akp darbesiyle işlevsiz kılınmaya çalışılan sivil toplum örgütü. bütün teknik bölümler, mühendislik, hukuk gibi çalışma alanlarının içini boşaltarak devlet düzeninin altını oyuyor akp.
Bu mallar nerede kaldı dedim damladılar. Akm projesine karşı çıkmışlar. Pkk , dhkpc yi desteklemek mimarları sömürmek batının köpekliğini yapmaktan başka bir halta yaramayan bu odaya derhal kayyum atanmalıdır artık. Chp de mimarlar odasına destek vermiş çok şaşırdık.
dhkpc ve pkk yuvası chp nin kalelerinden birisi ülke adına hayırlı ne varsa engel koymaya çalışır, mimarları aidatla soyar topladığı paraları terörist desrekçilerine eylem için aktarır kalanınıda güzelce yer. Mimarlık adına zerre birşey yapmazlar. Her zaman ki gibi son anıtkabir provakasyonunda da göt olmuşlardır. Zaten atatürkü zerre sevmezler fakat iç savaş kargaşa çıkaracak kandıracakları tek kesim chp seçmenidir yani çakma atatürkçüler.
Ülkenin gelişmesine katkıda bulunacak projelere karşı çıkan, işine geldiği yerde çok güzel rant sağlayan, hatta bununla kalmayıp cumhurbaşkanlığı konutuna "kaçak" deyip, inşaatı durdurmaya çalışan zihniyeti bozuklar topluluğu.
Kimi beyin yerine salatalık turşusuyla dolu kafalar da "fikir beyan etmesinler mi" demiş.
Eğer bir topluluk sürekli ülke gelişimine zarar veren eylemlerin içinde bulunuyorsa ben onun fikrini hiç umursamam. Çünkü bu adamlardan çıkan ses, TSK ışid'i bombalarken ypg'den, pyd'den, hdp'den, esad'tan, pkk'dan çıkan sesle aynı frekansta. Bunların yolu da amacı da çok açık. Görmemek için kör olmak lazım.
murat bardakçı gerçek yüzlerini çok güzel kaleme almış. helal olsun valla. en sonunda birisi çıkıp bu ne olduğu belirsiz topluluğa gerekli cevabı vermiş.
Cumhurbaşkanlığı külliyesi için açtığı davayı kaybeden odadır. danıştay bu tarz binaların türkiye için prestij olduğu gerekçesiyle iptal kararı vermiş.
Bu ülkenin toptan, yaptığı evler ilk sarsıntıda yıkılıp mezar olan müteahhit anlayışına teslim edilmesinin önündeki az sayıda engelden biridir.
iyi ki varsınız.
neye nazaran daha iyi ya da daha kötü bir meslektir, elbet tartışılır. ancak; aslında ne doktorluğun memurluktan, ne pazarcılığın sanatçılıktan, ne de imamlığın yüksek mühendislikten daha iyi ya da daha kötü olması söz konusu olmamalıdır. eğer heykelciler de işsiz, iç mimarlar da işsiz, atanamayan öğretmenler de işsiz ise, bu o mesleğin suçu değil; o mesleğin icra edileceği ülkedeki işleyişin suçudur.
şöyle bir yazı okudum; en azından iç mimar olacak arkadaşların okumasını temenni ediyorum. çünkü, bu bölümü okuyan arkadaşlarım mezun olduktan sonra aslında hiçbir güvenceleri olmadığının; hatta güvence bir yana, nasıl önlerine set gerileceğinin ve sömürüleceklerinin kanıtı olan, bir kurumun yozluğunu ortaya koyan bir yazı.
Türkiye’de içmimarların hakları yoktur. imza yetkileri yoktur. Mesleki güvenceleri yoktur. isteyen herkes, içmimarın görev, yetki, hak ve sorumluluklarını çiğneyebilir, içmimar ile haksız rekabet edebilir, içmimarlık yapabilir.
12 Eylül Faşist Darbesi’nden sonra, içmimarlık, mimarlık mesleğinin uzmanlaşmış bir anasanat dalı olmaktan çıkarıldı, özalizm çizgisinde, kapitalist tüketimcilik anlayışı doğrultusunda “dekorasyon” sömürüsünün aracı haline getirildi. Mimarlık fakültelerinin, mimarlık bölümlerinin, içmimarlık anasanat dalına yetenek sınavıyla alınan öğrencilerin yerine, mimarlık fakültesi olmayan uydurma üniversitelere, uydurma bölümler açıldı, buralara uydurma yöntemlerle alınan zengin çocukları parayla mezun edildi.
Oktay Ekinci’nin bu yüzden “içmimarlık uydurma bir meslektir!” dediği söylenir.
1976’daki Kuruluşundan bu yana içmimarların mesleki haklarını AB yasalarında belirtilen standarda getirememiş olan TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI başarılı mıdır?
Başarılıdır.
Çok başarılıdır.
TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI robotik, reklama dayanan, meslektaşını “tüketici” olarak gören, banker ve süslüdür.
TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI aidat borcunu ödemezsen seni dava eder, icra takibi yaptırır, haciz getirir. Avukatları vardır, saat gibi çalışır, bir tanesi “ODTÜ’nün baş hukuk danışmanı”dır.
TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI, “Sayın üyemiz, maddi zorluk içindesiniz, size destek olmak için aidat borcunuzu siliyoruz, mesleğin para dışında kalan, etik, felsefi, sanatsal kısmındaki çalışmalarınızı takdir ediyoruz” demez, “…Odamız kayıtlarında yukarıda zikredilen yıllara dair herhangi bir aidat ödemeniz görünmemektedir.2011 yılı aidat bedeli olan #132TL# (yüzotuzikiTürkLirası) üzerinden hesaplanan #792TL# (yediyüzdoksan ikiTürkLirası) borcunuzu Ziraat Bankası Yıldızevler ŞubesiIBAN NO: TR89 0001 0009 1957 2091 5650 01 TMMOB içmimarlar Odası hesabına yatırabilir veya ekte gönderilen mail-order formu ile kredi kartı limitinizden kesinti yapılmadan 12 eşit taksit ile ödeyebilirsiniz.” der.
TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI bugüne kadar “imza hakkı”nı alamadığı halde “…üyelerimiz borçlarını ödemezlerse; her ne kadar, hukuki yollara başvurmak istemesekte, Odamızın geleceği söz konusu olunca zorunlu kalırsak bu yola da, hiç kimseyi istisna olarak görmeden üzülerek başvuracağımızın bilinmesini isteriz.” der.
TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI ülke savaş ve katliam ortamında acı çekerken “…Yönetim olarak gerçekten SiYASi HEDEFLERiMiZ YOK” der.
“Ayrıca, 2011 yılında Üyesi olduğumuz Uluslararası içmimarlar/içmekan Tasarımcıları Federasyonu, (International Federation of Interior Architects/Designers) [IFI] son genel kurul ve seçimleri neticesinde Yönetim Kurulunda ülkemiz içmimarlarını temsil eden, Şubat ayında, dünyanın çeşitli ülkelerinden davetli 100 tasarımcının katılımı ile New York’da gerçekleşen küresel sempozyumda mesleğin tanımı, çalışma alanları, eğitimi ve hatta adlandırılması konusunda yapılan görüşmeler sonucunda yayınlanan “Interiors Decleration (iç mekanlar Deklerasyonu)”nda yönetim kurulu üyemiz ile temsil edilen, emeği ve imzası olan, TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI…” , “ne yazık ki Olağanüstü Genel Kurula 39 üyeden az katılım olduğu ve bazı üyelerimiz katılan üye sayısının yetersizliğinden dolayı, Olağanüstü Genel Kurulun gerçekleştirilmesine itiraz ettiği için, Olağanüstü Genel Kurul gerçekleştirilemedi” der.
TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI bir makinedir.
2011 Yılında içmimarlar odasından istifa ettim. Gerekçem, 2004 yılından beri herhangi bir ticari ve mesleki faaliyette bulunmamam, bir kamu üniversitesindeki ikibuçuk yıllık “gönüllü” (TSK’da zorunlu askere verilen maaş gibi, bu kurumda da görev yapmak için zorunlu olarak bana ödenen para, yol masrafımdan azdı, bu yüzden işsizlik yardımım kesildi, SGK borç çıkardı) öğretim görevliliğim dışında yalnızca felsefe ve sanat ile uğraşmam dolayısıyla, bu kuruma bir “borcum” olmadığını düşündüğümü ifade ettiğim halde, herhangi bir yanıt verilmeden, bana icra takibi başlatmalarıydı.
“içmimarlık Mesleği’nin, Mimarlık Mesleği’nin uzmanlaşmış bir dalı olduğunu düşünen bir meslektaş olarak, içmimarlar Odası’nın yalnızca, Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, içmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. içmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu odanızdan istifa ediyorum.”
Diye yazdım.
abdullahalkan2011’de TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI Gn. Sk. Olan Abdullah ALKAN şöyle yanıtladı :
(istifamın yasallaşması için) “…9. madde 2. fıkra gereği istifa talebinizin onaylanması için;istifa talebinizi bildiren dilekçenin aslı,Çalışmıyor iseniz; kendi adınıza veya hizmet akdiyle bir çalışmanızın olmadığına dair Sosyal Güvenlik Kurumundan alacağınız belgelerin,Çalışıyor iseniz; çalıştığınız işyerinden alacağınız yaptığınız işi ve unvanınızı gösteren yazının veya kendi adınıza çalışıyor iseniz yaptığınız işi gösterir vergi kaydının,2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarına ait üye aidatlarını ödediğinize dair makbuz veya dekontların,Tarafımıza ulaştırılması gerekmektedir.”
inanmıyor beyanıma, meslek üzerinde hiçbir etkisi olmayan bir kurum olduğu halde bürokrasi ile zorluk çıkarıyor. Dalga geçiyor.
Sonra reklam yapıyor :
“…bölümü mezunu, kimi akademik kariyerinde kimi profesyonel hayatında başarılarını ispatlamış kişilerin, iş ve özel hayatlarından fedakarlık ederek gönüllülük esasına dayalı çalışmaları ile bugünlere gelmiştir.”
Nereye gelmiş? Daha 39 kişiyi toplayamıyorsunuz 2015’te.
Hatta şöyle yazdı :
“…Ülkemizde binlerce içmimarlık bölümü mezunu olmasına rağmen mesleğe sahip çıkılmadığı, görev almak emek vermek bir yana ayda, 12 TL gibi komik bir rakamın dahi ödenmediği göz önüne alındığında terbiye sınırlarına daha özenli olmak gerekliliği kaçınılmazdır.”
Para kazanmıyorum beyanımı yalan addedip, “12 TL gibi komik bir rakamın…” diyor. Pazarcı mı bu?
“Terbiye” ediyor.
Sonra “haddimi bildirdi” :
“…içmimarlar Odası’nın yalnızca Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, içmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu” düşünmeniz tarafımızca bilgi sahibi olmadan, mesnetsiz ve haddini aşan bir görüş olarak değerlendirilmiştir.”
1985’te girdim ben Akademi’ye. Otuz yıldır bu meslektenim.
Şunu da yazdı :
“…içmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu” şeklindeki ifadeniz anayasa ve kanunlar ile kamu kurumu niteliğinde tanımlanan ülkemizde mesleğin en yetkili merciine yöneltilmiş bir hakarettir. Kabul edilemez.
Yapılacak ilk yönetim kurulu toplantımızda bu durum değerlendirmeye alınacaktır.”
Tehdit ediyor.
Yanıt verdim :
“…4.11.2011 Tarihli, 2011/525 sayılı üye aidat borcu hatırlatma yazınız “icraya veririz” tehditi içeriyordu, bu yanıtınız ise “mesleki infaz” tehditi içeriyor. Bişey söyleyeyim mi : “Siz beni infaz edemezsiniz!”
Bilmiyor tabii, 7 Temmuz 2005’te istanbul’da UIA Dünya Mimarlar Sendikası’nın 22.Dünya Mimarlık Kongresi‘nde “Serbest Kürsü”de okuduğum bildirinin başlığı “A Name For The Devil : Decorate Lavishly” idi. Türkçesi : “Şeytan için Bir Ad : Müsrif Dekoratör”
Bunlar kendilerini ne zannediyorlar? Kim bunlar? Nasıl geldiler ele geçirdiler kurumları? Bunların topluma ne faydası var?
Bu TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI’nın, yönetim kurulu seçimlerinden evvel veya üyelik aidatı borcu biriktiği zaman ne kadar başarılı çalışmalar yaptığını anlatan reklam veya borcunu ödemezsen icraya veririz tehditi dışında ne etkisi var meslek üzerinde?
“Bu meslektaşımız iş arıyor, bu firma da eleman arıyor benzeri staj yapmak isteyenlerin CV’leri” içerikli e-posta göndermek mi TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI’nın görevi?
Ülkemizin içinde bulunduğu savaş ve katliam ortamında TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI’nın üyelik aidatını ödemeyenleri haciz talebi ile dava etmesi, meslek etiğine aykırıdır. Bunun yerine zaten sınırlı sayıda aktif üyesi olan meslektaşlarla bireysel görüşmeler yapılarak, insancıl bir yaklaşımla ve tasarruf tedbirleriyle odanın mesleki hakları koruma mücadelesine devam etmesi daha akla uygundur.
Ancak TMMOB iÇ MiMARLAR ODASI aslında dijitürktür.
Oktay Ekinci “içmimarlık uydurma bir meslektir” dediyse eğer, haklıymış.
Yozlaşmaya karşı meslek etiğini ve meslektaşların haklarını korumak ve geliştirmek için var olan kurumlar bu görevlerini yerine getiremiyorsa artık onlar da yozlaşmanın birer simgesi haline gelir.
Yapılması gereken bu kurumun “kamu kurumu” statüsünden çıkarılması, Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, içmimarlık Ana Sanat Dalı mezunlarının görev, yetki, hak ve sorumluluklarının TMMOB MiMARLAR ODASI bünyesinde belirlenmesidir.
Böylece “içmimar” ünvanı üzerinden sömürü ortadan kalkar.
Ak saray ın avizelerinin fiyatı hakkında açıklama yapmış oda.
Avizeyle mimarlar odası arasında bağlantı kuramadım dediğinizi duyar gibiyim. Erdoğan ı sevmiyorsanız bunu içinizden söylemek zorundasınız. Sesli söylemek için gerekli cesaretiniz malesef yok. Onlar da bunu bildiği için Avizedir, klozettir sallayıp duruyorlar.
kadir topbaş ile yapılan görüşmenin çarpıtarak anlatılması üzerine yönetim kurulu başkanı eyüp muhçu imzalı açıklama yapmıştır. açıklamanın tam metni:
Taksim Meydanı Yayalaştırma ve Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında AVM yapılması konuları bir yıldır kamuoyunun gündeminde yer almaktadır.
27 Mayıs 2013 tarihinde saat 22.30da iş makineleri Gezi Parkına girmiş ve fiili yıkım ve ağaçların sökülerek parçalanması işlemi başlatılmıştır.
Bunun üzerine Taksim Meydanı ve Gezi Parkına sahip çıkma duyarlılığı gösteren demokratik çevreler, meslek örgütleri ve doğasever halkımız park alanında buluşarak yıkımın ve ağaç katliamının durdurulmasını sağlamıştır.
Ancak daha sonra polis sabaha karşı saldırmış demokratik hakkını kullanan vatandaşlara insafsızca müdahale etmiştir.
Yaşanan polis şiddeti ve gelinen aşama nedeniyle istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaştan görüşme için randevu talep edilmiş ve 31 Mayıs 2013 tarihinde saat 14.30da iBB Florya Binasında bir toplantı gerçekleştirilmiştir.
Bu toplantıda başkandan şu taleplerde bulunulmuştur:
1- Şu anda gezi parkı polis işgali altındadır. Yurttaşlara karşı orantısız şiddet kullanılmaktadır.
Bunun sürmesi halinde can kayıpları ve yaralanmaların artacağı endişesindeyiz. Bunun ivedilikle durdurulması yönünde bir girişimde bulunulmalıdır.
2- Parka yapılan fiili müdahale hukuka ve yasalara aykırı bir biçimde gerçekleşmiştir.
Park üzerinde bir binanın yapılmayacağının kamuoyuna açıklanması gerektiği, ayrıca bu buluşmaların gezi parkında farklı kesimleri bir araya getirdiği ve tamamen parkın savunulması amacıyla gerçekleştirildiği ifade edilmiştir.
Bunun ışığında hükümet yanlısı kimi çevrelerince öne sürülen provokasyon iddialarının asılsız olup, bu buluşmaların kardeşçe ve demokratik dayanışma duyarlılığı içerisinde gerçekleştirildiği anlatılmıştır.
3- Polis işgalinin kaldırılması ve parktaki hak arayışındaki insanlara şiddet uygulanmaması yönünde güvence talep edilmiş ve bir açıklama yapması talebinde bulunulmuştur.
Bu talebimize rağmen başkan bu doğrultuda yapacağı açıklama yerine gerçeklere dayanmayan bir açıklama yaparak kamuoyunu aldatmıştır.
Hele yürütmenin durdurulmasına karar verildiği bir süreçte Taksim Gezi Parkı ve Meydan ile bu alana ulaşan tüm cadde ve sokaklarda sürmekte olan polis şiddetinin derhal durdurulmasını ve polisin bu alanlardan geri çekilmesini talep ediyoruz.
Görüşmeye ve taleplerimize ilişkin bunun dışındaki açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır.