aralarında şener şen ekolunden gelen değerli minibüs şoforlerinin de olduğu asil bir kademe. allah ın fordçuları sizi. daha eksi vermeyin yeter. istihbarat aldım en kötü seviye ali rıza binboğaymış. ağlamak yoook, gülmek var. yarınlarda yarınlarda artı da almak var anasını satayım.
trafikte diğer sürücülerle devamlı münakaşa içinde olan kişidir. ilginç deyişlere sahiptir. bir keresinde, yokuşta geri geri gelen sürücüye 'salak insan' diye bağırdığını duydum bi minibüs şöförünün.nerden bulurlar bu lafları bilinmez.
ibrahim Tatlıses'in Yallah Şoför adlı şarkısını kendine resmi marş ilan etmiş, trafiğe dehşet saçmayı kendine bir görev olarak bilen, Yanında daima güçlü bi levye bulunduran Anadolu insanıdır.
trafik kurallarını kendileri dışında olan tüm varlıklar için olduğunu sanan enteresan adamlar. kırmızıda durmaz, yeşilde geçmezler. kaldırılan bir el en soldan en sağa kimseyi sallamadan geçmeleri için yeterlidir.
ha bir de kendileri trafiğin cassio lincoln'leridir. trafikte no look pass hesabı hareketler yaparlar. sola sinyal verip sağa, sağa sinyal verip sola geçerler.
kısacası enteresandırlar. trafikte onlardan bir kaç şerit uzakta durmak sağlık için yararlı bir hareket olacaktır.
sarıyer beşiktaş hattındakilerin diğer hatlardaki şöförleri göre kötünün iyisidir. zira kartal kadıköy hattında olanları öğrendikten sonra öpüp başa konması bile gerekebilir. http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=180&sz=74986
2001 markanın üstünde sigara içmeyen eve götüreceği birkaç kuruş arayı kadınlarla yiyen durakda rakı içen komik bir o kadar da asabi başka dolmuşlarla yarışan şoförler :D .
genellikle telefonla bağıra bağıra kürtçe konuşurlar. arapça veya zazaca konuştuklarıda görülmüştür.
bu konuşmaları adeta, savaşta gönderilen şifreli mesajlar gibidir. ancak, bu konuşmalar arasında bazen bir iki türkçe kelimeler geçer. adamı kopartır.
+ hele hele hbuley gar gara zsara fhjıkjdfe farfaraaa ahmet hula hula hur hur garrr ğar.
O Schumacher kılıklı arkadaşlarımız, ağabeylerimiz pek bir nazik, zariftirler. Chucky masumiyeti diyelim biz buna (sözüm tabiiki genele irca edilmemelidir). Masum yüzün altında saklı bir cevher...!! Siz nezakete nezaketle karşılık vermişsiniz, vermesine de. Eşek ne anlar hoşaftan efendim..! (Sözüm yine geneli kapsamamaktadır.) Her zaman tedbirli olmak iyidir, güzeldir (hem kavli olarak, hem de fiili olarak). Şu kuralı unutmamak ve küpe etmek gerek: Dolmuş şoförleri, "dur, kalk" kuralıyla değil, "indir, bindir" kuralıyla işler. Bu da ne demek derseniz, şöyle ki; sevgili dolmuş şoförlerimiz durmayı veya tamamiyle frene basıp, aracı durdurmayı kendilerine ar sayarlar, onlar için pratiklik, çeviklik önemlidir. Piyasalarındaki racon budur. Aksi takdirde, o şoföre şoför denmez, "şoförsem günahım ne" şarkısı da işlemez o zamandan ahir. Siz cevaplarınızı asla unutmayın bence. Her zaman bir kurgunuz olsun. Yola zihni hazırlığınızı yaparak çıkın. Belli mi olur, gider Schumacher, gelir Montoya. inersiniz minibüsten saya saya.. Hala sağ ve ayakta olmanız memnuniyet verici. Efendim, dikkat buyurun. Hafizanallah. Ayrıca, öfke baldan tatlıdır deyip öfkeye sarılmayınız olur mu? Öfkelendiğinizde susmayı başarabiliyorsanız, susun aksi takdirde, Peygamberimiz (a.s.m)'ın tavsiyesi üzere o mekanı terkedin.. Çünkü, orada artık şeytan vardır.. Tavsiyeniz için de teşekkür, selam, sıhhat ve afiyet temennilerimi arz ederim
sıkışık trafikte kestirmeden gitmeye çalışıp yolu bir 45 dakika daha uzatan, "müsait biyerde!" çağrısına yolun ortasında fren yaparak cevap veren, korna çalmayı artık bir tik haline getiren soforlerdir.
bir keresinde nereden kalktığını hatırlamadığım beşiktaş'a giden bir tanesi iron maiden** dinliyordu, geç saatti boştu, dumur olup hayallere dalmama neden olmuştu. elini öpesim bile gelmişti.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)