mimarlık

entry154 galeri12 video1
    29.
  1. özgür düşünce, tasarım, hayalgücü ve zekadır.
    3 ...
  2. 28.
  3. binaları yapısal ve sanatsal anlamda tasarlama diploması verilen bölüm. içerisindeki kimi dersler iç mimarlık içinde sizi elverişli hale getiriyor. öğrencileri çoğunlukla şu diyaloğa marus kalmaktadır;

    - ne okuyorsun
    * mimarlık
    - iç mi dış mı?
    * nası yani??

    dış mimarlık diye bir mimarlık türü olmadığını anımsatmak istiyorum. *
    1 ...
  4. 27.
  5. mimar ne yapar?
    analiz eder, düşünür, çözümler, tasarlar, çizer ve uygular lakin burda yazıldığı gibi kolay değildir efendim.
    mimar garip bir eğitim sürecinden geçer. genellikle hiç bir piyasa deneyimi hatta şantiye yüzü görmemiş hocalardan ders alırlar ki bu işiniz mezuniyetten sonra çok zor olacağının alametidir.
    mimarlık eğitimi boyunca sizi özgür düşünmeye iterler, ki çok iyi bişeydir, ama gelin görün ki gerçek yaşam öyle değildir. kaldı ki bu özgürlük malzeme ve teknik bilinciyle birleşmeyince olmaz.
    inşaat müh. aksine kızlarca secilmiş bir bölümdür. bu bölümün puanını yükselten gerekçelerden biride budur zaten. yoksa kimselerin bunca mimara ihtiyacı olduğunu düşünmemekteyim. oysa inş. müh daha çok iş yapar haldedir.

    tüm mühendislik fakültelerinde okuyan erkekler salyalarını akıyarak mimarlık fakültesi önüne kamp kurarlar, hatta mimarlık kantinini, kütüphanesini (ki bizim ki boğaz manzaralı idi adamlarda haklı) bilgisayar odasını ve masalarını kullanırlar. illa manita yapılacakmışcasına girer çıkarlar fakülteye.
    mimar erkekler ise bunca kız içinde artık kız sohbetlerinden gına gelir; kaçmaya çalışırlar buda ayrı bir abukluktur efendim.
    ama genelde yaz gelince, tüm kış güzel güzel sohbet ettiğiniz kız arkadaşlarınızın 'karşı cins' olduğunuzu keşfedersiniz. artık arkadaşsınızdır ki iş işten geçmiştir. sevgili olamazsınızdır. baharla beraber genel kanın kıpır kıpır olması ve karşı cinse olan zaaflarını bastırmaya çalışırsınız. zaten çokda vaktiniz yoktur 'sevgili' olmaya. çokca çizim yapmanız gerekir çünkü.
    evet çizersiniz.. hemde öyle böyle değil..
    günler.. geceler. haftalar boyunca... buna tahammül etmeniz gerektiği gibi hiç bişeyi beğenmeyen hocalarla uğraşmanız gerekir. sanki bir haftadır çizdiğiniz şey o kadar dandikmiş gibi 15 dakka içinde hoca projenizin içine eder. bunu yaparkende yaptığınız yanlışlıkları sizin onaylamanızı ister ve sizde koyun gibi onaylarsınız ... kendinizden soğursunuz.
    sonra maketler vardır. uhu koklamaktan beyninizin bir bölümünü yitirdiğinizi yıllar sonra anlayacaksınızdır. ama o bitmeyen geceler boyunca çizim yapar ve maketi sona bırakarak, proje jurisine bir kaç saat kalana kadar uğraşırsınız durmadan. okulda illaki proje ile birlikte maketinde içine edeceklerdir.
    tüm arkadaşlarınız yarı gergindir juri zamanları, uykusuzdur, bir süre sonra cinsiyet, zaman ve mekan kavramını yitirisiniz. siz 'her hangi birisinizdir' artık , projesini yetiştirmek zorunda olan.

    bi de hocalar vardır ki anadoludan gelmiş öğrencilere düşman gibi ramazanda oruç tutarken burnunuza sokar gibi 'kokteyl' verir koridorda. herkese şarap 'ısmarlar'. kimsenin ne içtiği, ne zaman içtiği umrumda olamamasına rağmen hatta bunu dindeki 'hoşgörü' ile bağdaştırmama rağmen; sizin ramazan içerisinde 'şarap' içmiyor olmanız 'mimlenmenize' sebep olabilmektedir. fakültedeki en garip olaylardandır.

    yalan stajlarda bile, okulda öğrendiklerinizin gerçek hayatla çokda alakalı olmadığını görmeye başlarsınız.
    en sonunda mezun olur ve mimarlık ünvanı alırsınız.

    tüm bunlara rağmen çok güzel bir bölümdür mimarlık. yukarda yazılı olan tüm kötü imajların arkadaşlık bağlarını arttırdığını ve kendi karakterinize yakın insanlarla birlik oluşturduğunuzu görürsünüz. matematik, fizik, kimya ve ağır analitik hesaplar asla görmezsiniz. aldığınız en baba türev bile lise 3 dekine denktir. mimarlık sayısal bölümün sözel fakültesidir. en sosyal yapıya sahip olacağınız ve kişisel gelişminize en çok yarayan bölümdür. koyun gibi gidip gelemezsiniz, illaki sosyal guruplara katılmak zorundasınızdır. 10 kişilik proje gruplarında ve ya diğer derslerde ortak analiz ve değerlendirmeler yapmak sizin ufkunuzu açacaktır. ama mezun olduğunuzda bambaşka bir dünyaya doğduğunuzu göreceğiniz gerçeği hala yanı başınızdadır.

    vel hasıl dikkat edilesi bir bölümdür ama mimarlıkla övünecek kadar da sevdiğim, nacizane okuduğum bölümümdür.
    8 ...
  6. 26.
  7. zorunlu insomnia halidir. okurken buram buram kahve kokuları ve sapsarı dişlerinizle gülümser, karman çorman saçlarla, paspal dolaşmak zorunda kalırsın.
    her gittiğiniz mekana, amanın bu şöyle olsa, şöyle olurdu; çok kötü tasarlamışlar diye eleştirel gözle bakarsın. sonra yolda yürürken kafana binadan kopan bir parça düşer, hay ben seni yapan mimarın dersin, sonra kendini tokatlarsın...*
    5 ...
  8. 25.
  9. insanının yaşama bakış açısını değiştiren bölümdür..Acısı çoktur ama bi projeyi bitirip birşeyler yaratıp ortaya koyduğunuzdaki hazza fazlasıyla değerdir..
    2 ...
  10. 24.
  11. yeni başlayanlar sayesinde ekmeğimi çıkarmama ön ayak olan bölüm * * *.
    2 ...
  12. 23.
  13. benim güzel, güzel oldugu kadar karizmatik, karizmatik oldugu kadar da zor meslegim.

    not: bu entry e eksi vermek hakikaten bi ibnelik gibi geliyor bana, içimden ılık ılık öyle demek geliyor.
    7 ...
  14. 22.
  15. sürekli proje yapan entel insanların okuduğu yada okurken entelleşen insanların olduğu bölüm. kendilerini sanatçı zannederler genelde. severek okunduğunda başarılı olunabilecek bir bölüm. zaten ilk sene yıldırma çalışmalarıyla sevemeyen öğrenciyi bıktırıyorlar. mezun olduktan sonra kendini geliştiren bir mimarın iş bulması gerçekten çok kolaydır. öğrenciyken de kullandıkları tasarım programlarıyla da çalışıp para kazanmaları içten bile değildir. tüm bunlarla birlikte kızları gayet güzel olur. elde edilmeleri zordur ama kasmamak gerek olmuyorsa.
    3 ...
  16. 21.
  17. Bu bölümde okuyan arkadaşımla yaptığımız basit bir karşılaştırma sonucunda anlaşıldığı üzre eğitim masrafının tıp fakültesini katladığı bölüm.
    3 ...
  18. 20.
  19. ya sevilmesi ya terkedilmesi gereken bölüm, disiplin. eah işte diyerek yapılamayacak ölçüde zordur, yolları taşlıdır. teknik üniversitelerden mezun olanların iş bulma oranı diğerlerine oranla daha yüksektir.
    1 ...
  20. 19.
  21. ozalitçilerin ve kırtasiyecilerin en has müşterilerinin eğitim aldığı bir bölümdür.
    3 ...
  22. 18.
  23. 4 senede bitirilmesi mucize olan bölüm.

    (bkz: ben bugün bunu gördüm)*
    1 ...
  24. 17.
  25. Okuması zevkli fakat iş bulması çok zor olan bir meslek olarak anılmaktadır.
    2 ...
  26. 16.
  27. gece çalışıp, gündüz koşturmayı, fırsat bulduğu yerde ve zamanda biraz da olsa kestirebilmeyi öğreniyor insan. zor, masraflı, yoğun, yorucu ama yine de güzel, yine de zevkli..
    4 ...
  28. 15.
  29. 14.
  30. çok masraflı ve yorucu bölüm..
    1 ...
  31. 13.
  32. *bu bölümde okuyanlar bir süre sonra evlerinin yolunu unuturlar çünkü sabahlara kadar okulda kalıp projelerini bitirmeye çalışırlar.
    *gecelerce uğraştıkları bir proje bir derste hoca tarafından üstüne çizik atılarak yerin dibine atılabilir yada sınav esnasında gezinen hoca ilk beğendiği çizime 100 verip başka hiçbir projeye yüksek not vermeyebilir.
    *okuyanlar kadar hocalarının da ilginç olduğu bir bölüm olarak bilinir.
    4 ...
  33. 12.
  34. türkiyede bir dışkıya yaramayacak mesleklerden biri daha. Hukuk okuyanlar amerikan filmlerinde ki gibi o süpergüzel duruşma salonları beklerler(daha nice mükemmellik aslında anlatmaya hiç gerek yok). Ha işte mimarlarda öyledir , cnn de orda burda izledikleri yayınlarda yada yazılı basında gördüklerini yapacaklar sanırlar. huuuuuuuu lan lan işte böle şuraya deli bi bina dikecem tarzında düşünüp girerler.. sonra 3 oda bi salon apartımanı çizmek zorunda kalırlar.. aslında çizmelerine de gerek yoktur bir tane hazır da beklet sonra ölçüleri değiştir.
    sözün özü öle karizması fln olmayan meslektir. güzelim , kültürel seviyesi tavan yapmış halkımı barındıran ülkemde neleri çizmeyi planlıyorsunuz? efendim bilmemkaçıncı döneme özgü iş bu tasarımı görüyorsunuz eee kem küm.. ziktir ulaynnn mozaiği nerde bu apartımanın!(bu da örnek bir diyalog sayıla)
    2 ...
  35. 11.
  36. matbaanın bulunması ile birlikte mimarlık yavaş yavaş zayıflamıştır, çünkü binlerce yıldır düşüncelerini, kültürlerini kayalar, taşlar yolu ile yansıtan insan, matbaanın ardından derdini ve kişiliğini kelimeler ile anlatmaya başlamış ve mimari böylece zayıflamış, güçsüzleşmiştir.
    0 ...
  37. 10.
  38. okuması dert allah derttir. en tembel en vurdumduymaz adamı bile yola getirir bu tempo. bunun dısında su kavram senin bu kavram benim konularıyla beyniniz mahvolur okulunda ama iş hayatında kavramların olmadıgını anlarsınız ve bildigin her seyi unutup sıfırdan ogrenmeye baslarsınız. ama guzel iştir her ne kadar derdi de olsa.
    1 ...
  39. 9.
  40. zamanında bir hocamızın siz ne mimarısınız? sorusuna ben dış mimarım diyerek cevap (aynı zamanda muazzam ayar) verdiği meslek. malum içi var peyzajı var şusu var busu var, mühim olan insana saygı gerek yok bunlara demeye calışmıştır hoca.
    4 ...
  41. 8.
  42. 5 10 yıl sonra %70ini bayanların oluşturacağı meslek.
    2 ...
  43. 7.
  44. ne zaman ki insanoğlu bir toprak parçasını çitle çevirdi, mimarlık da başladı, çatışma da.
    2 ...
  45. 6.
  46. kızlara çok yakışan bi meslektir.
    3 ...
  47. 5.
© 2025 uludağ sözlük