eğer doğru bir önerme ise;
bir insan neden makyaj yapar? tabi ki güzel görünmek için.
kime güzel görünmek için? tabi ki birilerine kendini beğendirmek için, ilgi odağı olmak için, seksi görünmek için.
bunlar göz önüne alındığında kendini pazarlamak, etini pazarlamak hemen hemen aynı şeylerdir.
o halde makyaj yapan türbanlılara ne diyelim? kendini pazarlıyor diyelim mi?
sadece mini etekliler mi pazarlıyor etini? bu işin işletme ruhsatı mı mini etek?
bu kafadaysak eğer, alayımızın anneleri, karıları, kızları, kız kardeşleri etini pazarlıyor diyeceğiz;
demek zorundayız.
Açık giyinsek sorun kapalı giyinsek sorun. Ortası yok mu bu işin? Her şey kıyafetle mi ilgili? Ben kapalı olup yiyişenleri, şort giyip sevgilisinin elini tutmaya utananları bilirim. Ayıp. Kıyafete namusu yapıştırmayın. Yapmayın.
düz adamın düşündüğünü sanıp beynindeki üç beş cümle ile cebbelleştiği sırada ortaya çıkardığı yargı.
etin satıldığı pazarda gözü olmayan bir toplum olsa idik eğer bu tür başlıklar manasız gelecekti fakat bir kadın olarak giyinme özgürlüğümüzün bile içine edildiğini hatırlayarak konuşursak pek de alakasız bir toplumdan çıkmış konu olarak göremeyiz bunu. mini etek de giyeriz, askılı elbiseler de ama burada suç 'et pazarı var dostum koş koş la gözümüz gönlümüz bir hoş etsin vayy yavrum hepsi senin mi yoksa yarısını manavdan mı aldın' vs konuşmaları altında pazarın pazar olmasını sağlayan zihniyettedir sorun.
mini etekli kadınlara etini satıyor diyenlerin, evlendikleri kadına mihir vererek neyi satın aldıkları merak konusudur.
mini etek giyen tacize hazırlıklı olmalıymış! bu ne şerefsizliktir arkadaş? sapıklar yüzünden çocuklarımızı sokağa da çıkarmayalım o zaman.
tacizciler hastadır, sapıktır. sapıkları sokağa salıp sağlıklı onları eve kapatalım ya da sarıp sarmayalayalım istiyorlar.
mini etek giyenler sizin gibi abazanlar için giymiyor onu. niçin olduğunu anlatacak değilim, anlamak işinize gelmez zaten.
fazla necip fazıl kısakürek okumaktan kaynaklı ortaya çıkmış yanılgıdır. o da "örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, perdesiz ev de ya kiralıktır, ya satılık" demiştir. ama önce erkekler imrenmesin diye başını örtüp daracık giyinenlere bakmalı, ya da çarşafa girip makya yapanlara.
ben sıkıldım ama bu işten. harbiden diyorum ulan. hatta şu sözlüğü bırakırsam bu yüzden olur, yavşak karaktersiz bir kaç kişi olmazsa.
yahu şu argümana bak; açık giyinsek dert, kapalı giyinsek dert. sen şimdi bunun ortasını bulamıyor musun? harbiden bundan mı yakınıyorsun? nedir arkadaş bu beğenilme sevdası. bacaklarını göstermek istiyorsun, güzeldir anlıyoruz. ama sen et parçası mısın? böyle mi görülmek istiyorsun. acıdır ki bunu düşünmeden cevabını vermeden evet diyenler var. o kadar metacıyız ki görüntü olmuş tek önemli olan. anlam, etkiler kimsenin umrunda değil.
hadi diyelim beğenilmek istemiyorsun, kendim için giyiniyorum diyorsun. hadi öyle olsun. belki de öyledir çünkü. özgürlük sıkıntılı kavram ama. sen bunu hoşuna gittiği için giyersin, bir diğeri sevmez, görmek istemez. bunu da hesaba katman lazım. çünkü bir diğerinin özgürlüğü etrafa istediği gibi rahatça bakabilmek olacaktır.
mini etekten rahatsız olan her insanı da yobaz, sapkın olarak nitelendiremezsin. ben yobaz değilim yani abicim ama bi kadın böyle açık seçik giyinmemeli, anlıyor musun? anam bacım değil mevzu, insan olmak bu olmamalı.
bakmazsın diyorsun ama geçenlerde ismi h ile başlayan bir adamın deneyini okudum. beyin saniyenin yarısından önce karar veriyormuş (bilinçten önce). onu da geçtim üstüne hormon diye bir şey var olum. bilmiyorum deme bana. insanın gözü gidiyor. kaldıki ben dürüstçe diyorum size, azami derece bi kadının götüne memesine bakmaktan kaçarım. çok dindar olduğumdan mı? hayır. ben insanların hazsal davranmasını sevmiyorum çünkü. o sürekli hayvandan farkımız şu şu dedikleri düşünceyi önemsemeye çalışıyorum.
ha pornomu da izlerim 31 imi de çekerim ama dışarıda ki dünyanın da bu hale gelmesini istemem. belki dediklerim sizin düşüncelerinize zıt, olabilir. insanız neticede. daha bir kaç lafım şu genellemecilere, basiretsiz cevaplara sığınanlara da burası ulu, kimin sikindeki.