minibüste karşılaştığınız, "bu kadar da olmaz" dedirten durumlardır. bu sabah şahit olduğum son olay genelde "gözlerinin hastasıyım, miras değil alın teri vb" yazan ön cam sağ alt köşede bir mail adresi yazmasıydı, nuvada21@hotmail.com'du sanırım.
en arka 4lüye oturan 1000 kiloluk kadının sağ tarafta oturan 2 kişiye yanaşarak en arka sol köşede bir avuçluk yer bırakması * ve çöp kadar bir kıza "buraya oturacaksanız buyrun" demesidir. kız kibarca hayır demiştir.
eminim herkes alışmıştır artık ama minibüs şoförleri hınca hınç dolu minibüste işe yetişmeye çalışanları hiçe sayarak minibüsü cart diye yolun ortasında durdurur, "ne dedin lan sen? yan baktın bana" gibi sebeplerle saatlerce kavga edebilir.
kadıköy-bostancı minibüs yolu üzerinde ayakta yolcu alan tüm minibüslere ceza kesildiği günlerde yaşanmıştır:
(minibüse neden yolcu alınmadığını anlamayan amca kapının dışından söylenir)-hayır anlamadım, neden yolcu alınmıyor?
(ön cam sol alt köşede 'çarşı herkese karşı' yazan şoför, koltuğundan ok gibi fırlar)-sana ne laaağğğn? cins misin?
minibüsteki herkes tırsar ve siner, ne de olsa çarşı herkese karşıdır...
herkez indipde minibüste şöför bey amcayla bir başıma kaldığım zaman, amcanın arabayı olanca hızıyla kullanmasıdır. sanki benden önce inen insanlara hörmet arabayı usturuklu kullanıyomuşda ben laneten gereksiz bir insanmışım gibi hissetmemi sağlayan bir durumdur. yada bi an önce şu iblisi indireyim de yeni mis gibi pırıl pırıl yolcular çıtırlar alayım diye mi düşünür artık bilemem. kendimi piskolojik olarak kötü hissetmenin yanı sıra oturduğum koltukta tutunabilmek için de üstün çaba harcamam gerekmektedir. bu durum da beni ziyadesiyle üzmekte, rencide etmekte ve fiziksel olarak da yormaktadır.
şöför beyin dışarıda bekleyen 934239 kişiyi araçta boş koltuk kalmadığından minibüse almaması ve aracı gayet sakin , sahilden sahilden , aheste aheste sürmesi olası garipliklerin gelebileceği son noktadır.
(bkz: hayat ne garip vapurlar filan)
acelesi olan bir dolmuşçuya rastlamak. normalde 20dk süren yolu 8 dakikada almak. dolmuşçunun acelesi olduğundan bir çok yolcuyu almadan pas geçmesi, yol boyunca elde ettiği güzergah rekorlarını anlatması.
dolmuşa ilk duraktan bir çorapcı biner, şoförün yanına oturur. soföre para yerine çorap vermeyi teklif edip iki tane çorap uzatır. şoför de iki dakika boyunca çorapları inceler ve beğenmeyip çorapçıya iade eder. "ya adam gibi çorap ver ya da parayı öde" diye çorapçıyı azarlar.
minibüse arkadan çarpmak, yolda trafik polisi beklemek; çarptılan minibüsle aynı güzergahta çalışan minibüslerin kaza yerinden geçerken tek tek yavaşlayıp çarpan araç sahibine binimum küfürleri etmesi, çarpılan minibüsün şöförününde bu olaya dötüyle gülmesi. *
olay yeri: altınoluk/küçükkuyu-akçay minibüs hattındaki bir minibüs
(bkz: tıka basa) minibüsün dolduğuna inanmayan şoför 2 tane çıtır daha alır minibüse.
yolcu teyze- daha nereye yolcu alıyosun? konserve kutusu gibi gidiyoruz zaten.
şoför- ikisi de zayıf kızların ne olacak canım. alla alla.
olay yeri: şişli/şişhane minibüs hattındaki bir minibüs
kadın yolcu inmek ister,
yolcu- ışıklarda indirirmisiniz?
şofeeerrrr- niye karanlıktan korkuyo musun?
şöförün hareket halinde halley yemeye çalışırken kabından çıkardığı halleyi camdan dışarı atıp, elinde poşedinin kaldığını anlaması sonucunda arabayı kenara çekmesi. inip halleyi alıp, üfleyip arabaya binmesi. akabinde hiçbişey olmamış gibi halleyi yemesi..
şoförün sevgilisiyle kavga etmesi sırasında onlarca insanın hayatını tehlikeye atarak "hasta etme insanı leeeeyn" diye bağırıp son vitese takması. minibüsün trafiği adeta yararak geçerken bir de dat dat korna çalması. şoförün açık ve net olarak kaza yapıp birileriyle kavga etmek istemesi. aynı şoförün polise yakalanıp ceza yiyince "gözünün yağını yiyiym abi" şeklinde ezilip büzülerek yalakalaşması.