Bauhaus 20. yüzyılda mimari, tasarım, sanat alanlarında yeni akımlar yaratmış bir okuldur. Kurulduğu zaman dünyanın en seçkin ve çağdaş mimarlarını, sanatçılarını, bir araya getirerek, yalnızca bir eğitim kurumu yaratmamış, aynı zamanda bir üretim merkezi ve tüm bunların konuşulup tartışıldığı bir yer haline gelmiştir.
Walter Gropius'a göre savaş sonrası mimarlıkta yeni bir stil kullanılmalıydı. Mimarlık daha fonksiyonel, ucuz ve kalıcı olmalıydı. Aynı zamanda kombine bir mimarlık okulu, zanaat okulu ve sanat akademisi yaratmaktı.
Bauhasçular makine kullanımını da destekledikleri için endüstri ürünleri tasarımı alanında da önem veriyorlardı.
Okula gelen öğrencilerin öğretmenlerini, birini ya da bir stili taklit etmeleri yerine kendi yollarını bulmaya teşvik ediyorlardı. işte tam da bu yüzden günümüzde hala konuşulan bir mimarlık ekolüdür.