mimarların havası tartışılır, orayı bi yana bırakıp da yazılanlara bakarsak çoğu yerinde tespitler. mimarlık kelimelere takılan bir meslek grubu. üniversitedeki ilk proje dersimde hocamız bir konutta bulunan bölümler nelerdir diye sormuştu. hepimizin evinde misafire verilen önemin yanında biraz da gösteriş merakından kaynaklı bir misafir odası vardır. hatta kimi evlerde misafirin önemine göre o odaya alınmaz bile misafir, temiz kalmalı çünkü. evin en büyük, en kullanışlı odasını evde yaşayanlar kullanamazlar, kirlenir, halı lekelenir diye. işte ben de mutfak, tuvalet, banyonun yanında misafir odasını da söyledim. söylemez olaydım. onun adı yaşama alanıymış. yerim böyle işi dedim. kime hikaye anlatıyor bu kadın. evine gidip baksan onda da vardır bi misafir odası, çocuklarını filan sokmuyordur oraya. ama benim bu cevabımla baya güldü eğlendi. sanki yedi sülalesi saraylı. sonradan farkettim ki bu işin oluru buymuş. kelimeler kimi zaman hatta çoğu zaman tasarımından daha önemli olabiliyormuş. kütleye giriş yerine ben binaya burdan giriş verdim dersen bitmez o okul.
evinde istediğin kadar misafir odası olsun, adına yaşama alanı dedin mi havasından yanına varamazsın. "ailecek boş vaktimizi yaşama alanında geçiriyoruz, misafir gelince de oturuyor bi köşeye, bulaşığını filan yıkayıp gidiyor." ayıp lan, misafir odası olacak o evde, biz büyüklerimizden öyle gördük.
muhtemelen bir mimar tarafindan yazilmis rehberdir.
mimarlar sadece amerikan filmlerinde havalidirlar.. ama amerikan filmlerinde doktorlar, muhendisler, bankacilar, polisler, itfaiyeciler vb.. herkes havalidir.
Toplumumuz mimara doktora vs. ozenmekten kurtarilmalidir. ozenmek taklit etmek yerine ozgun olabilmek kendin gibi olabilmektir aslolan. ki ozenilen varliklarin da bunu hakedip etmedikleri yani ne olduklari ne olmadiklari arastirilmali elestirilmelidir.
tipki mimarlar gibi havali olabilmek icin bize yol gosterecek rehberdir.
ahşap yerine tahta dediğiniz günler geride kaldı. i̇şte karşınızda havalı olmayanlar için mimar gibi havalı olma pratikleri. aşağıdaki maddeleri okuyun ve aklınızda bir yere not edin. çeşitli sohbetlerde uygun tumceler içerisinde ortama serpiştirin.
aydınlatmalarla başlayalım.
bir alan, genelden değil, noktasal ve sarı renklerde aydınlatılıyorsa; "mm, bu tip dramatik ambiansa bayılıyorum. hacimleri çok cozy yapıyor." şeklinde konuşun. cozy yerine "homy" de kullanabilirsiniz.
bir önceki örnekte olduğu gibi artık "mekan" kelimesi yerine "hacim" kelimesini kullanıyoruz.
bundan böyle "bu binanın şeklini çok beğendim" denmeyecek. doğru havalılık sırası şu şekildedir; bina < yapı < kütle.
şekil kelimesinin daha havalı alternatifleri ise şu şekildedir: şekil < biçim < form < yapı plastiği (yok artık, o kadar kızı ne yapacaksınız) "bu kütlenin formunu çok beğeniyorum" gibi.
bundan böyle şehir değil "kent" kelimesini kullanıyoruz. fabrika değil, "endüstriyel yapı" diyoruz. "kentimizdeki eski endüstriyel alanlar bugün bir çekim alanı haline geldi." gibi. "çekim alanı" her zaman çalışır. her arkadaşınıza en az bir defa satın
.
"modern, minimalist" tanımları çok tüketilmiştir. "temiz, neat" gibi kelimeler kullanın, detaya girmeyin.
yabancı kökenler her zaman çalışır. cephe yerine "facade", çekirdek yerine "core", asma kat yerine "mezzanine", kiler yerine"pantry" deyin. "penthouse" gibi seksi bir kavram varken hangi demode "çatı katı" kullanır ki?
bundan böyle "bölge" kelimesi de kullanılmayacak. artık "zone" kavramına alışsanız iyi edersiniz. cümlelerinize "kozmopolit, kitlesel, kamusal" gibi sosyal terimler serpiştirin. bu noktada şehircilerden destek alabilirsiniz. yeri geldiğinde daha havalı olabiliyorlar.
mimari bir analiz yaparken hangi ölçekten baktığınızı belirtin. "i̇nsan ölçeği" deyin "kentsel ölçek" deyin.
levent loft'un önünden geçerken o anda yanınızda kim varsa loftlarin hikayesini anlatın. amerikali ressamlardan girin, eski sanayi yapilarindan çıkın.
kentlerdeki önemli caddelere artık cadde demiyor, "aks" kelimesini kullanıyoruz. "büyükdere aksındaki yoğunluk, yer altı ulaşım sisteminin sınırlarını zorluyor" gibi.
i̇yi-kötü, faydalı-zararlı her türlü avm'ye karşı çıkın. sokak yaşantısı deyin. hepsi yıkılmalı deyin.
havalı renk isimleri kullanın. vizon, (çok afedersiniz) siklamen vb.
şu mobilyalari ezbere bilin, bilmeyeni kucumseyin. eames lounge chair, barcelona chair, nougchi table.
bunların dışında tom dixon, b&b gibi birkaç yabancı markaya çalışın. bir mekanda bu markaların ürünlerini gördüğünüzde sohbetinize konu edin.
bu maddelerin tamamını hayata gecirdiginizde artık mim.b+ segmentinde havalı olabilirsiniz. toplam havalilik puaninizi hesaplarken şu katsayıları da aklınızdan çıkarmayın.
camper ayakkabi, x1,05moleskine defter; x1,15kemik gözlük; x1,25kadınlarda kısa saç x1,10
daha da ileri gitmek istiyorsaniz metaforlara, fraktallara girebilirsiniz ancak bir anda bu kadar havalı olmanız çevrenizde şüphe uyandırabilir. adım adım ilerlemekte fayda var.
bir uyarı da mimar meslektaşlarıma geliyor. bu taktikleri şantiyelerinizde kullanmayın. şu sıkıntıları yaşamamak için bu taktikleri "camper"larınızın temiz kaldığı "hacim"lerde hayata geçirin.