sadece almak ve vermek gibi iki sözcüğün eyleme dökülmesini bekleyen şahsın , acınası beklentilerinden sadece birisidir. dünya o kadar küçük ki sen almayı beklersin kadınlar da vermeyi. oysa sadece almak ve vermekle sınırlı değildir insanoğlunun eylemleri , cinsellik ise iki kişinin aşklarını veya özlemlerini veya sadece ve sadece arzularını eyleme dönüştürmesidir. alan veya veren yoktur paylaşım vardır sadece. sense bu paylaşımı öyle bir çirkinleştirip iki kişiyi birbirinden ayırıyorsun ki subje olarak sadece kadın kalıyor veya mini etekli kadın veya saçı sarı kırmızı siyah kadın. ben ne şekilde alabilirim diye düşünmekten çıkmaza giriyorsun ve her türlü giyim tarzını bakışı ten rengini , ırkı vermeye hazır olarak görüp bu çıkmazdan kurtuluyorsun. kadınlar ise senin gri hücrelerinin kurbanı oluyor , mini etek giyince farkında bile olmadan verici ; hayallerinde , fantezilerinde hiçbirşeyden haberi olmadan baş rol oynuyor. ne yaparsa yapsın kadın şu vericilik sıfatından kurtulamıyor senin gözünde, dünya bu kadar basit değil, olmamalı.
bir kadının vereceği şeklindeki düşüncelerin altında sürekli bir seks arayışı, "lan bi karı verse de şeetsem" zihniyeti yatar.
abazanlık ifadesi olması bir kenara, kadına edilen zottirik "seks istiyorum demek istiyor kevaşe" ithamından daha farksız, "seks istiyor abaza" ithamının da kendisine yapılabileceğini unutmasın.
hayatında hiç bir b.k görmemişliğin: "mini etek giyen kız orospu dur"culuğun ve de acınası zihniyetin; bastırılmış ama karşı koyulamıyan (kendi içindeki utopyası) abazan düşüncelerle o kızı suçlaması dır.
türban takan da, çarşaf takanda, pantalon giyen de, uzun - mini etek giyen de, şort giyen de mayo giyen de, çıplak gezen de... her bir kızın verebilitesi tamamı ile kendi iç dünyası ile alakalıdır.
bu başlık; cahilce yapılmış bir sınıflandırma dan başka hiç bir şey değildir.
