her türden insan görebiliceginiz toplu tasıma aracı binmesi gayet kolaydır cunku minibu soforleri radar gibi gozlerıyle sızı coktan gormustur en ufak harekette sızın bınıcegınızı zanneder...ama minibüsten inmek tersine cok zordur
1.minibüs agzına kadr doludr ve aradan gecemezsiniz
2.minibüs sofrü o kadr konsantre olmusturki yol kenarında duran insanlara inicem dediginizde duymaz
3.hadi diyelim inmeye karar verdiniz nasıl söyliceksiniz müsayit bi yerde inebilirmiyim,sagda bi yerde inicem,ben insem artık...
diyelim bunların hepsini gerceklestırdınz ama iniceginiz yer coktan 500 metre geride kalmıstır
şehiriçinde özel toplu taşıma aracı olarak kullanılan, çoğu zaman dışardan tekerlekli konserve kutusunu andıran, ** kapasitesinin sınırı kendisini kullanan şöförün insafı olan, anadolu'da dolmuş olarak nitelendirilmekte olan fakat istanbul'da dolmuş kavramı 8 yolcu kapasiteli midi-taksilere özgülendiğinden burada minibüs adını taşıyan, şöförlerinin birbirlerinden yolcu çalmak adına durak önlerinde birbirinin önüne geçmek için her türlü akrobatik şöförlük hareketini sergilediği, yolcu çıkması muhtemel yerlerde yürüme hızıyla boş arazilerden geçen yollardaysa formula 1 aracı hızıyla hareket eden araç.
bazılarının ışıkları mavili beyazlı alacalı hafiften de loş olur bunların. bildiğin ayaklı kerhane tadında. nihahaha konu ile ilgili olarak; (bkz: mobil türkan)
modern memleketlerde olmayan eskaza yabancı bir misafirinizle bindiğinizde gözlerinin açılıp size "hem aracı hızlı kullanıp hem paraüstü vermesi çılgınlık" demesinin üzerine utanma sebebiniz. üstelik o diyene kadar bunu farketmemek ne kadar çarpıklığa alıştığımızıda gösterir.
kaldırımda bekleyen her insana korna çalmak suretiyle, onlara aslında minibüse binceklerini hatırlatacaklarını sanan kişilerin kullandıkları ulaşım aracıdır.
şoförleri genellikle dünya skime ahiret gtüme anlayışıyla hareket eden, kimin inip bindiğinden haberi olmayan ibne tiplerdir. beklersiniz gelmez, binersiniz balık istifi gibi, "indir lan şurda" dersiniz duymaz, bayansanız gömer geçirirler, ohoo. pis bi şeydir. alıp işletmek gerekir, çok para var bu işte.
bağımlısı olunan toplu taşıma aracı. liseden önce bir kez bile binmediğim, lisede en az 500 kez bindiğim; babamın "almaya geleyim mi?" şeklindeki sorularını "yok arkadaşla gidiyorum ben" diye savuşturmama sebep olan toplu taşıma aracı. duraktan 50 metre kadar uzakta beklerdik, dururdu da; bomboş minibüse kurulurduk. durakta bütün okul tıkışırdı minibüse, kimisinin ayakları yerden kesilirdi kalabalıkta, biz paşa paşa otururduk. kimi zaman "abi duraktağ!" diye höykürürdük, fakat 30 kişinin nefesi arasında kaybolurdu ses, şoföre ulaşmazdı; ve biz 75 kuruşla ilçeyi baştan aşağı giderdik. sonra okul-ev arası kadar yolu yürüyerek dönerdik, ayrı mesele.
akşam binilmemesi gereken toplu taşıma araçları.
ışıklandırma sistemi pembe, kırmızı ve mavi ışıklardan oluştuğu için pavyona benzettiğim araçlar, her an yanınıza konsomatris oturabilir hissi verir er kişisine.
genellikle ; nacizane ülkemizde peguot markasının sadece türkiye'de minibüs olmasını hayal ederek tasarladığı j9 adlı (neden öyleyse)ticari araç türü..