mimar hayal eder, o hayali anca inşaat mühendisi ayakta tutar mimar eğer bir mimar sinan değilse eğer. geri kalan kısımlarda inşaat mühendisliğinin alanı daha geniştir. bina yapılarının dışında yol, liman, baraj, körpüler, tüneller, isale hatları, kanalizasyon sistemleri gibi alanları vardır.
Kısaca mimar mimari projeyi çizer yani tasarlar mühendis ise statik projeyi kolonu kirişi hesaplar çizer malzemeyi seçer nereye ne kadar beton dökülücek bunu hesap. Ve inşaata yapılanları denetler duvar doğru örülmüş mü vs. Ayrıca mühendis şantiyede çalışmak zorunda da değildir ofiste projede çizebilir. Amele dediğiniz insanlar da aslında inşaat ustasıdır.
ikisi de işe yaramazdır. ülkenin hali ortada. yıkılmaya mahkum dikdörtgen prizma estetik özürlü evler var. mimarisi bozuk , yapısı bozuk. suçlusu manav mı ? tabi ki bunlar... yazık size.
inşaat mühendisliğinin alanı bina anatomisidir. bir doktor insan vücuduyla nasıl ilgiliyse inşaat mühendisi de yapılarla öyle ilgilidir ve her detayını bilmek zorundadır. mimarın uzmanlığı ise daha çok insan üzerinedir. mimar, farklı toplumların yaşam şekillerini, alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını ve duygularını sürekli gözlemleyerek, bilgilerini güncellemek zorundadır. mimar bu gözlemleri ışığında uygun alanlar ve mekanlar tasarlar. mimar asla yoktan yaratmaz oluşturmaz, zaten var olana şekil verir. mimarın, inşaat mühendisiyle çakıştığı nokta da burada başlar mimar (tasarım mimarları), binanın anatomisiyle uğraşmak istemez onun için önemli olan içerisinde yaşayan insanlardır. inşaat mühendisi içinse binanın sağlıklı bir şekilde ayakta durabilmesi önemlidir ve daha çok teknik eğitim aldığından içerisinde yaşayacak insanların ne hissettiklerine fazla önem verme ihtiyacı duymazlar. iyi bir inşaat mühendisinin mimari eğitim almasına gerek yoktur, vizyonunun geniş olması mimar için yeterli kolaylığı sağlar ancak iyi bir mimarın belirli bir mühendislik bilgisine de sahip olması germektedir.
ülkemizde ustalar kadar lafı dinlenmeyen, müteahhit kekolar kadar da hürtmet görmeyen bu meslek gruplarında sanki mimarların daha zengin olduğu bir gerçektir.
şantiye ortamında mimar ince iş kalemleri dediğimiz betonarme sonrası işlerin özellikle detay çizimleri, malzeme seçimi, uygulanması ve varsa as built projeleri ile uğraşır daha çok...
inşaat mühendisi türkiye koşullarında şantiye ortamında mimarın yaptığı işleri de yapar ama asıl ilgi alanı yapının betonarme projesinin uygulanması ve genel anlamda şantiye yönetimidir...
birbirlerine rakip değildirler...
genelde farklı işlerin doğru organizasyon ve iş programı çerçevesinde ilerlemesi için işbirliği içerisinde çalışırlar...
ofis ortamında ise mimar mimari proje ile ilgilenirken inşaat mühendisi betonarme proje ile ilgilenir...
yani yine birbirinden farklı olan ama birbiriyle de bağlantısı olan çalışmanın işbirliğini yaparlar...
bir inşaat mühendisi olarak mimarları severim sayarım...
makine mühendisi, elektrik mühendisi ve harita mühendisi gibi bir şantiyenin olmazsa olmazlarındandır çünkü kendileri...
kollektif çalışma olmazsa hiçbiri kendi başına bir halt sayılmaz. bina türüne göre önem sıraları değişir. bir cami projesinde mimar ön plandayken bir köprü vs gibi statiğin önem arz ettiği konularda inşaat mühendisi önemlidir.
yine bir hidroelektrik santralında,trafo inşaatında elektrik mühendisi önemliyken, gemi insaası, merkezii ısıtma-soğutma,arıtma tesisleri konularına da makinacı önemlidir.
bunlar birbirlerinin olmazsa olmazıdır.
askerdeki ;piyade, istihkam,ulaştırma,topçu, tankçı vs örneği gibi.