünde hâlâ bir ihtimâl karizmatiksinizdir de, o şoförün o gereksiz duyarlılığı yok mu işi direksiyondan inip kafanıza üfleme raddesine varabilen... böylece herkes bilir.
bir de insan minibüse binerken kendini daha bir hızlı atıyor galiba ileriye, daha çok acıyor. **
bir nevi minibüsten inerken aslında karizmayı kapıya çarpmak olduğundan psikolojik olarak verdiği acı fiziksel açıdan daha fazla olan olaydır.
adam inmek üzeredir. içinden şöyle düşünüyordur:
- çok havalıyım oley oley, arkadaki kız da beni kesiyor galiba, tabi canım niye kesmesin beni, neyse inerken ona bakıp gülümseyeyim de tam kalibini çalayım. hihihi!!
çattttt!!!
adam 1-2 saniyelik şoktan sonra kendine gelip iner, tam inerken kafasını çarptığı için kendini şanslı hissetmektedir. hemen kaçabilmiştir. ama minibüs giderken içerdeki kızın resmen kahkahalarla gülmesinin yarattığı tahribat, tamir edilemezdir.
bunu nasıl atlatacak artık, allah bilir 'dir.
Hiç çekinmeden o anki acımı açığa vurur, geçince yoluma devam ederim. Ama yine de minibüstekilerin içlerinden ya da dışlarından, sonuç olarak akıllarından geçirdiklerini merak etmeden edemem. Ha bir de, binerken vurmamış olmama şükrederim.
bir an için şuur kaybına neden olacak beter durum.
ne biçim ağrır biliyon mu? sonra uyuşur bak ensemdeki kıllar ürperdi düşününce aman aman düşman başına.
insanı dumur eder ve çok acı verir. ama daha acısı binerken kafayı çarpmaktır. indiğinde kafanı rahatça ovuşturup acısı geçsin diye kaşıyabilirsin, küfür edebilirsin ama binerken çarparsan hiçbir şey yapamazsın. hele arabada güzel kız varsa vay haline! çarpar çarpmaz sen hariç herkes bir "off" çeker. sen parayı uzatırken şöyle konuşmalar gelir kulağına;
- off çok pis çarptı kafayı. nasıl beyni dönüyordur şimdi onun. ehehe mal lan bu, öyle bodoslama binersen olacağı bu.
+ deme öyle annem acımıştır çocuğun kafası.
- pis rezil oldu ama ehehe, bu da ona yeter.
erkekliğe bok sürdürmeyeceğim diye zonklama rekoru kıran o güzelim kafana dokunamazsın. acısını geçirmek için okşayamazsın. mal gibi ayakta saatlerce gidersin hiçbir şey yapmadan. tabi minibüs ahalisinin gülüşleri eşliğinde.
allahtan boyum kısa da böyle bir derdim yok dediğim durum.
şaka bir yana da bostancı - taksim minibüslerine ben bile kafamı çarpabiliyorsam vay 1.80 insanların haline..
saçınıza bir avuç jöle sürülmüşse ve güzel kurutulmuşsa çarpmanın etkisi azaltılabilir.* tabi bunun saçlar döküldükten sonrası da vardır ki allah yaşatmasın.
Ne kadar karizmatik olursanız olun inerken kafayı kapıya geçirdiğiniz anda karizmanızı minibüsün içine düşürüp öyle inersiniz. Böyle çıplak kalmış gibi bi histir o. Zalım şoför karizmanızı alıp kaçarken size arkasından minibüsü tasarlayana da, üretene de, satana da, alana da, kullanana da sövmek kalır.