Okuması çok zordur, bağımlılığı da fazladır. Her ödev yapımı esnasında bırakma hayalleri kurulur ama asla bırakılamaz. Uykusuzluk bu bölümün olmazsa olmazıdır. Zordur ama güzeldir sevene canım bölümüm(canımı almasa keşke)
olanlar ne şanslı. işini ehliyle yerine getiren ve seven mimar arkadaşlar daha şanslı.
mimar, mühendis ya da iç mimar fark etmez. sayısal zekanın bir yere getirdiği insanların, hayatta genel olarak başarılı olduklarını gözlemliyorum.
sürekli üretiyor olmak aynı zamanda faal ve etkin olmayı sağlıyor sanırım.
iki yıllık üniversitemi okurken bir yandan mat kasacağım, sonra sınava girip mimarlığı kazanacağım at fava bekle. Bu işi böyle hayalde bırakmayacağım, illaki kazanacağım bu bölümü ulen.
severek yapılabilecek bir meslektir. mezun olduğunuzda mimar olarak tanımlanırsınız lakin bu ifade çok yetersizdir. aynı zamanda sanatçıdır mimarlar. o yüzden her daim saygı ve sevgi duyduğum bir meslektir.
isteyerek seçtiğim bir bölümdü.Aslında hayalim güzel sanatlar okumaktı fakat Türkiye'de sanata ,sanatçıya değer verilmediği için vazgeçtim ve hayatta kalabilmek için para da kazanmam lazımdı.
Sanatla iç içe olan bir bölüm olduğunu düşünerek seçtim yanılmışım.
Toki evleri yapmak falan kabusumdu mesela birinci sınıfta daha çömezdik o zamanlar tabi. Verilen eğitimi gördükçe fazla hayalperest olduğumu anladım.
Tasarımcı olarak değil müteaahhitlere hizmet edecek şekilde yani piyasa mimarı olacak şekilde yetiştirildik.Ayrıca zaten köklü bir üniversitede okumadığım için imkanlarımız çok kısıtlıydı.Bize gereken malzemeleri yoktan var ettik 4 sene boyunca.
Ayrıca 2015'te sanki o kadar açılan mimarlık bölümü yetmiyormuş gibi kontenjanlarıda arttırdılar.Üstteki yazar arkadaşa da katılıyorum piyasada iş bulmak,iş bulsan bile adam yerine konulmak çok zor.Ben daha bitirme projesini veremedim ama mezun olan arkadaşlarımdan doğru haberdarım bu durumdan.Ayrıca piyasa da durma noktasında döviz kurundaki artış yüzünden.
Bazen düşünüyorum da keşke bu bölümü okuyacağıma A101 de kasiyer olsaydim şimdiye mağaza müdürüydüm ve güzel bir maaşım olacaktı.Okudum da noldu işe girdiğimde asgari ücretle bir müteahhitin emrinde ömür çürütücem.Bir değerim olmayacak çünkü o kadar mimar var ki gerek piyasada gerek mezun olma yolunda olan.Değer miydi değmez bence.
bir yüksek mimar olarak günümüzde ve türkiye'de okunmaması gerektiğine inandığım, hak ettiği değeri göremeyen bölüm.
süreç şu şekilde işler;
4 sene boyunca yoğun bir tempoyla mimarlığı anlamaya çalışırsınız, sürünürsünüz, tonlarca para dökersiniz maketler ve çıktılar için. diğer bölümlerdeki arkadaşlarınız gezerken, eğlenirken jüriye proje yetiştirmekle geçer öğrencilik hayatınız. tüm bunların yanında psikolojik olarak yıpratılırsınız hocalarınız tarafından. her şeyinize bir kusur bulurlar. kimseyi memnun edemezsiniz.
velhasıl sonunda mezun olursunuz ve iş aramaya başlarsınız.
iş ilanlarının %90'ı
-en az 5 bilgisayar programını çok iyi düzeyde bilen,
-en az 5 yıllık tecrübeli,
-en az 2 dil bilen,
-esnek çalışma saatlerine uygun,
...
şeklinde başlar. çok fazla iş ilanıyla karşılaşamazsınız bu arada. hayalleriniz yıkılmaya başlar...
kalan %10'luk çöp ilanlara yeni mezun olarak başvurular yaparsınız ve geri dönüş alırsınız.
gittiğiniz görüşmelerde teklif edilen ilk fiyatlar asgari ücret ve hatta altıdır. karşılaştığınız iş sahiplerinin bir kısmı sizin yeni mezun oluşunuzdan faydalanmaya çalışan ilkokul mezunu çakal müteahhitlerdir. koşarak uzaklaşırsınız...
bu işin okulunu okumuş etmiş insanlarla birlikte çalışmak için bahsettiğim %90'lık ilanlara başvurursunuz ve şanslıysanız çok cüzi miktarlara, bol mesaili bir şekilde buralarda çalışırsınız.
okulda gördüğünüz tasarımlar, çevreye duyarlı yapılar, şekiller şüküller fasa fiso olmuştur. işveren, maliyet ve yönetmelikler ne söylerse onu çizersiniz yıllarca gözleriniz kanaya kanaya.
yıllar öncesine geri dönüp "bu bilgi gerçek hayatta ne işimize yarayacaktı be hoca!!" şeklinde serzenişte bulunursunuz.
ve en sonunda yüksek lisans yapmaya karar verirsiniz. mimarlık gibi geniş bir alanın küçük bir parçasında uzmanlaşırsınız ve o uzmanlık alanınıza yönelik başka bir iş bulursunuz. (şanslıysanız...)
eğer benim gibi isyankarsanız ve tünelin ucunun bir yere çıkmadığını fark ettiyseniz iş olanaklarının, çalışma stillerinin size uygunluk derecesine göre seçtiğiniz bir bölümde uzamanlaşırsınız ve şanslıysanız bu alanda iş bulup bir şekilde dikiş tutturursunuz.
para için, bilmeden gelen arkadaşlar için yazıyorum. Gelmeyin arkadaşlar tünelin ucu bok. Ha gerçekten benim gibi işsiz de kalsam ben bu bölümü okurdum diyecekseniz yazın. Sonra hayaller/hayatlar durumuna düşmeyin. (bkz: mimar/#40425155)
daha 2 yıl önce mezun olan adam iş bulamıyor. ki her yıl mezun sayısı giderek artıyor fakat iş ilanı sayısı aynı hızla artmıyor maalesef.
bu linkteki her maddeye katılmıyorum. neymiş efendim pahalı. Kişiden kişiye değişir biri 2-3 çıktı ile derdini anlatır biri sayfalarca çıktı almak için alır ama içi boş. (bu mantık ile tüm masrafları sallayabilirsiniz ehehe)
ama yukarıda bahsetmiş olduğum durumu anlatan okumamak için başlıklı yazıda 4. ve 5. madde için altına imzamı atarım.
yapay zeka ile mimarlık yok olmaz. bu mentalite ile tüm mesleklere 30 yıl ömür biçebilirsin. Mimarlık her zaman kendini güncelleyen meslekler arasında yer almıştır. Çağına uygun olarak gelişir. Yapay zeka ile sadece mimarlıktan beklentiler artar. Tasarım dili evrenseldir. Mimarlık bunların başında gelmektedir. Eskiden iç mimar, peyzaj mimarı, hatta inşaat mühendisi gibi ayrım yoktu. Zaman ile gelişen dünya birçok yeni meslekler ortaya çıkartmıştır. Disiplinler arası çalışma ortamı oluşmuştur. Birçok ünlü mimar aynı zamanda ayakkabı, otomobil, sandalye yani endüstriyel ürünler tasarlamış ve tasarlamaktadır.
Gelecekte yerini yapay zekaya bırakacak mesleklerin en başında geliyor. Tahminimce minimum 30 yıl kadar varlığını sürdürebilir mimarlık, artık web sitelerini, videoların thumbnaillarını, kıyafetleri insan beğenisine ve kullanışlılığa göre hazırlayan sistemler var.
Okumayı, tasarım yapmayı, hayatı güzelleştirmeyi düşünen arkadaşlar endüstriyel ürün tasarımı ve bilgisayar mühendisliği bölümlerini düşünebilirler.
hayattan soğutmada en önde gelen meslektir. okul döneminden itibaren insan ilişkilerinizi bozar, psikolojinizi bozar, hep yetersiz hissettirir, ailenizle az vakit geçirirsiniz, kendinize zaman ayıramazsınız, para kazanmazsınız. isyan ettiğiniz noktalarda okulda ''gelmeseydiniz'' olur, iş yerinde ''ama iş öğreniyorsun'' olur. iyi yanıysa artık ''yaşamak bu değil'' dediğiniz anda bu süreçte elde ettiğiniz kazanımlarla çok farklı işlere yönelebileceğinizi farketmek olabilir. mimar olmayacaksanız ve hayatın sillesini yemeden akıllanmam diyorsanız okuyun bu bölümü. çok fena harcanacaksınız.
son 4 yılda ruhlarını okuduğumu hissettiğim 2 meslek grubundan biri.
(#36889841) yazan kişi! önünde saygı ile eğiliyorum! ve o drapeli elbiseler ile başlayan cümleyi uygulamaya geçirdiğin vakit haber et, bi toplaşalım, bi güzelleştirelim arkadaşları.
- saatin alarmi uyumak zorunda olduğunuz zamani anlatiyorsa
- derslerde, özellikle de mimarlik tarihi ile ilgili olanlarinda, horlamak sizi rahatsiz etmemeye başliyorsa
- insanlar kafein kokmanizdan rahatsiz oluyorsa
- bir mekani insaa edebilecegini düsünüyorsaniz
- bir haftasonu 20 saat araliksiz uyuyabiliyorsaniz
- genelde hareketsiz nesneler ile kavga ediyorsaniz
- tuvalette uyuyakaldiysaniz
- kardesiniz tek çocuk olduguna inanmaya baslamissa
- 48 saatten kisa bir sürede tüm cd'lerinizi dinlediyseniz
- 48 saatten fazla bir süre ayni cd'yi dinlediyseniz
- toplum içerisinde gözükmüyorsanız
- ev anahtarlarinizi kaybediyor ve bunu bir hafta sonra fark ediyorsanız
- dislerinizi okulda firçaladiysaniz
- koca bir rulo filmi koridoru çekerek harcadıysanız
- kahve ve yemek makinalarinin ne zaman yeniden doldurulacagini biliyorsanız
- her zaman yanınızda deodorant tasiyorsaniz
- maket yaparken geridönüşüm konusunda canavarlaşıyorsanız
- kendinizle iletişim kurmaya çalıştığınızda tek duyduğunuz monoton ve sürekli bir sesse
- saat 3:00'e kadar alkol almadan mükemmel kareografi ile dans edebiliyorsanız
- bir öğünde kahvaltı, öğle yemeği ve de akşam yemeğini karıştırabiliyorsanız (ehe.. gerçek füzyon mutfağı)
- tatiller sizin için iyi uyuma vakitleri ise
- sevgilinizi buluşmaya şantiyeye götürüyorsanız
- okumadığınız 100 $ kitaplar alıyorsanız
- birileri size tatil fotoğraflarını gösterdiklerinde "insan ölçütü"nü soruyorsanız
- autocad, 3d studio max ve photoshopu biliyor ve de ayrıca websayfası yapabiliyorsanız ama excel'in nasıl kullanılacağına dair fikriniz yoksa
- ölü ya da diri büyük mimarlara, sanki ezelden beri onları tanıyormuşsunuz gibi lakaplarıyla hitap ediyorsanız
- diğer insanlarla herhangi bir ilişki kurmadan, doğal ışık olmadan, yemek olmadan yaşayabiliyorsanız, ama plotter çalışmadığında bu sonsa
- dışarıdan çöp toplar gibi maket malzemesi topluyorsanız
- otobüse bindiğinizde bir türlü sığamadığınız için yanınıza kimse oturmuyorsa
- dönem başlarında bakımlı, ortasında normal sonunda ise tamamen bir çöplük gibi gözüküyorsanız
- sürekli mide ağrısı çekmeye başladıysanız
- scrolling yapmaktan parmaklarınız sürekli seğirmeye başladıysa
- gerçek yaşamda 3d orbit, undo komutu*, zoom all özelliklerini arıyorsanız ve bulamayınca şaşkınlığa düşüyorsanız
- evlerin ve çevrenin konturlarini teknik çizim halinde görüyorsanız
- gece rüyanızda -uyuduğunuz kısa süreler içerisinde görebilirseniz tabi- proje çözüyorsanız
- hasta olduğunuzda konsept, biçem, hacim diye sayıklıyorsanız
- evinizin en kalabalık üyeleri kırtasiye malzemeleri ve de küflenmiş yemeklerin üzerindeki yaşam formları ise
- fotoğraf makinenize isim taktıysanız, ve her güzel iç mekan çekiminde "aferin oğluma" diyorsanız
- en son sosyal aktiviteniz altı ay önceye tekabül ediyorsa
- ozalitçide ve kırtasiyede sizi kırmızı halıyla karşılıyorlarsa
- okunacak kitaplarınız başınızda dağ sıraları şeklinde biriktiyse
- antik yunan ve romalılardan artık gina geldiyse ve hepsinin üzerlerindeki drapeli elbiselerini alıp müsait.... neyse.....
- yine aynı bağlamda mimarlık tarihi derslerine rahat çalışabilmek için bir zaman makinesı yapıp bilinen tarihi daha kolay anlaşılabilir bir şekle sokmak amacı gütmeye başladıysanız.. hatta piramitlerin sizin düşündüğünüz fikri uygulayan birileri tarafından yapıldığına inanıyorsanız
- zaman algılamanızda kaymalar başladıysa
mekan yaratma sanatı, müziğin donmuş hali. matematik, geometri, psikoloji ve fizik bilimlerinin rasyonel şekilde harmanlanıp kağıda ve doğaya dökülmesi.
Her yıl farklı yurtta kaldım, üniversite değiştirdim. Bu sayede çeşitli üniversitelerden ve bölümden tanıdıklarım oldu. (istanbul'da okunuluyorsa +) şunu söyleyebilirim; diğer bölümlere göre (bkz: hukuk) mimarlık en eğlenceli, sosyal, tatlı mı ballı bölümdür.
dipnot:
hiç uyumadım ağğbee diyenler, ya son güne bırakmışsındır ya takıntılı hocan vardır, ya kahveyi fazla kaçırmışsındır. Bende okudum iş artisliğe kaçıyor