bu eylem genelde asosyal olan, pek konuşmayı sevmeyen, halk arasında bulunmayan tipler tarafından gerçekleştirilir. bazıları için ciddi ciddi bir korku unsurudur. şoföre "müsait bir yerde inecek var" demenin hemen öncesine sinirler gerilir, surat kızarır ve bunu söyleyene kadar kafadan 2-3 durak geçilir zaten.
bence bu sorun için kurslar açılmalıdır zira halk için gerçekten etkileri büyüktür.
durağa gelinceye kadar, birinin ondan evvel inecek var demesi için dua eden kişi, durak geçilmeye başladığında canhavliyle ve içinden başka biri konuşuyormuş gibi höykürür. *
çekingen ergenin, lisede "özgüven" olayında teklemesine sebep olabilecek durumdur. ben hatırlıyorum mesela, lise 1'e başladığımda çekingendim, kendime güvenmezdim falan. o güne dek minibüse binmemiştim, bir de okula her gün o kalabalıkta "yalnız" binerek gitmek durumundaydım. lakin 15 yaşında olduğumun farkındaydım, özürlü değildim; bindim yardıra yardıra gittim arkadaş.
lakin ilk dönem yaşadığım tecrübeler beni ziyadesiyle üzdü. minibüste "fordçu musun sen?" sorusuna verecek cevap bulamamak, "durakteağ!" diye höykürdüğünüzde şoförün "hani lan durak kim o bağıran?" deyip bütün minibüsü (beni bile) yarması. otobüsten inerken dengeyi kaybedip bir teyzenin gözünü parmaklamak. evet, gözünü, parmaklamak. göt değil lan, bildiğin göz yani yanlış anlama.
e sonra ne oldu? işin orospusu olduk, şoförün yanındaki vites şeyinin üzerine (topuz değil lan manyak) oturur olduk. paraları aldık. hatta bi' keresinde para veren teyzeye "bizi tercih ettiğiniz için ben kendi adıma teşekkür ederim, bu minibüs kullanıyo şimdi etmesin o" demişliğim bile var. bir minibüs, bir insan. yok lan öyle değildi o.