'binaların saçma sapan dikilmesi' diye birşey yoktur. bir bölgede yapılan binalar o bölgenin imar planına ve imar planı notlarındaki ve imar planı yönetmeliğindeki esaslara dayanılarak yapılmak durumundadır. yoksa yapı ruhsatı ya da yapı kullanım belgesi(iskan) alınamaz. herkesin benzer, eşit nitelikteki haklara sahip olması için yapılan bu düzenlemeye örnek vermek gerekirse; Bodrum'da yapılaşma koşulları 2 normal kat + bodrum ya da zemin kat olmak üzere maksimum 3 kata çıkabilir. bu koşullara göre sen istersen kendi binanı 1 katlı yaparsın istersen de maksimum 3 katlı yaparsın. 4. kata çıkarsan o kata ruhsat alamazsın. böylece herkes sahip olduğu araziye enayi olmadığı için maksimum hmax olarak bilinen yükseklikte, yasaların izin verdiği oranda bina yapar. şimdi bu durum bodrum'da 3 kat iken sallıyorum b şehrinde 11 kat olabilir. dolayısıyla silüet tekdüze olmaz. bu yurtdışında da böyledir. bunun adını düzensizlik olarak koymamak gerekir.
halen bunu düzensizlik olarak yorumlayan zihniyetin yatay kentleşme, dikey kentleşme,şehir planlama vb konularda biraz bilgi sahibi olmasını tavsiye ederim.
ayrıca bir bölgedeki yapılaşma nizamı hem ayrık nizam hem bitişik nizam hem blok nizam olabilir. bunlar farklı adalarda farklı şekillerde görülebilir. binaların renkleri ise istenilen renkte boyanamaz bu bile imar yönetmeliğinde yazdığı renklere boyanabilir.
malesef türkiyedir. dünyanın en çirkin binaları bu coğrafya içinde bulunur. güzelim karadenizde, şahane yaylaların eteklerine 5 katlı sıvasız apartmanlar dikiyor bu cahil halk.
