her zamanki köşenizde
her zamanki barınızın
önünüzde viski ve havuç
ve bir eliniz çenenizde
kaşınız hafifçe yukarıda
bakışlarınız ne kadar bilgiç
hiçbirşey üretemeden
sadece eleştirirsiniz
sinemadan siz anlarsınız
tiyatrodan, müzikten
heykel, resim, edebiyat
sorulmalı sizden
ekmeğin fiyatını bilmezsiniz
ama ekonomi, politika
karılarınızı döverken siz
ne kadar bilimselsiniz
(araya giriyorum işte bu kısım tam mine hanım için)
bu yaz yine güneydeydiniz
bol rakı, güneş ve deniz
herşey bir harikaydı
ancak yerli halkı beğenmediniz
burda da, orda da o aynı barlar
hep o aynı yarım porsiyon aydınlık
aynı çehreler, aynı laflar
vallahi hiç değişmemişsiniz
hakkında bu kadar entry girilince öldü sanıp sevindim. türk olmaktan utanıyorum diye bir ifadesi vardı ben de bir türk olarak kendisinden utanıyorum mümkünse defolup gitsin bu ülkeden de o da bizde rahatlayalım.
bu muhteşem yazarın yazılarında eleştirdiği türkiye onu asla okumuyor, zira varlığından bile haberdar değiller. aynı evrende değiller, paralelleri farklı. onu okuyanlarsa, yani onun muhatabları öteki türkiye den. peki kime bu şövalyelik, pek rağbet gören bu cesur kalemlik....
yanlarından geçen kılıksız kıro tipli delikanlının sakalını, bıyığını, kılını yününü aşağılayıp kendi aralarında şuursuzca kıkırdayan bir grup liseli kızın diyaloğundan ibaret yazılar yazan gazeteci.
aşağıdaki betimlemeleri içeren yazısı sonucu radikalden kovulmuş yazardır.
"..don paça soyunmuş adamlar geviş getirerek yatarken, siyah çarşaflı ya da türbanlı, istisnasız hepsi tesettürlü kadınlar mangal yellemekte, çay demlemekte ve ayaklarında ve salıncakta bebe sallamaktadırlar. her 10 metrekarede, bu manzara tekrarlanmakta, kara halkımız kıçını döndüğü deniz kenarında mutlaka et pişirip yemektedir. aralarında, mangalında balık pişiren tek bir aileye rastlayamazsınız. belki balık sevseler, pişirmeyi bilseler, kirli beyaz atletleri ve paçalı donlarıyla yatmazlar, hart hart kaşınmazlar, geviş getirip geğirmezler, zaten bu kadar kalın, bu kadar kısa bacaklı, bu kadar uzun kollu ve kıllarla kaplı da olmazlardı!"