mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi

entry167 galeri8
    42.
  1. kendisini bilemem ama yeri güzel olan üniversite.
    0 ...
  2. 41.
  3. 40.
  4. 2004'ten önceki adı Mimar Sinan Üniversitesidir. Güzel Sanatlar ve Mimarlık eğitiminin Türkiye'deki öncüsü ve açık ara en iyisidir. Bu yüzden yeni ismini de hak etmiştir.
    0 ...
  5. 39.
  6. peşine de mimarlık fakültesi eklense çiçek gibi olacak upuzun tamlama. seni seviyorum *
    1 ...
  7. 38.
  8. giremeyenlerin ''lan torpil mi var acaba'' dediği, girenlerin rıhtımda istanbul'a karşı şarap içtiği güzel sanatlar üniversitesidir.
    grafik, endüstri ürünleri tasarımı, sahne dekor ve iç mimarlık bölümleri çok iyi hocalara sahiptir.
    diğer bölümler, örnek resim; oraya yerleşmiş bir grup salağın önderliğinde ilerlemektedir.
    isteyenler geçmiş senelerde ki öğrencilerin işlerine bakıp, bu sene giren öğrencilerle karşılaştırabilir.
    yer fındıklı'da.
    0 ...
  9. 37.
  10. güzel sanatlar üzerine eğitim veren güzel okullarınımzdan biridir. ayrıca hocaları da, öğrencileri de çok enteldir.
    0 ...
  11. 36.
  12. zamanında cok gitmek istediğim ama sonradan fikrimi değiştirdiğim güzide üniversite.**
    5 ...
  13. 35.
  14. tiyatro bölümünda en kalabalık katılımın sağlandığı ama topu topu 10 kişi alan okul.
    1 ...
  15. 34.
  16. sağına soluna sticker yapıştırdığım, bomboş duvarlara sahip üniversite.
    1 ...
  17. 33.
  18. türkiyede ki diğer akademilerde, güzel sanatlar okuyan kişiler için olimpios dağı izlenimi veren okul (bkz: kendimden biliyorum)
    2 ...
  19. 32.
  20. dün kpds başvurusu maksadıyla ilk defa içine girip gezdiğim okul. ama ne okul * *. fularım yok diye bohemlerden dayak yememi mi söylesem, üzerimdeki giysilerin renklerinin toplamı 2 olduğu için kapıdan geri çevrilmemden mi bahsetsem (minimum 8 renk olacak hacı) bilemedim * şaka bir yana; türkiyede sürrrrealizmin, kübizmin, emmmpresyonizzmin ve bilumum akımın "görüntüde" böylesine "canlı" yaşandığı bir yer daha görmedim. herkesin üzerinde bin türlü aksesuar var. kollardan sallanan ayrı, bacaklardan sallanan ayrı şeyler, boğaza fular takmamak yasaya aykırı, daire çerçeveli güneş gözlüğü ise istihkak mübarek. şansıma bak ki tam öğle yemeği saatinde içeri girdim, yani okulun çoğunluğu oradaydı. kantinine girer girmez tavuk kokusundan midem kalktı. dedim ki kendi kendime, "benim midem böyle kalkıyorsa, şu sanatkar bohem güruhunun midecağızları kim bilir nasıldır?" sonra rıhtıma çıktım ve orada da boş masalara oturmayıp, yerlerde takılan genç sanatkarları gördüm. kendime deniz kenarındaki taş sıradan bir yer bulmak adına daha da ilerilere doğru yürürken benimle birlikte yürüyen bir sanatkar gencin telefon konuşmasına da şahit oldum ufaktan : "abi mini etek var merve'nin altında, koş koş!!" sonra içimden dedim, bu genç sanırım ampresyonizm akımının destekçilerinden. bu vakitten sonra biraz daha uzak durup insanları izlemeye koyuldum, yemek saati bitip de personel dairesi açılana kadar. uzaktan uzağa, kafasında kasket, elinde pipo, boğazında fular olan ve keçi sakal bırakmış bir genci süzmeye başladım. yaşının 20-22 arası olduğu, sakallarının varla yok arası olmasından anlaşılabiliyordu, o kadar uzaklıktan bile. el hareketleri, kafasını ileri geri sallayışı, kahkaha atışı ve bacak bacak üstüne atışı ile tanımadığım/tanıdığı birinin hareketlerini yapıyor olduğuna o an kanaat getirdim. sonra kendime geldim ve "ne yapıyosun lan salak, gelmişsin böyle bir yere tespit kasıyorsun, otur boğazı izle, manzaranın keyfini çıkar." dedim ve vaktim gelene kadar boğazı izledim.

    her şey bir yana, koca türkiye'de böyle bir yerin varlığından, bu yaşıma geldim, daha yeni haberim oldu ve itiraf etmeliyim, oldukça garipsedim bu gördüklerimi. hadi her üniversitede bolca vardır böyle tiplerden, üzerine ne giyip yakıştırdığını bir dakika süzmedikçe anlayamazsın, neresine ne takmış, ne tarafına ne bağlamış dikkatlice incelemek gerekir anlayabilmek için. ama bu üniversitede bu olay sanki giriş şartı gibi. etrafımdaki popülasyonun %90'ı böyle giyinmiş insanlardan oluşuyordu, kadınlı erkekli. zaten, oldum olası, sağına soluna bin türlü şey bağlayanların ne anlatmaya, ne göstermeye çalıştıklarını anlayamayan biri olarak ben bu durum karşısında, ciddi söylüyorum, dumur oldum. "neredeyim lan ben??" diye kendime sormadım değil.

    sanatçıdan, toplum sorunlarına ışık tutmasının, toplumun içinde olmasının, topluma örnek olmasının beklenmesi geyiğine, klişesine girmekten nefret ediyorum ama gördüğüm şu görüntü, benim ülkemizde yetiştirilen sanatkarlardan ne beklemem gerektiğini ufaktan gösterdi. olayın toplumsal boyutuna inersek oldukça farklı şeyler de çıkacak karşımıza. yani senelerdir, beynimize işlenen "sanatkar" profili, bu şekilde sürdürülmeye devam ettikçe taşra hiç bir zaman kente, dahası modern sanata yakınlaşamayacaktır.
    7 ...
  21. 31.
  22. torpilin kralının dondugu, 80 kg olan*, dogaclamadan bi haber ogrencileri modern dans bolumune alması, torpil olayını dogrular nitelikte degil midir ?
    0 ...
  23. 30.
  24. akademik açıdan alınan eğitimlerin, deneyimlerin ve bu süreçte elde edilen tecrübelerin, kalitesini her platformda tartışabileceğimiz güzel sanatlar üniversitesi.
    1 ...
  25. 29.
  26. sınavda torpil döndüğü geyikten ibaret olan okuldur. (bkz: geyik) kendimden biliyorum.*
    0 ...
  27. 28.
  28. son günlerini yaşadığım, bitirmek için gün saydığım, hiç tekin olmayan okuldur.
    Yıllar sonra bir Aydın ımı ararım,
    Gül yanaklım, Emeklisi olcaksın bu okulun,
    Benden öncede buradaydın, sonrada olacaksın,
    Lakin elini çabuk tut.
    Bizim bölümü su basmasın.
    1 ...
  29. 27.
  30. web sitesi kısa süre önce yenilenmiş, güzel bir hal almıştır. güzel sanatlar üniversitesi olmasına rağmen siteyi pixelplus yapmıştır.
    0 ...
  31. 26.
  32. bir daha ki sene gireceğim okul*
    1 ...
  33. 25.
  34. eskilerde yaşamış olan bir alimin adı verilen okuldur.
    2 ...
  35. 24.
  36. an itibariyle sınavından döndüğüm üniversite.
    sınavında elini yıkayan çocuk ve havlu vermeye hazırlanan annesini sormuştur.
    1 ...
  37. 23.
  38. okula girmenin zorluğuyla, mezun olmanın zorluğu eş değer olduğu okuldur. hocalar öğrencilerini mezun etmemek için didinip dururlar.
    1 ...
  39. 22.
  40. sabahları rıhtımında çay ile simiti martılarla yemenin hoş, ama akşam altıdan sonra piizlenmenin zor olduğu okuldur.
    lakin iki şarabın belini kırmak istiyorsanız okulun bütün gizli bolmelerini kör noktalarını bilmeniz.
    bir splinter cell, bir syphon filter oynar misali kolonlar arasinda sessizce ilerlemesini bilmeniz gerekir.
    (bkz: splinter cell)
    2 ...
  41. 21.
  42. Fen Edebiyat Fakültesine kaydolan öğrencilerin Fındıklı kampüsünde okuma hayallerini besleyen; ama Beşiktaş'ta eski tütün ve fındık deposunda gençliğinin en hızlı dönemlerini geçirmek zorunda bırakan okuldur. Yine de boğaz manzarası eşliğinde eğitim almak ayrıcalığına erişir insanlar. Beşiktaş'taki bina o kadar küçüktür ki bir kıza aşık olsan herkes duyar. Nedir bu başıma gelenler dersin.
    2 ...
  43. 20.
  44. simit evi vari kantini duman altında sizi esir eder.ne derse girebilirsiniz ne bi çıkıp sahile inmeye mecaliniz kalır.Öylece oturur muhabbet edersiniz..hala otomasyon sayfası açılmamakta
    1 ...
  45. 19.
  46. beşiktaş'taki kampüsünün yarısı zamanında bahçeşehir üniversitesi'ne satılmış okuldur. satıştan sonra bazı öğrencileri fındıklı'da ezik bir binaya sürülmüştür. beşiktaş'ta kalanlarsa kantinden bozma sınıflara istiflenmişlerdir.

    alakalı olarak (bkz: balık istifi).
    3 ...
  47. 18.
  48. beşiktaş'taki kampüsü çok çok küçük olan ve masa tenisi masası bulunduran okul.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük