Kendisinin en değer verdiği eseri 90 yaşındayken tamamladığı selimiye camii'dir. Kanuni sultan süleyman döneminde büyükçekmece'ye çok zarif bir köprü kondurmuştur.
--spoiler--
Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi" desen iki kazma kürek, iki de ırgat gerek.
"Hadi gel geri yapalım şunu." desen bir Sinan gerek bir de Süleyman.
Mehmet Akif Ersoy
--spoiler--
bir daha gelmeyecek dünya tarihinin en önemli mimarı. evet.
Mimar Sinan, 1489 yılında Kayseri Ağırnas’da doğup 1588 yılında istanbul’da hayata gözlerini yummuştur.Diğer bir adıyla Koca Mimar Sinan Aga, Osmanlı devletinin baş mimarıdır.Hayatı boyunca verdiği en güzel eserler ise I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde olmuştur.En önemli eseri ustalık eserim dediği Selimiye Camisi’dir.
Mimar Sinan’ın Hayatı
Mimar Sinan, Sultan Selim’in tahta çıktığı sırada Ağırnaz Köyünden devşirildi. 1512 yılında ise istanbul’a getirildi. Mimar Sinan, istanbul’a geldiğinde yeniçeri olmak üzere acemi olanlar ocağına alınmıştır.
Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman’la 1521’de Belgrat Seferin’de ve 1522’de Rodos Seferlerine katıldı. ilk kez Macaristan Seferinde kabiliyetini ortaya koymuştur. Prut nehri üzerine 13 gün gibi kısa sürede büyük ve yüksek bir köprü inşa eder. Bu kadar kısa süre içerisinde bu köprüyü yapmış olması onun hayatında çok fazla şeyi değiştirdi.Yapmış olduğu bu köprü ile de büyük bir ün salmıştır.
Mimar Sinan’ın meslek hayatı kendisine göre çıraklık, kalfalık ve ustalık olarak üç dönemde incelenir. Her üç dönemde verdiği eserleri sanat olarak algılanmamıştır. Çıraklık eseri olarak ifade ettiği Şehzadebaşı, kalfalık eserim dediği Süleymaniye ve ustalık eseri olarak kayıtlara geçen Selimiye Camileri en çok öne çıkan üç eseridir.
Mimar Sinan, kendinden sonra muhteşem eserler bırakan çıraklarda yetiştirmeyi ihmal etmemiştir. Arkasında sayısız eserler bırakan Mimar Sinan, 17 Temmuz 1588 yılında istanbul’da hayata gözlerini kapadı. Mezarı Süleymaniye Camii’nin arkasındaki sade türbesinde bulunmaktadır.
Mimar Sinan’ın Eserleri
Mimar Sinan hayatı boyunca 81 camii, 55 medrese, 20 kervansaray, 36 saray, 48 hamam ve bizim sayamadığımız 375 eser yapmıştır.
Mimar Sinan, 1489 yılında Kayseri Ağırnas’da doğup 1588 yılında istanbul’da hayata gözlerini yummuştur.Diğer bir adıyla Koca Mimar Sinan Aga, Osmanlı devletinin baş mimarıdır.Hayatı boyunca verdiği en güzel eserler ise I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde olmuştur.En önemli eseri ustalık eserim dediği Selimiye Camisi’dir.
Mimar Sinan’ın Hayatı
Mimar Sinan, Sultan Selim’in tahta çıktığı sırada Ağırnaz Köyünden devşirildi. 1512 yılında ise istanbul’a getirildi. Mimar Sinan, istanbul’a geldiğinde yeniçeri olmak üzere acemi olanlar ocağına alınmıştır.
Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman’la 1521’de Belgrat Seferin’de ve 1522’de Rodos Seferlerine katıldı. ilk kez Macaristan Seferinde kabiliyetini ortaya koymuştur. Prut nehri üzerine 13 gün gibi kısa sürede büyük ve yüksek bir köprü inşa eder. Bu kadar kısa süre içerisinde bu köprüyü yapmış olması onun hayatında çok fazla şeyi değiştirdi.Yapmış olduğu bu köprü ile de büyük bir ün salmıştır.
Mimar Sinan’ın meslek hayatı kendisine göre çıraklık, kalfalık ve ustalık olarak üç dönemde incelenir. Her üç dönemde verdiği eserleri sanat olarak algılanmamıştır. Çıraklık eseri olarak ifade ettiği Şehzadebaşı, kalfalık eserim dediği Süleymaniye ve ustalık eseri olarak kayıtlara geçen Selimiye Camileri en çok öne çıkan üç eseridir.
Mimar Sinan, kendinden sonra muhteşem eserler bırakan çıraklarda yetiştirmeyi ihmal etmemiştir. Arkasında sayısız eserler bırakan Mimar Sinan, 17 Temmuz 1588 yılında istanbul’da hayata gözlerini kapadı. Mezarı Süleymaniye Camii’nin arkasındaki sade türbesinde bulunmaktadır.
Mimar Sinan’ın Eserleri
Mimar Sinan hayatı boyunca 81 camii, 55 medrese, 20 kervansaray, 36 saray, 48 hamam ve bizim sayamadığımız 375 eser yapmıştır.
şu mp44'e "ağbi keleşe benziyo işte" demek kadar saçmadır, mimar sinan'a kopyacı demek. belli disiplinler vardır bu işte ve diğerleri de o disiplinlerde ilerler.
"bir kaç ayak, kubbe ve yarım kubbeler var al işte kopya" demek nasıl bir kafanın ürünüdür yahu. buna benzemeyen tek yapı piramitler zâten ak.
Aşk adamı. Gerçek aşkın en iyi temsicilerinden. Aşk ile yaptığı bu eserler onun 13 günde köprü yapmasını sağlamıştır. Öyle bir adamı bir daha türkiye bulamaz bence.
Hala milletin ermeni olup olmadığını tartıştığı dehadır.
Bakınız bir insanın ırkını benimsemesi onu sevmesi harika bir şeydir ama mimar sinan ı türk değil diye sevmeyen türkçülük akla zarardır. Lan adam mimarlık alanında bir idolken osmanlıya sayısıs faydası varken neyin kafasındasındasınız siz? Ha bir zararı olduysa devlete millete amenna ama mimar sinan dan bahsediyoruz be insaf ulan insaf.
Tam adı Sinan bin Abdülmennan'dır. Gençlik yılları konusunda fazla bilgi yoktur. Bilinen, 1512'de Kayseri'nin Ağırnas köyünden devşirme olarak Yeniçeri Ocağı'na alındığıdır. Bu bilginin ışığında, devşirme çocukların en az 8 en çok 18 yaşında oldukları da göz önünde tutularak, Sinan'ın doğumu 15.yy sonlarıyla 16.yy başları arasına tarihlenebilmektedir.
Sinan, yeniçeri olarak Kanuni Sultan Süleyman döneminde birçok sefere katılır. Sinan'ın mimar olmayı önceden aklına koyarak kendisini bu yolda hazırladığı, katıldığı seferlerde yapı işleriyle ilgilendiği ve başladığı bilinmektedir. Son Bağdat seferinde, Van Gölü'nün üstünden geçecek üç geminin yapımını başarıyla tamamlaması sonucunda, haseki unvanını almıştır. 1536'da Prut Irmağı üstünde yaptığı bir köprüyle dikkatleri üstüne çekerek, Acem Ali adıyla tanınan Alaeddin'in ölümüyle boşalan hassa baş mimarlığına ikinci Vezir Damat Lütfi Paşa'nın önerisine uyularak1538'de Sinan atanmış ve ölümüne kadar bu görevi sürdürmüştür.
Sinanın ilk büyük eseri olarak çıraklık eserim diye tabir ettiği Şehzade Mehmet Camisi(1548) kabul edilmektedir. Orta kubbeyi hem uzunlamasına hem de enlemesine yarım kubbelerle besleyerek simetrik ve piramidal bir üst örtü sistemini denemiştir. ikinci büyük yapıtı olan istanbul Süleymaniye Camisinde de (1557), iki yarım kubbeyle beslenen orta kubbe düzeni yinelenmiştir. Sinan'ın, mekan bütünlüğü kadar dış kuruluşunun plastiği açısından da en başarılı yapısı 1575'te tamamlanan Edirne Selimiye Camisi'dir. Kentin en yüksek tepesi üstüne kurulmuş olan bu yapı, 31.30m çapında kubbesi ve ana kütlenin dört köşesinde yükselen dört minaresiyle görkemli bir dış görünüşe sahiptir.
Önceleri, istanbul Bayezid Camisi'nde ya da Sinan'ın Üsküdar Mihrimah Sultan Camisi'nde (1548) olduğu gibi, orta kubbe kare-küp biçimli bir tabana oturtuluyordu. Sinan, Şehzade Mehmet Camisi'yle başlayarak kare-kübün köşelerini yontarak içteki küresel bingiyi (pandantif) dışa yansıtmış; orta kubbenin bastığı büyük kemerlerin yan itme gücünü de ağırlık kuleleriyle karşılamak yoluna gitmiştir. Böylece bir yandan estetikle yapı arasındaki organik bağı vurularken, bir yandan da binanın iç kuruluşunun dıştan algılanmasını sağlamıştır.
Mimar Sinan, Osmanlı Cami mimarisinde gerçekleştirdiği gelişmelerin yanı sıra Osmanlı külliye planlamasına da yenilikler getirmiştir. Zal Mahmud Paşa Külliyesi'nin üst avlusuyla alt avlusunun serbest bir planlama düzeni içinde bağlanması, Sinan'ın, yaşamının son yıllarında, akıcı mekan kavramı üzerinde durduğunu göstermesi açısından önem taşır. Sinan'ın gene son yapıtlarından biri olan Üsküdar Şemsi Ahmed Paşa Külliyesi de aynı düşüncenin ürünüdür. Camiye çarpık yerleştirilmiş "L" biçimindeki iki kollu medreseyle cami arasında kalan ve kapıdan girişte bir dirsek yaparak Boğaz'a doğru açılan avlu, asimetrik ancak bilinçli bir uygulamanın örneğidir.
Sinan, her şeyden önce, Osmanlı mimarlığından son ortaçağ kalıntılarını söküp atan, yapı sanatını akılcı kurallara bağlayarak, Osmanlı Klasik Dönem mimarlığını doruğa ulaştıran kişidir.
Mimar Sinan, vasiyetine uyularak Süleymaniye Külliyesi'nin kuzeydoğu köşesinde Mimar Sinan Caddesi'yle Fetva Yokuşu'nun kesiştiği yerde toprağa verilmiştir (1558).
edit: geniş bir kütüphaneden çeşitli kaynaklardan alınmıştır.
Mimar Sinan, arkasından bıraktığı eserlerle kendisine hayran olunan büyük mimardır. Devşirme olarak geldiği biliniyor. Her ne kadar Kayseri doğumlu olsa da Türk olmadığı kuvvetle ihtimaldir.
Anadolu da yetişmiş büyük mimarlarımızdandır.