minibüsçüler kendi içerisinde gruplara ayrılır. müsayit biyer algısı da bu gruplara göre değişiklik gösterir:
- asabi olanlar:(o kadar hızlı giderler ki yüzünüz gerilir, gözbebekleriniz büyür, üstünüze düşenler mi dersiniz, tutunucam diye bileğinizi burkmak mı dersiniz... Allah ne verdiyse...)istediğiniz yerde inersiniz. şaşmaz. ama tek ayak son basamaktayken hareket eder. ettiği anda da acele et biraz kardeşim diye hönkürür...
- sinileri alınmış olanlar :(bunlar telaşsız, in-bin mesafesini bile 2 asırda tamamlayan kişiliklerdir. dünya yansa bi ah demezler)genelde huşu içinde tüm algılar kapalı sürerler ve iniş talebinizi duymayacaklarından müsayit biyer diye biyer aslında hiç yoktur, olmamıştır. o an anlarsınız.
- kompleksli olanlar: (trafiğin en önünde ben olmalıyım, otobüsü geçmeli,makasa girmeli, gerekirse saltolu hareketler ile vapur yolcularını bile ben almalıyım mantığında olanlar.) onlar nerde isterse siz orda inmeye mahkumsunuz. o bilir neresi müsayit..
- ukala olanlar: 20-30 yas arası ayağında tiger, üzerinde aberkırombi ve ön panelde biyerde raybın gözlük bulundururlar. inenle binenle dalga gecerler. yaslı amcaların kabusudur. son ses muzık vardır. sizi asla duymazlar. dolayısıyla..................
şoföre "müsait bir yer" derseniz o da kendine göre müsait bir yerde indirir tabi.
sonra da vay efendim beni uzak indirdi vay efendim ben burada inmeyeceğdim falanda filan.
kusura bakmayın ama e amlarına koyduklarım dolmuşçu kahin mi senin ineceğin yeri nerden bilsin, adam kendine göre müsait bir yerde indiriyor.
"şoför bey inecek var" veya "burada inecek var" en sağlamı "durakta inecek var" derseniz o zaman bir sorun olmaz.
olması gereken yer kesinlikle değildir kasıtlı mı yapılıyor anlamıyorum çözüm olarak inmek istediğiniz yerin 50 metre öncesinden bu tabiri kullanmanız gerekir ama bizzat deneyimlerime dayanarak söylüyorum şöförün ibneliği tutar bu sefer tam siz der demez durur.