mary wollstonecraft; kadının "eğitim" alması gerektiğini sadece eş veya anne olsa bile "eğitim" sayesinde daha iyi eş veya anne olacağını söyleyen, kadın haklarının temelini atan kadın. türbanı yok(muş). fahişe mi?
bettina von arnim; komünist damgası yiyen alman şair. "hayattaki tek büyük kazancim kendim olarak kalmaktir" diyen kadın. türbanı yok(muş). fahişe mi?
mmm de stael; napoleon düşmanı, köhne önyargılarla hayatı boyunca savaşan liberal fransız yazar. goethe, "bizi fransadan ayıran köhne önyargıların çin seddinde koca bir delik açan muhteşem bir silah" demiştir "almanya hakkında"sı için. türbanı yok(muş). fahişe mi?
george sand; güzel, akıllı, yetenekli, aşkın ne olduğunu bilen fransız, chopinin kadını.. "eşitsizlik, aşağılanmışlık, bir cinsin diğerine bağımlılığı koşullarında eksiksiz mutluluk ve ideal aşkın tümüyle olanaksız olduğuna tümüyle inandım" diyebilen kadın. türbanı yok(muş). fahişe mi?
harriet beecher; tom amcanın kulübesiyle dünya tarihe damgasını vuran, kölelik sorununu gündeme getiren, abdyi ayağa kaldıran, "kadınlar tanrının ve doğanın onlara verdiği her türlü yetenekten faydalanmalıdır" diyen yazar. türbanı yok(muş). fahişe mi?
simone de beauvoir; sadece jean paul sartrein bir hayat boyu arkadaşı, sevgilisi, "herşeyi" olan değil, 1971de pariste kürtaj yasağına karşı ilk büyük gösteri için sokağa inen kadınlar arasında yer alan, en önemli eseri "hayatı" olan varoluşçu yazar. türbanı yok(muş). fahişe mi?
florence nightingale; ünlü lambalı kadın. hemşirelik kurumunu kuran. ülkemize de gelen, verdigi hizmetler nedeniyle ismi selimiye kışlasında çalışırken oturdugu kulede açılan müzeye ve ilk yüksek hemşire okuluna verilen kadın. türbanı yok(muş). fahişe mi?
virginia woolf; bağımsızlığın yaratıcı gücü serbest çıkardığını, milyonlarca yıldan beri evde oturan kadınların yaratıcı güçlerini zamanla duvarların emdiğini düşünen, şiir gibi roman yazan, dahi ingiliz kadın yazar. "bir kadın olarak, ülkem yok. bir kadın olarak, bir ülkem olsun istemiyorum. bir kadın olarak, bütün dünya benim ülkem." sözlerinin sahibi aynı zamanda. cepleri çakıl taşı dolu.. dili gibi... türbanı yok(muş). fahişe mi?
marie curie; radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla nobel ödülünü iki kere alan ilk bilim insanı. radyum elementini keşfeden. aşırı derecede radyasyona maruz kalan ve bilim için ölen kadın. türbanı yok(muş). fahişe mi?
sezen aksu; bizden biri. en iyi "sanatçılardan". çalışan, düşünen, üretken. her bir şarkısı içe işleyen. adım adım. yavaş yavaş iz bırakanlardan. unutulmayacaklardan. türbanı yok. fahişe mi?
suna kan; türkiyenin en değerli keman virtüözü. sanatçının ne olmasını gerektiğini, kişinin kendisine saygının, "ilkelerin" ne anlama geldiğini çürüyen, kokan, yozlaşan ülkeme göstermiş olan "sanatçı". türbanı yok. fahişe mi?
adalet ağaoğlu; türk edebiyatının "enleri"nden. fikrimin ince gülü. romancılığı kadar insanlığı da, yardımları da yadsınamayacaklardan. türbanı yok. fahişe mi?
ve niceleri...
unuttuklarım...
türbanları yok. fahişeler mi?
ve annem.. ve üst komşu... öğretmenim, halam, kuzenim, arkadaşım, dostum, ablam, kardeşim..
t.paksüt kim, peki?
garbın hayasızlığı, moda olamaz sana.
seni soyan haydutlar, giremezler imana.
fahişe değilsin sen, uymalısın kurana.
fakat örtülü olmak, bacımın görgüsüdür.
müslüman türk kızının bayrağı, örtüsüdür
bu şiiri yazan. (?)
ortada var bir "olmaması gereken"...
(bu yazıyı yazacağıma başka şeylerle ilgilenebilirdim, sessiz kalabilirdim, art niyet aramıyorum şiirde, kapalı kafaların "dışı" değil "içi" önemli olan. aynı "takmayanlardaki" gibi. artık dışa bakmaktan vazgeçin. içe odaklanın. düşünün)
ve ben cerise... türbanım yok. fahişe miyim?
--spoiler--
türbanlı veya müslüman olunca suç olan davranışlara örnek mi gösterdiniz. böyle geri zekalılıkları çok gördük. karım yurtdışından dönüyor, havaalanında karşıladım. kapıdan çıkıp arabaya yürürken dönüp kucaklaştık öpüştük. 40'ının üzerinde etek bluz giymiş çağdaş bir kadın bize "utanmıyorsunuz, hem türban takıp hem toplum önünde öpüşüyorsunuz" demez mi?
ulan gecenin saat 4'ü havaalanında olduğumuz belli insan biraz insan olmalı. bir müslümanın helaliyle öpüşmesinin neresi utanmazlık, neresi günah? aslında kalabalık bir yer olsa kadına ağzının payını vermek gerekirdi ama gecenin bir yarısı kadını karşına alıp saydırsan ne işe yarayacak... "madem ben terbiyesizsem, siktir git orospu" demem yeterli olmuştur. şimdi sende siktir git piç.
türban takmadaki amacın sadece saçını kapatmak değil aynı zamanda kendini dünyadan soyutlamak olduğunu bilmeyen bir insanın yapacağı iştir. yaptığı şeyi yadırgamazdım normalde ama en azından başındakinden utanması ve onu çıkarması gerekiyor sanırım.
fotoğrafa bakınca inanamadım..gözlerim faltaşı gibi açıldı.. o nasıl bir yiyişdi öyle.. hayatımda böyle bir yiyişme görmedim doğrusu.. başlığı açıp, fotoğrafı ekleyen şahısla tanışmak geçti kafamdan.. bu zamanda, böyle bir fotoğrafa böyle bir başlık açtığına göre kendisinin; etik kuralları, ahlaki değerleri, günümüz insanı için cidden çok yüksek ulvi bir yerde.. düşünüyorum da; kimbilir o an nasıl utanmıştır o sahneyi gördüğünde..nasıl ürkek, korkak bir çocuk tedirginliği duymuştur..inanamıyorum, böyle bir insanın yeryüzünde kalmış olmasına inanamıyorum, gözlerimi yaşarttı gece gece.. evet evet tanışmam lazım hemen...
Not: nasıl insanlar var böyle.. bir yandan başörtülüler için gerici, çağdışı diye yana yakıla nutuk atarlar. diğer yandan da sevgilisi olan bir başörtülü gördüler mi tuh kaka laf atmaya başlarlar.. ulan sizin istediğiniz onların çağa ayak uydurması değil miydi? o zaman niye sevineceğinize böyle bir terbiyesizlik yapıyorsunuz..samimiyetsizliğiniz, iki yüzlülüğünüz başlıktaki türban kelimesinden bile anlaşılıyor..bu ne yaman çelişki böyle...
görüntüde şaşılacak bir şey yok bu birincisi, bir türbanlının yaptığı yanlıştan yola çıkarak "işte bunların topu böyle" demek mantık dışı bu ikincisi, bu görüntüyü heyecanla çekip, bir an evel sözlüğe yetiştirmek tam manasıyla samimiyetsizlik ve edepsizlik bu üçüncüsü, eğer elde başka görüntü olmuş olsaydı bunu paylaşan diğerini de yüzü sansürleyerek verirdi, kesinlikle acımazdı buda dördüncüsü. beşincisi ise (...) neyse yeter bu kadar. herhalde herkes anlamıştır neyn ne olduğunu.
hayatın zorluklarıyla karşılaşmış, geleceği konusunda bir eminliğe sahip olmayan ve muhtemelen dışardaki akıcı hayat karşısında kendisini 1-0 geride hisseden esmer abimizin arkasındaki koltukta oturan türbanlıdır. *
görüntülerden bağımsız olarak ve götümden fetva uydurmaksızın sözlük formatı gereğince başlıkla ilgili yazıyorum(ki görüntülerde öyle yeme durumunu gösterir nitelikle bir şey de yok gördüğüm kadarıyla.).
neymiş efendim belki karısıymış, belki eşiymiş, helaliymiş, öpermiş de yermiş de... yok arkadaş öyle bir hikâye. doğrunun atamasını sen mi yapıyorsun haşa? elbette ki başörtülü arkadaşımız da dilediğince sevişebilir, dilediği gibi hayatını yaşayabilir. sorgulama hakkımız var mı? hayır yok. bu gayet açık ve nettir. ve fakat çelişkiyi içerisinde barındırıyorsa da uygun bir şekilde ve kırmadan uyarmak benim boynumda borçtur. gelelim olayın zuhur kısmına. senaryoyu kıçımdan uyduruyorum tamami ile:
dolmuşta başörtülü, genç bir bayan var ve yanında da onunla aynı yaşlardaki sevgilisi, eşi, kocası,... adına her ne derseniz. ve bu ikili birbirleri ile çok samimi pozlar veriyorlar etrafa(yemek, götürmek, sikişmek,... kullanmak istemiyorum herhangi birisini böyle bir konuda). burada bir çelişki var mıdır? başı açık olana orospu muamelesi yapanları bir kenara bırakıorum bu noktada ve müslüman olduğunu söyleyen birisi için bu durum "iki yüzlüce" gelmez mi? ben müslümanım(evet bütün kusur ve kabahatlerimi de kabul ediyorum inançlarımla, ibadetimle ilgili) ve beni rahatsız eder bu tablo. kaldı ki başı açık olan birisini de bu şekilde gördüğümde rahatsızlık duyarım durumdan. ar ederim...
ve bu anlamda "helalimdir yaparım" gibi bir mantıkla yaklaşılırsa olaya çocuk bile yaparsın minibüste. ne de olsa helalindir ve kime ne? ama değil işte... burada temsil ve özendirme var herşeyden önce. ve aman diyorum bu gibi konularda kendinizi yakarsınız gençler allah muhafaza düşünce yapınıza paralel diye elalemin sikini savunalım derken. en basitinden buradan okuyup da "helalimdir dolmuşta sevişirim" sonucuna ulaşacak tek bir adam çıkarsa günahı boynunuza kalır, yazık derim.
bunun yanısıra yaşadığım benzer bir olayla noktalayacağım burayı:
geçen sene yaz aylarında beşiktaş'tan, edirnekapı otobüsüne bindim ve yorulduğum bir günü sonlandırmak adına fazla hevesliyim. otobüste orta kapının hemen yanında boş bir alan var ve orada da üç tane bayan(üçü de çarşaflıydı ve uzun süredir fatih'te ikâmet ettiğimden bu yadırganacak birşey değildi benim için.) ve tıklım tıklım otobüste orta kapının oralarda bir yere sıkışmış durumda yolculuğuma devam ediyorum. "su çok güzeldi yaa" diyor birisi, ötekisi basıyor kahkahayı. bir diğeri "hiç erkek olmaması güzeldi" diyor ve "mayoları da ıslak ıslak koyduk çantaya" cevabını alıyor karşısından. tüm bu muhabbet dönerken bütün otobüs anlıyor bu üç bayanın "bir kadınlar plajında denize girdiklerini" ve hatta bahse varım ki otobüsün içerisinde seyahat halinde olan birçok ergen de(o çağın getirdiği gazla) o bayanları, sudan çıkmış, mayoları üzerine yapışmış şekilde hayal ediyorlardır. peki burada yanlış nerededir? ben bayanları bu konuda uyarmayı yeğledim uygun bir dille ve sonrasında tek kelime etmeden seyahatlerine devam ettiler. belki evlerine gittiklerinde günün kritiğini yapma fırsatları olmuştur veya yolda yürürken kendi aralarında konuşmuş olabilirler tüm bunları. ama otobüste yapmadılar bunu.
velhasılı doğru tektir. ve "yanlış" dediğin birşeyi savunacak konuma geldiysen, o kadar sattıysan ruhunu. bunu olsun kabul etmek noktasında dürüst ol be kardeşim. hem "ben çok müslümanım" derken hem de "minibüste manita yiyen türbanlı" gibi bir konuda "kocasıdır belki, helalidir, yapar." şeklinde saçmalıklara girişme. dolmuş lan orası, yatak odası mı?
tekrar fotoğrafa gelelim bitiş kısmında. fotoğraftan yola çıkılarak hiçbir şey denilemez, zira fotoğrafta bir yeme durumu göremedik biz...
edit: evet, kadınlara "bayan" demeyi sevmiyorum normalde. ama yaşadığım olayı anlatırken bunu yapmanın daha uygun olacağını düşündüm...
internetin ve insanların ne denli zıvanadan çıktığının görülmesini sağlayan türbanlı.
izinsiz yere fotoğrafınız çekiliyor, internette bunlar rahatça geziyor ve sözlüğün birinde "yiyişen türbanlı" diye anılıyorsunuz. bir erkeğin omzuna elininizi atmanızla başlayan olay, internette büyüyerek neredeyse minibüsün ortasında seviştiğinize kadar geliyor. ilerleyen zamanlarda belki aileniz, yakınlarınız, arkadaşlarınız tarafından bu şekilde yargılanıyorsunuz. Allah'tan fotoğrafta yüzler görünmemiş ama birilerinin bu başı boş durum ile ilgili önlem alması lazım. özellikle bir kişinin izinsiz fotoğrafını çekmek kesinlikle yasaklanmalı ve ihlali durumunda ağır cezalar uygunlanmalı.
bit görüp, koca yorganı yakma durumudur. Kimse bütün türbanlıların %100 doğru olduğunu söylemiyor zaten. Ama böyle "ben yaptım! ben yaptım!" tarzında deşifreler, artık çok klişe ve antipatik oluyor.
not: türbanlıları seviyorum. insanları seviyorum. sarışın da severim. esmer de.
gelelim konuya. bu fotoğraftan yola çıkıp ahlak dersi vermeye çalışmak, o koltuğun arkasında oturup iki masum insanın fotoğrafını çekip getirip bir sözlük ortamında jurnallamaktan daha vahimdir. kaldı ki bu fotoğraf gayet normal. bir insanın sevdiği kişinin omzuna kolunu atamaz mı? ahlakı bile kamplara bölen şu türkiye zihniyeti kendisini demokrat ilan edip ilerici gören klığe özgü bir şey midir? o halde insan hak ve özgürlüklerine, özel yaşamına müdahale vardır bu fotoğrafta. ahlak bunun neresinde. bir fahişe mi daha onurludur, yoksa kendi çıkarları için insan öldüren bir katil mi?
hiç mi türbanlı arkadaşınız yok? bu denli pervasızca insanları yaftalarken onlarıda mı düşünmüyorsunuz.
öncelikle söz konusu resimde görülen hanım kızımız topluma mal olmuş bir kişi değildir ve kendisinden habersiz arkadan çekilen fotoğraf bu kişilerin mahremiyetlerine saldırıdır.
yapılması gerekenler:
eğer aramızda bir savcı varsa ki olması ihtimal dehilindedir, insanların kişisel haklarına doğrudan bir saldırı anlamına gelen bu hareketi yapan yazar hakkında derhal soruşturma açmalıdır.
ikinci olarak ise acilen moderatörlerin kişisel haklara saldırıda bulunan yazar hakkında gerekenleri yapması gerekmektedir.
dünyanın neresine giderseniz gidin toplumu ilgilendiren bir durum yoksa insanların kişisel haklarına bu şekilde tecavüz edemezsiniz.
fotoğrafta yeme olayı olsa, tamam anlayacağım. ama öyle birşey olmadığı gibi gizli gizli fotoğraf çekip yayınlayarak özel hayata saldırı ve iftira mevcut. bu mudur yani manita yeme olayı. eğer bu yiyişme ise, aramızda cinselliği normalden çok farklı yaşayanlar var demektir.