yapıcılık-yıkıcılık kontrastını anlatan beynelminel bir efsane.sunay akın'ın -yanlış hatırlamıyorsam- kız kulesindeki kızılderili kitabında geçer. işbu efsaneye göre,"bir yumurtayı düz bir masanın üzerinde nasıl hareketsiz tutabilirsiniz?" sorusu çağın iki önemli adamına sorulur. ecnebilerin adayı kristof kolomb yumurtayı masaya çöt diye vurur ve ortadan kırar.masanın üzerinde akıyla sarısıyla ve kırık kabuklarıyla duran yımırtayı gösterir ve "işte buyrun" der."bu kadar kolay".
osmanlı imparatorluğu adına yarışan süper solak mimar sinan ise dolma parmaklarından yüzüğünü kibarca çıkarır ve yumurtayı yüzüğünün üzerine koyar."buyur burdan yak kristofır" der göz kırparak.yeniçerilerden oluşan taraftar güruhu pınarbaşı çekmeye başlarken,bir ikinci darbeyi de "seni buralarda görmeyeyim bi daha,aklını alırım" diyerek yaptığı göndermeyle vurur.e tabi yeniçeriler meşaleleri yakarlar hemen. utancından köpek pipisine dönen kristof kolombus kendini denize verir,dalgaya vurur,okyanusta kaybolunca da amerika'yı bulur.kızılderili soyunu kurutucu ilk ölü spermi de amerika kıtasına bırakan kolomb yıkıcılığın da sembolü olur.efsanemizin nihayetinde gökten üç elma düşer.biri aymaz kristof'a, biri kreatif mimar sinana,biri de bir dönem yakıp-yıkan ama bu aralar kaybolan milli değerimiz izzet altınmeşe'ye.
